sen ne yaptın bana böyle? nasıl yaşlandırabildin bu körpe yüreğimi? nasıl kıydın daha hiç yaşanmamış düşlerde kalmaktan öteye gidemeyen hayallerime? sen ne yaptın bana böyle?
kendimi 40 yaşında bir kadının evlilikle ilgili düşündüklerinin kucağına bıraktım çaresiz... bu muydu sana tutulmamın bedeli? genç kız yüreğimi yaşlandırmak bir bıkkınlığın kollarına atmak mıydı amacın söyle...
daha koşacaktım ben sonu gelmeyen yollarda, aşık ıslatan yaşmurlarda ıslanacak sıılsıklam olacak sonra hastalanacaktım. herşeyi yaşayacak herşeyden nasibimi alacaktım oysa... ayaklarım yerden kesilecekti uçacaktım, gözlerimden sevinç yaşları süzülecekti silmeyecektim, acıyı bile mutluluğa karıştırıp aşk şerbeti deyip içecektim... bir kelebeğin 3 günlük ömrünü yaşarmışcasına yaşayacaktım seni ve bu içimde kurumaya yüz tutmuş aşkımı... selinle büyüyecek yeşerecek tohumlar döküp tekrar tekrar filizlenecektim! oysa şimdi susuz kurak topraklarda yeşermeye çalışan kuru bir gül misali soldum avuçlarında.
((Resim Sol=http://www.balca.net/sitem10041.aspx))
aşkımı bozuk para gibi harcarken ziyan edip savururken genç kızken bir kadın gibi hissettirirken bu kadar mı kin doluydun bana? bu kadar mı bitirmeye yemin etmiştin aşkımı ve hatta beni!
daha gecenin gökyüzünü çarşaf çarşaf sardığı yıldızlı gecelerde sabahlayacaktım dizlerinde...büyük hayallere gebe değildim hiç bir zaman oysa...
şimdi bedeni genç kız havasında ruhu 40 yaşında bir kadın gibi hissediyorum kendimi ve herkes beni gencecik mutlu biri sanarken, ben yine her defasında yataklık yapıyorum bedenimle birlikte bu gülünç yalana... söylesene göçmen kuşum sen ne yaptın bana böyle...