Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe |
|
||||||||||
|
Bazı aşklar vardır yaşanmaya değer,aşklar vardır Sevda Tepesini deler.Bazı aşklar da vardır ki yarım saate acısı diner.Tıpkı günümüzde yaşanan aşklar gibi…Toplum mu insanı yönlendiriyor yoksa insan mı toplumu?Bir türlü anlaşmış değilim.İnsanlar gün geçtikçe başkalaşmaya başlıyorlar.Yaptıkları rezilliklerle sadece kendilerinin değil,AŞKLARIMIZın da ismini kirletiyorlar. Dedemi ve Ninecağzımı düşünüyorum da;hiçbir zaman kavga etmiyorlar.Sadece birbirlerine akıl vermekle yetiniyorlar.Bir baksanız birbirlerine o kadar bağlılar ki biri köyden yanımıza gelse,öteki hemen ondan önce soluğu bizde alır.Anlayacağınız birbirlerine o kadar bağlılar.İster istemez insan şunu düşünüyor.”İnsanlar birbirlerine yakın kaldıkça aşk gerçekten azalıyor mu?”.Evet doğru bir tespit.Dedelerimizin ömrü gurbette,ninelerimizin de hasret kokan yaşlı gözleri hep yollarda kaldı.Çoğu görücü usulüyle evlenmelerine rağmen hepsinin nur yüzleri bizleri o yılların bile eskitemediği taze gülümsemeleriyle karşılıyor.Namuslarını yani sevdalarını(şimdiki aşklarda namus sevda değil,ayak altına serilmiş çarşaf rolünde olduğunu da hatırlatmakta yarar var.)internet sitelerine,tuvalet kapılarına ve ya duvarlara değil,kalplerindeki en yüksek hatta Ağrı’dan da yüksek Sevda Tepesi’ne kazıyorlardı. Şimdiki gençlerimizin her birinin elinde telefon,bıçak,çakmak,sigara ve bunlara benzer bir çok kendilerince yararlı alet-edevatlarla aşk yaşıyorlar.Ne gurbet ne sıla ne de sevdanın ateşiyle birbirine karışmış bir hasretlik yaşıyor.Ya sevgilisi sürekli yanında,ya da sürekli telefonu kulağında oluyor. Geçmiş aşklar dönem ile şuan ki aşklar dönemini karşılaştırdığımız zaman ortaya çıkan bilançodan inanın korkuyoruz.Tamamıyla toplumumuzdaki aşk anlayışı rezilliğin eşiğine getirilmeye çalışılıyor.Etrafımız günübirlik ve yalancı aşklar ile çepe çevre çevrelenmişken,bizde kapımızda “YENİ YILDA AŞKA KAPALIYIZ” tabelasıyla karşılıyoruz yeni yılın taze ama kadir kıymet bilmeyen aşklarını…. NOT:BU YAZI MEZOPOTAMYA’NIN SERİNLİĞİNDE YAŞANMIŞ OLAN MEM U ZÎN’İN KUTSAL SEVDALARINA ADANMIŞTIR.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ÖMER YALÇIN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |