Çocukların eğitimi, zaman kazanmak için nasıl zaman yitireceğimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Bu iki sözcüğü duyduğumda, mıknatısın çekici gücüyle birbirine koşan o kadar çok duygu belirdi ki zihnimde! Silivri, başlı başına bir hayal zaten benim için. Akşam vakti sahilinde yürümek, hele de azıcık daha uzaklaşmak, karışık seslerden ve kuşları duyabileceğim bir noktada oturmak, denizi izlemek bazen… Birkaç satıra eşlik edebilmesine izin vermek doğanın… Yazmayı bile Silivri’de sevmek…Ahmet Erhan okuyabilmek… Bir yer düşünün… Öyle ki İstanbul’un o soğuk esintisine inat o sıcacık var oluşunu adeta tüm benliğinizde hissettiriyor. Öyle ki bazen Beyoğlu aşkınızı giderme güdünüzü, sahilinde vereceğiniz bir mangal partisi fikrine anında dönüştürebiliyor. Konuya giriş yapma görevini üstlenmiş cümleler için kesinlikle çok uygun Silivri. Evet işte o yer; Silivri… Şüphesiz ki hepimiz seyahatlerde, aldığımız her nefesin temizliğine dikkat edecek kadar titiziz. Silivri, endişeleri anında ortadan kaldırabilecek bir yapıya sahip aslında. İlkbahar aylarında ellerinizle toplayabileceğiniz çiçekler… Yada yok ben toplamam diyenler için bir çok çiçekçi… Yüzmek istediğinizde yüzebileceğiniz güzel alanları… Güzel yerleşim mekanları… Şehirden uzaklaşayım diye düşünenler için her türlü etkinlik… Yürümek istediğinizde kulaklarınızda en sevdiğiniz şarkıyı ister istemez duyabileceğiniz güzel yolları… Silivri bu ve daha bir çok eşsiz güzelliğe sahip bir ilçe. Bu ilçe dolaylarında ikamet eden biri olarak şunu kıvançla söyleyebilirim: Silivri kuvvetli bir gelişim sürecindedir. Bu çerçevede Silivri’de yolların yapıldığını, altyapı çalışmalarının gerçekleştirildiğini, yeşillendirme faaliyetlerinin önemli bir yer tuttuğunu ve buna benzer durumları gözlemlemekte güçlük çekmedim. Bunu Silivrili diğer insanların da söylemesi oldukça olağan bir durumdur. Bir Silivrili olarak gurur duyuyorum. Nitekim oldukça samimi duygularla aktarmak istediğim, tamamı henüz gerçek olamamış bir Silivri de yok değil hayalimde. Öncelikle maddesel durumlardan öte bir düşüncem var ki, bence mutlaka önemsenmesi gereklidir. İstanbul’un bir çok önemli ilçesinin – ki bence Silivri de kendini bu noktada kanıtlama aşamasındadır – adını söylediğimizde akılda bir tat kalır. Nasıl ki bir yiyeceğin adı geçtiğinde isteyip istemediğimize anlık olarak karar verebilmekteysek aynı durum bu noktada da geçerli diye düşünmekteyim. Silivri denildiğinde bırakın olumsuz düşünceleri, oldukça leziz bir tat kalmalı insanların akıllarında. Tat alma duyusunu insanların akıllarına kadar itebilmiş bir simgesellik mücadelesinde benim Silivri’min de yeri mutlak suretle olmalıdır. Peki nasıl? Elbette ki tanıtım vb. faaliyetlere gereksinimimiz olacaktır; fakat asıl sorun bu faaliyetlerin içeriğinin tam anlamıyla ne olması konusuna yöneliktir. Yani “İnsanların gözünde Silivri nasıl bir yer olmalıdır?” sorusu bence bu alanda yetkili bir kesim tarafından gündem konusu edilmeli ve buna yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Silivri geçmişi, Silivri kültürü, Silivri lezzetleri, Silivri denizi, Silivri balıkçılığı, Silivri sahili, Silivri akşamları, Silivri havası, Silivri yaşamı… Hepsine ve hatta fazlasına sahip olan Silivri, adı geçtiği anda içini dökebilmeli insanlara. Her zaman için bu, hayalimin asıl eksenini oluşturmuştur. Eminim ki insanlar Silivri’de özlemlerini giderebilecek birçok şeye sahip olabileceklerdir. Benim bu özlemlerinden biri, Silivri’de çok daha güzel bir sahil görebilmek. Bence Silivri sahili oldukça doğal yapıya sahip. Fakat kazandırıldığı şekil, ona kendini gösterme fırsatını tam anlamıyla vermiyor. İnsanların, örneğin akşamları da şimdikine oranla daha fazla çıkmak isteyecekleri bir dahil neden olmasın ki? Zaten oldukça yeterli uzunluğa ve güzelliğe sahip Silivri sahili. Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki bölge bölge bazı kirli noktalara sahip sahilimiz bu kusurdan da bir takım çalışmalar sonrası arındırılabilir. Tüm bunlar vasıtasıyla da Silivri, o kabuğunu kırabilmeli artık. Sahil konusundan da yola çıkarak vardığım düşünce, ufak bir gözlemim vasıtasıyla da kanıtlasın istiyorum. Örneğin insanlar neden Armutlu’ya giderle? Armutlu, turistik anlamda oldukça küçük bir yer. Fakat kendini kanıtlamış… İnsanların gidesi geliyorsa, işte bu yüzden. Bakıldığında Silivri küçük bir merkezden ibaret durmamalı bence. Öncelikle yüz sekiz binin üzerinde insanı barındıran Silivri’nin henüz Silivri halkı tarafından bile tam anlamıyla görülmemiş yerlerine, köylerine yatırımlar yapılmalı, imar düzenine biraz daha dikkat edilmeli ve görsel faktörlere en az benim hayalimde yer verdiğim kadar önem verilmeli diye düşünüyorum. Şehir içi tabelaları dahi kendine özgü olabilmiş bir Silivri, biraz da kendini mistik oluşumlara bırakırsa, bence çok şey yerine oturacaktır. Silivri kendi ismini çok daha kaliteli yapabilecek bir gizil güce sahip. Hayalimdeki Silivri zaten gelecek adına kurulmuş bir Silivri. Ayrıca örneğin bir gökdelen Silivri’ye yakışmaz. Ama tarihi Mimar Sinan Köprüsü gibi güzelliklere sahip Silivri’ye geleceğe de bu gözle bakılabilecek eserler bırakılmalıdır bence. Neden yüksekliği makul bir kule, Silivri’nin merkezine hafif uzak bir bölgede insanlara eşsiz manzarası ve kalitesiyle restoran ya da benzer türde amaçlarla hizmet vermesin? Düşlediğim Silivri’nin daha yüzeyselleştirilmiş bir şekli daha mevcut. Örneğin insanların oturup hoşça vakit geçirebileceği mekanların sayısı oldukça az bence. Sıcak bir kahve içmek için sayılı yerlerden birini tercih etmek zorunda olmak daha bugünden can sıkıcı olmaya başladı bile. Attığınız her adımda aldığınız her nefes, rahatlatıcı nitelikte Silivri’de. Hepimizin temennisi olsa gerek bu güzel ferahlığın devam etmesi.Yüzlerimizdeki gülümsemenin devamlılığı her zaman için bir istek olsa gerek yüreklerimizde. Silivri şu halini daha iyi korusa sadece adıyla bile bir tercih sebebidir. Umarım gelecekte bunu henüz görmemiş insanlar da görür, umarım gelecekte Silivri biraz daha kendine ait özellikleriyle ön planda kalabilir ve umarım Silivri hayalleri gerçek yapıp ileride bugünkünden de güzel olabilir… Bana bu fırsatı sunan büyüklerime sevgi ve saygılarımı bir borç bilirim. Ben şu an okumakla, kendimi geliştirmekle ve de Silivri’yi temiz tutmakla bu borcumu yerine getirmeye çalışıyorum. Ne mutlu, bu borcu yerine getirmek için çalışanlara, çalışacak olanlara… Mehmet Cem UYSAL
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Cem UYSAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |