Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu |
|
||||||||||
|
Yukarıdaki sözler bin yıl önce Anadolu’yu Müslüman Türklerden almaya gelen haçlı güruhunun günümüzdeki torunlarından birine ait. Son bir iki yıldır dikkat ediyorum da Batı’ya ait kültürel unsurlar ne çok üstümüze abanmaya başladı değil mi? Ait olduğu yerlerde ‘aziz’ isimleri ile anılan günler bizde sevgililer günü(Saint Valentin),Noel(yılbaşı)oluverdi. Her türlü açıklık saçıklık envai çeşit kepazelik bize yarışma, dizi, eğlence programı vb. ambalajlarla pazarlanmaya başladı. Çağdaşlık, özgürlük adı altında kural tanımaz hayat tarzı yüceltilip alkışlandı. Meyvesi ise acı oldu. Burçin Bircan olayı hafızalardaki tazeliğini koruyor. Bir diğer kesim ise ‘tu kaka’edildi. İnandıklarından ve inandıklarını hür bir şekilde, kardeşçe, bu ülkede yaşamak istediklerinden dolayı horlandı/horlanıyor. Hayatın her alnından (siyaset, eğitim, üniversite vb.)çkarılmak isteniyor. Yurtlar basılıyor, inancının gereği giyinen bayanlar okula sokulmuyor. Örneğin üniversitede hoca ise ona “ yeter” deniliyor. Haa bir de yukarıda bahsettiğim göğüslerinde haç olmasa da o ruhu ve kafayı taşıyan hiç kimsenin tekerleklerine taş koyamadığı “hop kardeşim burası laik bir ülke “demediği/diyemediği misyonerler var. Onları kâh üniversitelerde görüyorsunuz kâh felaket bölgelerinde yardım adı altında. Başta bahsettiğim bize dayatılan ithal malı hayat tarzının ardından Milli Mücadele’yi kazanan (şehitlik-gazilik)ruhunun temsilcilerine yapılan baskıları bir de Hıristiyan olan on bin insanımızı, son bir yılda açılan yirmi bin kilise evi, deprem bölgelerinde yardım adı altında Hıristiyanlık propagandasını, Kürtçe İncilleri yan yana, alt alta üst üste koyduğumuzda hep aynı şey çıkıyor karşımıza: Haçlı Seferleri. Bush da öyle demedi mi zaten "Bu bir haçlı Seferidir”.İçeride insanların ahlaklarını bozacak medya taarruzuyla dışarıda ülkeleri işgal eden askeri taarruz. Şimdi tekrar başa dönelim.Adamlar mahvetme ve inançsızlaştırma yolunda gayet başarılı ilerlemiyorlar mı?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ethem Doğruyol, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |