İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret |
|
||||||||||
|
Havadis Gün bitiyor, Ağustos’ta. Eylül geliyor, kendi yağmurları ve vazgeçilmez hüznü ile Sonbahar geliyor! Islanarak yere düşen yaprakların mevsimi geliyor. Havalar soğuyor giderek, Güz mevsimi, düş mevsimi geliyor. Yalınlık ve serinlik kaplayacak doğayı. Soyunan bir mevsim geliyor! Kendime çok yakıştırdığım bir mevsim geliyor. Güzün demi, kışa dönüşümü, Ekim günleri geliyor. … İstanbul bir ağlayıp bir gülen şizofrenler gibi. Ben de. Neye ağladığını, neye güldüğünü anlamaya çalışmak mümkün değil. Benim de. ... İçimde bir telaş vardı eskiden, Ansızın gidivermiş! Sence neden? Sebepsiz ve kimsenin görmediği dostlarım vardı İçimde binlerce ses ile bana eşlik eden Usulca terk etmişler bahçeyi Sence neden? ... İçimdeki sesler neden sustu? Bunca imge niye karşıma çıktı? Tüm bunların bir anlamı var mı? Hem de güz gelmişken kendiliğinden ve aniden. Yağmurlar yıkamaya başlamışken sokakları Hırka almadan sokağa çıkmak daha tehlikeli olmaya başlamışken, Benim kadar çıplak bir kadının örtünme çabası büyürken! Suskunluğum dudaklarımdaki rujun kalıcılığında saklı iken. ... Tüm bu imgeler bir yerlerden çıkıp, Hayatımı gözlerimin önüne serdi kendiliğinden, Sence neden? Dedim ya belki hiçbir anlamı yok Ama içsel olarak biliyorum, bir şeyler oluyor… Zaman beni bir yere taşıyor Bir yola girmişim, ben değil zaman beni taşıyor Bir yürüyen merdiven edasında zaman. Ben duruyorum. Gözümün önünden geçip gidiyor ömrüm! Şaşkın olduğumu niye bu kadar uzun cümleler ile anlatma ihtiyacı hissediyorum dersin? Sana da olur mu? Zaman kendiliğinden havada asılı kalır mı? Yağmur yağar mı? Rüzgar sanki sadece sana değerek geçer mi? Issız bir sokak seni evine taşır mı? İçindeki bir yere, Bugünün tarihi ve kolundaki saatin kadranından çok uzağa bir yere gider misin? Yoksa bu da bir saçmalık mı? … Bedenimi rüzgar okşasa İçim ürperse usul usul Soğuk bir bira sakin bir kıyıda Zaman sessizce aksa yanı başımda Olmaz Hiçbiri olmaz bunların, olamaz. İmkansız olmayan hayallerimizin tükenmesi galiba yorucu bir deneyimdi. İşte bundan Suskunum. Şiddetle yorgunum. Olağanüstü yalnızım. ... O nasıl, diye sormuşsun ya eşe dosta, Kulağıma gelmez sanmışsın ya. Ondan anlatıyorum bunları sana. Havadis dediğin böyle bir şey işte!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © düşge su, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |