Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna |
|
||||||||||
|
Peygamberimiz (s.a.v.): “Arapları üç sebepten seviniz: Bir; Ben Arabım. İki; Kur’an-ı Kerim Arapça. Üç; Cennet lisanı Arapçadır.” buyurmaktadır. Bazı aklıevveller var ki, “Bana Arap deme de ne dersen de” diyor. Bu cümleyi hangi yönden çekersek çek sakat bir cümle. Toptan, yargısız, peşin hükümde hikmet bulunmaz. Arapların hangi huyunu ya da huylarını beğenmiyorsun be adam. Senin o aşağıladığın Araplardan farkın ne? Sağlam bir kafan, sağlam bir ruh yapın mı var? Araplar kim? Arap olmayanlar kim? Ayeti kerime: “Müslümanlar muhakkak ki kardeştir.” buyuruyor. Sen bu kardeşliğin neresindesin ki, Kaf Dağı’ndaki ejderha gibi, Arap kelimesini ağzından çıkan alevle birlikte telaffuz etmektesin? Sen adam akıllı bir Türk müsün? Erdemli bir Müslüman mısın? Dostun, çağın karanlık haçlı zihniyeti ile Irak’ta, Afganistan’da, Müslümanlar üzerine yağdırdığı bombalarla bir milyon kişiyi katleden ABD mi? Eğer cevabın evet ise Ebu Gureyp Cezaevi’ndeki vahşet mi dehşet, yoksa Arapları sevmemek mi? Yok, cevabın hayır ise dostun kim? Her gün kundaktaki bebekler üzerine mermi yağdıran İsrail mi? Cevabın evet ise zulmü dünyada karşılıksız kalmayan felçli Şaron neyin olur? Yok, cevabın hayır ise dostun kim? Çanakkale’de, Musul’da, Maraş’ta, Antep’te dedelerinin üzerine tonlarca toplar yağdıran İngiliz ve Fransızlar mı? Yok, cevabın hayır ise dostun kim? Mısır’da İngilizlerin esir aldığı Türklerin gözlerini oyan ve bugün mazlum rolü oynayan Ermeniler mi? Cevabın “evet” ise söyleyecek sözüm, yazacak kelamım yok? Yok, cevabın hayır ise dostun kim? Ağzını açtığın her olumsuz olayda Araplara bir gönderme yapmanın gerekçesi cehalet mi, yoksa atalet mi? Üstünlüğün, erdemin takvada olduğu bir anlayışta, adam akıllı adam olduktan sonra ha Türk olmuşsun, ha Arap olmuşsun, ha İngiliz olmuşsun, ha Kızılderili olmuşsun ne fark eder? İnsanlığa hayır eksenli bir faydası dokunmayanların, şer eksenli eleştirilerde bulunarak cehalete hizmet edenlerin, üstün vasıflı bir ırk sahibi olmaları mümkün müdür? Madem Türk’sün; senin deden Fatih mi, yoksa Cengiz Han mı? Senin dostun, hayatını milletine hizmete adayan Milli Mücadele’nin ümmet şuurlu edibi Mehmet Akif mi, yoksa Jön Türklük adı altında, memleketine ihaneti vatana hizmet olarak gören İngiliz payandası Ali Süavi mi? Biz memleketimizi, milletimizi ve milliyetimizi en az Türklüğü ırkçılık boyutunda Türkçülük yapanlar kadar seviyoruz. Bizim vatan ve millet sevdamızın esas noktasını; yüksek İslam şuurlu Alparslan’ın, kefenini giyip Cuma vaazında ilayı kelimetullah uğruna yola koyulduğunu beyanından sonra çıkıp, Türklere Anadolu’nun kapılarını araladığı Malazgirt Meydan Muharebesi’ni kazandırdığı vasıfları teşkil etmektedir. Kuru kuru Türkçülük yaparak, insanlığın en hayırlısı Allah Resulü’nün ömrü boyunca hiç ön plana çıkarmadığı ve ahirette “Ümmeti ümmeti” diyeceğini beyan ettiği hadisinden de anlaşılacağı üzere milliyeti olan Arapları, hor ve hakir gören bir Türkçülüğün kime ne yararı olabilir? Arenada bileğini bükemediği Osmanlı’yı “milliyetçilik” fikirlerini körükleyerek parçalayan İngilizlerin, Araplara Türkleri, Türklere ise Arapları kötülemesi için ürettiği fitnenin tohumlarından teşekkül etmiş olan bu zihniyetin yıkılması için ilmin aydınlığı altında aydınlanmaya ihtiyaç vardır. Yoksa bazı aklıevvellerin daha çoook “Arap saçına dönmüş.”, “Arap çorbası gibi olmuş.” demeleri kaçınılmaz olur. Tabî ilmin ışığı altında aydınlanmaya, sadece lafazanca Türkçülük yapan Türklerin değil, Arapların da, Acemlerin de yani tüm İslam âleminin ihtiyacı var. Ki, Araplar da bir kedi gördükleri zaman “Aa! Türk” tepkisi vermesinler. “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (Hucurât Suresi 10) Allah Resulü (s.a.v.): “Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman edemezsiniz…” buyurmaktadır. Ayet ve hadisler böyle emrettikten sonra bize ancak “Amenna” demek ve hor ve hakir görmeksizin, ayırmaksızın, bazı vasıflarını beğenmesek ya da tasvip etmesek de başta peygamberimizin kavmi olmak üzere bütün Müslümanları sevmek düşer. Biz Türk insanının gönlü, Mevlâna gibi geniştir. “Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü.” Selam ve muhabbetle.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hayati Okur ERDEMOĞLU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |