Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes |
|
||||||||||
|
Hep kazançların peşinden koşuyoruz.Hep artılarını yakalamak için zamanın.Aslında içeride bir yerlerde hepimiz biliyoruz o beklenen finalin hepimizi yakalayacağını.Eninde , sonunda.Sakın ola ki bu yazının girişine bakıp, her şeyi unutun sadece yaşayın mesajı gelecek sanmayın. Elbette tutunacağız hayata , hem de bütün gücümüzle. Hayatlar arasında en kötüsü boşa gecenidir. En anlamsızı,en acınası olanı.Bence diğer dünyada en büyük hesabın sorulacağı hayattır bunlar.Hani şu meşhur anı bekleyen tipler hep vardır.Bir gün gelecek her şey düzelecektir. Kızmasak mı?Belki kimse anlatmamıştır nedir bu yaşam denilen diye.Ye demişler yemiş,okul demişler gitmiş,evlen demişler,çocuk yap,gelinlikdamatlık yap, büyüt çocukları ve yaşlan artık.Yaşlan elini çek,yeni rolünü benimse ve hazırla kendini.Beklenen finale. Üzgünüm ama bir çok kişi bir an durup bakmıyor bile dünyaya, duvarlarının üstüne çıkıp şöyle en tepeden…. Nereden geliyorum nereye gidiyorum,ne kadarı benim kararım,ne kadarı şart, ne istedim, peki şimdi neredeyim. Ya da en basitinden başka ne yapabilirim? Sormuyor .Yani bu kadar basit mi şu saniyeler- saatler - günler dizisi. Hayaller hep uzak anı ,yaşanmamışlar acı birer hatıra olacak demek ki içimizde. Ben hep sağa sola koşuşturan insanları,başka ne yapsam diye gezinenleri, içinde hiçbir şey bırakmayan insanları hep örnek aldım kendime. Çünkü nerede başarı öyküsü dinlesem hep yapma sakın denilenleri yapan insanlar çıkıyor karşımıza.Ya da “fazla uğraşıp kendini yorma yaşam denilen şey bu kadardır “ diyenlerin lafını dinlemeyen insanlar.Onu da öğrenirim,buraya da gideyim bakayım,40 ından sonra bateri çalanlar,öğretmenliği bırakıp ticareti deneyenler hep aradığını bulup da vedalaşıyor hayatla…Sadece ve sadece onlar birer iz bırakabiliyor anılar defterine.. Bence iyi bir yemek yemek gibi hayat.Gülmeyin ama öyle.. Önünüze gelene razı olursanız,hızlı yerseniz , içinde ne olduğu, ne yendiğinin önemi kalmaz.Bir çırpıda kalkma zamanı gelir masadan.Ya da kimse size bir şey daha yedirmek ,yeni tatlar vermek için uğraşmak istemez. Ama ağır ağır,hissederek yerseniz yaşadığınız o anın keyfini çıkarırsınız. Hoş hayatın her anında arada ağır çekim olmalı ya. Düğmeye basın bakalım, bir yavaşlasın saniyeler hani her an geçenlerden.Gerçekten o etin ,sebzenin tadını ,ne kadar lezzetli olduğunu, beğenip beğenmediğinizi ya da nasıl olmasını istediğinizi düşünün.Ağzınızda bıraktığı tada odaklanın.Çünkü tek an o andır.O anı özel kılın. Tıpkı yaşamak gibi.en zevkli anları hayatın belli değil mi.Yemek yemek,çok susamışken su içmek,ien beklenen sevişmeler ya da uzanıvermek uykunun kollarına yorgunken. Baktınız kimse size sormuyor mu ne istediğinizi yemekte. O halde mutfağa siz girin..Girin ve en sevdiğiniz en çok istediğiniz tadı yaratın bakalım..Haydi….
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © jade, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |