..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Gözde Burcu Çan




29 Kasım 2006
Çıkmaz  
Gözde Burcu Çan
Hayata kafa tutmanın, tabulara karşı direnişin vakti gelmedi mi henüz?


:BBJI:
Hayata dair bir takım basmakalıp öngörülere yenik düşüyoruz çoğu zaman. İsyanlarımız içimize tıkılıp kalıyor. Bastıra bastıra sıkıştırdığımız, artık kokuşmuş isyanlarımız. Dışa vurmaya gücümüz ve cesaretimiz yok. Düzenin bize öğrettiği bu. Ya da dayattığı diyelim.

Bir şekilde aradakalmışlıktan öte, insan olmanın ve varolduğunu kanıtlamanın serseri bilinci içinde yaşıyoruz bu hisleri. İçimizdeki uçurumvari kayalıklarda depremlerin, sellerin, yıkımların ve onlarcası felaketlerin yankılarıyla süregelen olaylarla oluşturuyoruz bu modern dediğimiz dünyayı. Kan gibi fışkırır içimizden bizi benliğimize tanıklık etmeye zorlayan ütopyalar. Üzgüye dönüşür, saplanır bedenimize ok gibi. Oklar uç verir ve kanatır mutluluğumuzu. Acı çekemeye eş değer o hissiyatı yaşatır bize.

İşte böyledir sevdiklerimize söyleyememek sevdiğimizi. İster saf bir “anneye sevgi” olsun içimizde büyüttüğümüz ister “çılgınca bir aşk” bir güzele; söyleyemeyiz... İki kelimeden oluşan o basit cümle prangalanır dilimizin ardına çıkmaz/çıkamaz/çıkarılamaz... Belki hissettirebiliriz bazı hareketlerimizle gayri ihtiyarı fakat kulak işitmek ister gönlün tatmin olması için. Büyür o aşk/sevgi içimizde. Hem varlığı hem de varlığının saklanması/yasaklanması deler ciğerimizi, kanatır.. Dolaşır içimizde, beslenir cismimizle, can bulur ruhumuzla ve kötü huylu bir tümör edasıyla salınır kimseye hesap vermeden. Yine de boyun eğeriz onun hükümdarlığına. Söyleyemeyiz o iki kelimeli efsunlu parolayı...

Neden mi? Sebebi çok çeşitli ve kişiye özgü. Belki karşılık görememekten korkarız, belki söyleyememekten usulünce. Belki ne yapacağını bilememekten... Belki belki belki... Ama en acısı da bir dayatmaya karşı kıramamak prangaları. Düzenin dayatmalarına karşı haykıramamak isyanını. “Aman ne derler?”, “Düzene uygun değil mi yoksa?” soruları gelir peşi sıra... Seversin söyleyemezsin, kızarsın sövemezsin, düşünür ifade edemezsin. Bir hissi, bir duyuşu, bir fikri saklamak/yasaklamak iştahla kemirir mutluluğumuzu. “Düzen bu”, “rajon böyle” safsataları dikilir karşımıza. Eğer izin verirsen prangalanmış isyanına; dışlanırsın, hakir görülür horlanırsın, damgalanır itelenirsin. Dilinin arkasındaki prangalara ihtiyaç kalmaz, çünkü dilin de kalmaz artık yok olursun!

Yok olmayı göze alacak kadar değerliyse bu sözler senin için, uçurtmanın ipini bırakmanın vakti gelmişse eğer, özgürlüğe engel olan bahanelere başkaldırının da zamanıdır. Tabulara hükmetmeyi öğrenmelisin artık. Paradokslar labirentinde kaybolmamanın yolu buradan geçiyor. Tabi nihayetinde kanamayan mutluluklar da var, önyargıların saldırısı da. Her sonuca fitsen eğer, git ve kendini bul. Ama bir saniye olsun duraksadıysan bu kararı verirken, en ufak bir tereddütün varsa eğer, ehemmiyetsiz demektir senin için o şey. Katlanabilmek ya da katlanabilmeye meydan okumak. Seçim senin.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Duvarları Yıkmak
Yitik Çırpınışlar
Acı ve Zevk
Mucize Arzusu
Hayal Olan Hayal

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
'Dtcf'li Olmak
Arayış
Yazmak
Yüzleşmenin Azizliği
'Ben'li Geniş Zaman


Gözde Burcu Çan kimdir?

Kızlarla ilgili ön yargılara tepki olarak doğdum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gözde Burcu Çan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.