Şiir, seçmek ve gizlemek sanatıdır. -Chateaubriand |
|
||||||||||
|
İkimizde kaybettik! (sanma ki mutluluğun kollarındasın) Gel, son kez dudaklarımda ara isminin hecelerini, bakalım tanıyabilecek misin? Bir masal akşamı hüzünlerime yenildim. Ben bir kez ağladım; sen ağlamalara doyamayacaksın… (hiçbir gözyaşı hafifletmez ayrılığı/ kandırma kendini sahte mutlulukla) Gittiğin yerleri iyi seç! Gün gelir ararsın geldiğin yeri… En büyük düşman vicdandır/ çoğu kez kazandığını sandığın anda gelir-konar kalbine. Acılar güzeldir; herkes çekemez acıyı, vicdan gerekir… Dönülmez sokaklarda sakın arama kendini/ sen çok sevilen bir yürektesin… Seni biraz sevmedim ki-avucumdaki kırmızı gül hala “sen” kokuyor… (nasihat değil bu! En çok kendim acıyorum yine de, kendime…) “seni sevdiğimi sana yazdığımdan değil! Güzel yüzünü bir kez görmek için çektiğim acılardan anla…” / …bir aşk, bir sen… Çok farklı şeyler bunlar. Aşk, belki her yüreğe duyabileceğim bir his artık, sadece… “sen” bir başkası asla “sen” olamaz ki- belki âşık olduğum yüreğe “çok seviyorum”, diyebilirim… Ama “seni çok seviyorum” diyemem, senden başkasına…/ “seninle en çok çocukluğunu paylaşmak isterdim… Hani ayrılıkların hiç olmadığı zamanları…” Galiba ikimizde kaybettik! (artık hiç dinmeyecek yüreğimde acının sesi) Bilmiyorum, eskisi gibi yaşamak ister miyim? Tuhaf bir şey bu! Galiba biraz yoruldum. Hayatımın asla olmaz dediğim dönemlerindeyim. Sağlık problemlerim bitmiyor. Hayallerim bile eskisi gibi uğramıyor. Ayna karşısına geçip-süslendiğim zamanları bile özledim. Saçlarım uzamışmış, öyle diyorlar. Oysa kar taneleri düştü ellerinin değdiği her yere… Yüreğim çok soğudu! (yaşamak nasıl bir duygu ki-unuttum bu kadar) “sence varlığını bu kadar sevmeseydim/ yokluğuna katlanabilir miydim?” …sana yazarken kızacaktım en çok. Neden, diye sorup/ yoracaktım vicdanını. Ama yapamadım işte! Her soruyu yine unutuyorum. Aslında hiç üzmek istemiyorum. Belki yarım kalmışlığımı seninle tamamladığım içindir ki-seni kıramıyorum… (seni çok özledim/ “sen” diyebildiğim, seni ama…) Senden daha fazla yara aldım. Kanayan yanlarımdan varlığın usulca süzülürken hiç engel olamadım. Biliyorum, gitmek istiyordun ki-hiçbir şey söylemeye bile gerek duymadın, sadece gittin… Haklı gerçeklerin vardı belki/ benden daha fazla seviliyordun başka yürekte… Kızmıyorum! Sadece yokluğunda bile “sen” varsın… Sensizliği bana emanet etiğin için “çok seviyorum” seni yine de… (yaralarım kapanırsa eksik kalır mı diğer yanım…) Belki aşkı utandıramadık ama kendi adıma ispatladım: “seni çok seveceğimi ve asla unutmayacağımı…” —Son yazımdı… Ve susuyorum artık!(ömrüm boyunca ) ( yürek burkulmalarında ki tozlu yazılar–20 ) —Emre onbey
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © emre_onbey, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |