Yaşama karşı sımsıcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Bir aşkı yaratmanın ve yaşatmanın ürkekliğinde ağzımdan çıkan sözlere ben bile yabancıydım. Gerçekten böyle mi hissediyordum yoksa yaşamak istediğim mi buydu? Ama öyle yalın ve çocuksuydu ki tüm sözcüklerim. Sevgiye aitti. Sevgiliye aitti hepsi. Sana milyonlarca sözcükle yaklaştım, gerçekliğin soğuk kıyılarında yaşarken sen. Her şeyime inat, bir kış güneşi gibiydin. Görüyordum seni ama ısıtmıyordun içimi. Isıtamıyordun belki de. Yaşanılanların faturasıydı bu ve piyango bana vurmuştu. Yaz mevsimini hayal etmek suçundan yargılayıp, astılar beni. İşin en acı yanı kararı veren yargıç sendin. İstesen de ısıtamıyordun beni. Uzaklarda kalmıştı yüreğin. Sen artık gerçekliğin soğuk ikliminde bir nesneydin. Ve yazık ben sana vurgundum. İçindeki tüm iyi niyetler, gözlerinde takılı kalmış, istesen de yırtıp çıkartamıyordun kendini. Bazı geceler birkaç saniye gözlerinin önünde dolaşan yağmur bulutlarından anlamıştım bunu. Ben anladıkça ve anlattıkça seni, daha da kaçtın benden. İyice soğudu havalar. Artık ben de üşüyorum… Bir çocuksu yürekle bağlanmıştım sana. İçimde ne varsa bir çocuk saflığı ve açıklığıyla anlatıyordum. Her şeyi tek tek, en ince ayrıntısına kadar, zamana ve dağlara inat bir umutla. Oysa sen, kıyılarında yaşamıştın hayatın. Zor günlerin ardından da olsa, alışmıştın buna. Şimdi yeniden bir umut filizlendirme cesareti düşmüyor, düşemiyordu içine. Bu mevsimde olmaz diyordun, solar, dayanamaz, diyordun. Artık çok geç diyordun. Zamanın faturası bana çıkıyor. Gözlerim ve yüreğimle direnme çabalarım bir süre sonra çaresizliğe dönüşüyordu. Ve yeniden anlıyordum seni. … İçimdeki tüm kırık cam parçalarını toplayıp, ayıklıyorum. Çok kan kaybetmişim. Senin geçmişin benim geleceğime damga vuruyor. Biliyorum. Ömrümün en cesaretli anında bir umut filizlendirmeye karar veriyorum ve piyango sana vuruyor. Zaman ilerliyor ve ben artık kendi geleceğimden korkuyorum. Benim bir zamanlar yetiştirmeye çalıştığım umut senin soğuk kıyılarında can çekişiyor. Bunu görmekten zorlanıyorum. Küçük ve umut dolu aşkım direniyor hala. Filmlerdeki esas oğlanla esas kız gözleri sevgi ve hüzün dolu buluşuyor, sarılıyorlar birbirlerine… .. Yanlış zamanlardayız. Ben sana geç kalmışım. Acısındayım şimdi. Düşlerimi süsleyen sevda sözcükleri bir bir eziliyor. Görüyorum. Oysa bir deli kızın türküsüydü yaşamak istediğim. … Bilsen ne değişir tüm bunları. Tüm hikayeleri. Zaman çok şeyi silip götürüyor. Dalgalar kıyıya çok sert vuruyor. Her şey biraz daha yok oluyor. Avuçlarımın arasından kayıp gidiyor hayallerim aşkım! Zamanı durduramıyorum! Umut dolu küçük mutluluklarım vardı benim: kaybediyorum. Aşkımın derin uçurumu bir çiçeğin yetişemeyeceği kadar sapa ve zorda… Olmaz. Olmazların dünyasında yaşam gittikçe zorlaşıyor!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © düşge su, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |