Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
…MIŞ GİBİ YAPMAK Mış gibi yapıyoruz. Mış gibi geçiyor hayatımız. Trafikteyiz,kurallara uymak icap ediyor,fakat nerde!Kurallara sadece polisi görünce uyuyoruz.Kemeri, taşıta binmeden takmak yerine,polis noktası görünce alelacele takıveriyoruz.Kimimiz de takmaya vakit bulamayınca yanındaki kişiye tutturuyor kemerin ucunu.O anda bir kaza olsa emniyet kemeri de korumuş gibi yapacak tabii. Sofradayız,bin bir çeşit yiyecek içecek önümüze yığılmış,harman yerinde birikmiş buğday yığını gibi durmakta.Biz ise perhizdeyiz ya da rejimdeyiz ailecek.Bir ondan bir bundan yesek,bizim yediklerimizle yedi mahalle doyacak, olsun biz yine rejimdeyiz.Sonra da konu komşuya dert yanmıyor muyuz? ‘O kadar zamandır rejimdeyim miligram kilo veremedim ya…Başlarım bu diyet uzmanlarının diyetine!’ gibisinden zeytinyağı gibi üste kalma numaraları yapıyoruz. Evdeyiz,demokrat bir aile yapımız var,Allah, bu demokratlığı,demokratsızlıktan kıvranan bütün emirliklere,sultanlıklara,darbe marbe dönemlerinde de bize çokça nasip etsin.Ya baba söylüyor son sözü ya anne,ya da eve yeni misafir gelmiş birkaç aylık bebek.O da ağlamasıyla susturuyor herkesi.Diğer bireylere ise anne baba oluncaya kadar söz hakkı yok.Daha doğmadan belirliyoruz çocuklarımızın mesleğini. -Bak Sevim Hanım( Betül Hanım bu sırada şişkin karnını gururla tıpışlamaktadır) bu doğacak çocuğum doktor olacak. -Kız Betül nerden anladın doktor olacağını bu sabinin? -Ayol nerden olacak?Şimdiden el ve ayaklarıyla iç organlarımı muayene ediyor benim aslan parçası oğlum. Her şey bitmiştir artık,onları nasıl bir hayat bekliyor karar verilmiştir demokratça.Bir de eski insanları kınarız,cahil falan diye.Onlar doğmamış çocuğa don biçiyorlardı sadece,biz ise doğmamış çocuklarımızın hayatını tırpanlıyoruz. Konu nereye gidiyor diye kafa patlatanlar için konuyu toparlayalım: 1-Trafikte kurallara uymak hak getire, uymuş gibi yapmaktayız. 2-Boğazımızdan bir öğünde geçenler, kıtlık senesi olsa bir kasabaya yeter,fakat biz rejimdeyiz. 3-Demokratlıktan anladığımız,kendi borumuzun ötmesinden başka bir şey değil. Konumuzu bağlayalım: Dil bilgisi bilgimiz sıfır olsa da maşallah hepimiz ‘ hayatın –miş’li geçmiş zaman çekimi’nde rahmetli Prof. Dr. Muharrem Ergin’den daha ustayız. Nuh Keniş
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © NUH KENİŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |