..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Özyaşamöyküsü başka insanlarla ilgili gerçekleri anlatmak için eşsiz bir araç. -Philip Guedella
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Bilgen




28 Kasım 2005
Kandırıldık...  
Bilgen
Ölülerime ağıtlar yakarak geçiyorum hayatın (bildiğimi sandığım, ama aslında bir insan eli kadar yabancı) yollarından…


:ADBC:
KANDIRILDIK…

Kandırıldık… Kandırıldım… Taparcasına, gözlerimi delercesine okuduğum, uğruna uykusuz geceler geçirdiğim kitaplar kandırdı önce. Hayatı ıskalamam sandım öğrendikçe… Kelimeleri koyarsam baş ucuma, anlamlı bir cümle kurarım sandım… Kendime kahraman seçtiğim karakterler nefes alıyorlardı, yaşıyorlardı, yaşamalılardı (o kadar hayata dairlerdi ki)! Bilemedim, bilemedim… Cümlelerin içi boşalmış, birbirinin aynı insanların içinde var olamazmış kahramanlarım, hayat ıskalanmış… Kandırıldım!
Kandırıldık… Kandırıldım… Türküler söyledim korkumda, türküler söyledim yalnızlığımda, türküler söyledim bağıra bağıra aldırmadan kırılgan sesime… Umudum, direncim oldu türküler… Her bir hücremde, etimde, kanımda var ettiğim her nota da payını aldı hayattan yana… Susmadı türküler, kocaman değerleri çekti içine… Dostluk dedi, aşk dedi, barış dedi… Ben sandım ki hayatın nabzını tutuyor her ezgi, sandım ki yaşıyorlar… Sandım ki “çocuğun gördüğü düştür barış… annenin gördüğü düştür barış… dünyanın yüzünde yara izleri kapanırken, ağaçlar diktiğimizde havan mermilerinin kazdığı çukurlara, yangının kavurduğu yüreklerde ilk tomurcuklarını açarken umut ve ölüler kanlarının boşa gitmediğini bilerek yana dönüp içerlemeksizin uyuyabildiklerindedir barış…” ve ben yine sandım ki “barış, yemek kokusudur tüten akşamleyin, arabanın yolda durmasının korkutmadığı, kapı çalınmasının dost demek olduğu ve pencereyi saat başı açmanın… barış, bir bardak sıcak süt ve bir kitaptır uyanan çocuk önünde… hapishaneler onarılıp, kitaplıklar yapıldığı zaman, eşikten eşiğe bir türkü yükseldiği zaman geceleyin…” oysa kanıyor dünya, oysa çocuklar silah seslerini ninni yapıyor, oysa çocuklar terörist sanılıp vuruluyor bir tenhada, oysa ölüm her yerde… barış yok, hiç var olmadı… kandırıldım! Sandım ki dostluklarda temize çekilir, amansız yanılgıları, beşeri basitlikleri bünyesinde taşıyan yaralı yüreklerimiz… Sandım ki “başını omzuma yasla, gövdemde taşıyayım seni, gövdem gövdene can olsun…” diyebilen sesler vardır bir yerlerde… oysa en büyük yaraları açar olmuş adına dost dediklerimiz, oysa en çok onlar kanatmış… hiç var olmamış dostluk, hiç temize çekememişiz kendimizi… kandırıldım! Yüceltilen, destansılaşan adına aşk denileni sonsuz sanmışım… “ben sana gülüm demem, gülün ömrü az olur…” tınısı alkollü sofralarda mezeden öte bir şey ol(a)mamış hiç … oysa el ele yürümekten öte bir şey ifade etmezmiş, oysa gelip geçermiş aşk denilen… kandırıldım!
Kandırıldık… kandırıldım… büyük bir heyecanla izlediğim filmlerimin hayatın içinde yeri olmamış ki hiç! Selvi boylu al yazmalı değilmiş Türkan Şoray ve Kadir İnanır aslında kamyonuyla kaçırıp aşkı vermemiş ona hiç… “Sevgi neydi? Sevgi emekti… sıcak insan eliydi sevgi…” denmemiş hiç… ve, ve ne yazık ki mutlu sonlar yokmuş, insan gözleri Hülya Koçyiğit kadar masum bakamazmış… Kandırıldım!
Kandırıldık… kandırıldım… odamın ışıklarını kapatıp, içimin aydınlığında ezbere okuduğum tüm şiirler ve şiirlerimin içinde yankılanan masumiyeti, güneş ışığının girmesiyle kanlar içinde yere düşmüş, parçalanmış… ağlaya zırlaya cesetlerimi alıp gömmüşüm, ‘gerçek’ içinde yerleri yokmuş… içim cenazeye dönmüş… içimde ölülerim arttıkça daha çok anlamışım kandırıldığımı… kandırıldım!
Ölülerime ağıtlar yakarak geçiyorum hayatın (bildiğimi sandığım, ama aslında bir insan eli kadar yabancı) yollarından… kitaplarım, türkülerim, filmlerim, şiirlerim arttıkça, ölülerimde artıyor… her gün içimde bir cenaze töreni…
Ölülerim benziyor ölülerinize… sizde kandırıldınız en az benim kadar… kandırıldık! Kandırıldım!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.



Bilgen kimdir?

cümle kuruyorum sadece. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bilgen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.