Düşer sessizce ayaklarınızın dibine.
Anlamadan eskitirsiniz dallarınızda yeşermişleri.
Kimse sormamıştır ne kadar ‘daha’ istediğinizi.
Sadece yitip gitmeyi bilirmiş kendisi.

Verilen bir ödülmüş ya ‘yaşamak’.
Kim gibi yaşamak istersiniz?
Ne kadar yaşamak istersiniz?
Kelimelerinizde saklıdır hepsi.
Oysa sadece sormasını biliriz, cevabı hep bizde saklı olan soruları.
Medet umarız bizi tanımayan gözlerden..

Her şey sende saklıdır der ya eski deyişler
Kendi suyumuz da biziz,güneşimiz de.
İçimizdeki rüzgar ise en delisi.
Sadece görmek gerekir, her yeni döngüsünde zamanın
Durup görmek gerekir yolumuzu, doğrumuzu.





Eski bir film geldi aklıma son tarihli bir zaman döngüsüne elveda derken.
Eğlence mahmuru gözleriniz okurken ,belki düşünürsünüz satırların arasında geçen zamanın,
boşa harcadıklarınızdan kısa olduğunu.
‘Mavi eşarp’ idi filmin adı yanılmıyorsam.
Gizliden gizliye ölmekte olan Türkan Şoray, geri kalan günlerini ipe dizdiği boncuklarla simgeliyordu.
Ve biten her günün ardından bir boncuk daha eksiliyordu yaşamını astığı ipten.
Yine her gece uyuduktan sonra babası odasına gelir ve yeni bir boncuk eklerdi kızının ömrüne.
Bizlerse elimizdeki boncukların azalacağını bilmeden tüketiyoruz.
Bilmiyoruz ki arkamızdan ekleyecek bir sevenimiz var mı?
Her yeni 365 güne girerken yüzlerce formül,liste,kural ve kararlarla hayatınıza çeki düzen vermeniz istenir.Ne kadar uygulamak isteriz ne kadar başarırız kim bilir?
Herkese ışıl ışıl umut veren bir döngüye daha başlarken naçizane tek tavsiyem var sizlere.
Ya elinizdeki boncukların kıymetini bilin.Her birini anlamlı tüketin.
Dolu dolu ve size ait bir şekilde.
Ya da sizin için boncuk ekleyecek sevenler kazanın.
Çünkü en büyük yaşam kaynağımız bizimle boncuklarımızı harcamaya değer birisini kazanmış olmamızdır.
Elimizdeki ödüle iyi bakalım,yapraksız kalmayalım.