Özyaşamöyküsü başka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eşsiz bir araç. -Philip Guedella |
|
||||||||||
|
M.NİHAT MALKOÇ Rahmet ve mağfiretin hayatımızı çepeçevre kuşattığı mübarek bir zaman dilimizdeyiz. Dört bir yanımız nimetlerle ve bereketlerle çevrilmiş… Bu günler sayılıdır ve kıymeti bilinmelidir. Manevi fırsatlar tıpkı maddi fırsatlar gibi belirli zamanlarda kapımızı çalar, bunları ganimet bilip değerlendiremezsek gelecekte pişmanlık duyarız. Fakat bu, geçen zamanı ve fırsatları geri getirmeye yetmez. Manevi fırsatlar kaza edilmemelidir. Mübarek zaman dilimlerinden birisi de ramazan-ı şeriftir. Bu ayda Allah’a yakın ol(a)mayanlar zarardadır. Bu ayın gününü ve gecesini salih amellerin nuruyla tezyin etmeliyiz. Ramazanın içinde gizlenen bir gece vardır ki o geceyi ibadetle geçirenler bin aya eşit bir zamanın manevi kârını hanelerine yazdırmış olurlar. Bu gece mübarek Kadir gecesidir. Yüce Rabbimiz bu geceye dair şu övücü sözleri dile getiriyor: “Biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır… O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Tâ fecrin doğuşuna kadar.” (Kadir Suresi 1-5. Ayetler) Bu ayetlerde de belirtildiği gibi Kur’an-ı Kerim, Kadir gecesinde yeryüzüne inmeye başlamıştır. Bu olay da bu gecenin kutsiyetini artırmaktadır. Bu gecedeki ibadet, içerisinde Kadir gecesi bulunmayan bin ayda yapılan nafile ibadetten daha faziletlidir. Bu ne büyük bir manevi fırsattır!... Gelecek bir seneye kadar cereyan edecek olan her türlü hadiseler Allah Teâlâ’nın ezelî kaza ve takdiri ile ilgili meleklere bu gecede bildirilir. Bu gecede yeryüzüne Cebrail ve çok sayıda melek iner. Bu gece tanyerinin ağarmasına kadar esenliktir, her türlü kötülükten uzaktır. Yeryüzüne inen melekler uğradıkları her mümine selam verirler. Bu güzellikler senede bir gece gerçekleşir. Onun için kıymetini bilip gereğini yerine getirmeliyiz. Kadir gecesinin kendine mahsus bir ibadeti yoktur. Kadir gecesini, namaz kılarak, Kur’ân-ı Kerim okuyarak, tevbe, istiğfar ederek ve dua yaparak değerlendirmek en kârlı ve mantıklı bir davranıştır. Üzerinde namaz borcu olanların nafile namazı kılmadan önce hiç değilse beş vakit kaza namazı kılmaları daha faziletlidir. Kazası yoksa nafile kılar. Fakat bu ahir zamanda kazası olmayan kişiye rastlamak pek mümkün değildir. Onun için nafile yerine, kazalarımızı kılıp üzerimizdeki namaz borcundan kurtulmalıyız. Bu gecenin öyle bir anı vardır ki o anda yapılan ibadet ve dualar mutlaka kabul ve makbul olur. Bu önemli anı yakalamak için gecenin bütününü tevbe ve istiğfar ile geçirmek gerekir. Bu tılsımlı vaktin saklı olması, müslümanın bütün geceyi ibadetle geçirmesinin gerekliliğini ortaya koyar. Akıllı insan da her dakikasını Allah’ı anmakla ve ona yönelmekle geçirir. Bilindiği gibi Kadir gecesinin ne zaman olduğu meçhuldür. Bunda da sayısız hikmetler vardır. Şayet zamanı belli olsaydı diğer günleri gaflet içerisinde geçirebilirdik. Sevap bakımından kârlı çıkmak için bu geceye yüklenirdik. Bu da doğru bir davranış olmazdı. Kul her zaman Allah’ı anmalı, kalbini onun sevgisiyle doldurmalıdır. İbadette devamlılık esastır. Bir yıl yan gelip yatıp bütün ibadetleri bir akşama sığdırmak samimi imanla ve kulluk anlayışıyla bağdaşmaz. Peygamber Efendimiz (sav) ramazanın son on gecesi itikâfa girer ve ev halkını da ibadete yönlendirirdi. Eskilerimiz Kadir gecesiyle ilgili olarak şu özlü ifadeyi söylemişlerdir: “Her geceni Kadir bil; her geçeni Hızır bil” Böyle düşünülürse müslümanın iman hususunda her zaman kararlı ve sabit durması sağlanmış olur. Kadir gecesinin ramazanın hangi gecesine rastladığı hususunda pek çok rivayet bulunmakla birlikte, ramazanın son on gününde aranması tavsiye edilmiştir. Bazı hadis-i şeriflerde de Kadir gecesinin ramazanın yirmi yedinci gecesine denk geldiği bildirilmektedir: “Onu yirmi yedinci gecede arayınız” hadisi buna işaret etmektedir. Kadir gecesinde yapılan ibadetler Allah katında çok makbuldür. Bu gece manevi bakımdan çok kârlı bir gecedir. Fakat bu geceye güvenip diğer günlerde ibadetleri askıya almak akıllı müslümanın yapacağı iş değildir. Resulullah Efendimiz: “Kim inanarak, sevabını ancak Allah’tan bekleyerek Kadir gecesinde kıyam üzere olursa (uyanık kalıp ihya ederse) geçmiş günahları affedilir.” buyurmaktadır. Bu hadiste ifade edildiği üzere bu gece uykumuzdan feragat edelim. Bol bol Allah’ı zikredelim; tövbe istiğfar edelim. Ruhlarımızı manevi kirlerden arındıralım. Şafak söktükten sonra günah yükünü üzerinden atmış bir şekilde yeni güne tertemiz bir surette doğalım. Bütün Müslümanların Kadir gecesini kutluyor, bu gecenin Müslüman âleminin uyanışına vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |