Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov |
|
||||||||||
|
Mesleğimizi anlatırken,tanıtırken artık ‘kutsal meslek’,’mum gibi eriyip gitmek’ vb. ifadelerden kurtulmamız gerekmiyor mu artık? Yanlış şeyler mi bunlar?Elbette hayır! Yalnız bu övücü,gurur verici ifadeler öğretmenlik mesleğini tam anlatıyor mu acaba? Yeni tanımlamalara ihtiyaç yok mu gerçekten? Zaman çok hızlı değişiyor,bilgi bir tık’ın ötesinde artık.Bu bilgi bombardımanından kendimiz ne kadar faydalanabiliyoruz?Öğrencilerimizi ne kadar haberdar edebiliyoruz? Karşımızda her söylediğimizi aynen kabul eden,aileleri tarafından eti senin kemiği bizim laflarıyla teslim aldığımız öğrenciler yok artık. Bizleri soru sağanağına tutan,iletişim araçlarının imkanlarından deyim yerindeyse köküne kadar faydalanan,bizden farklı açılımlar bekleyen öğrencilerimiz var artık. Bizden talepleri değişti yeni nesil öğrencilerin: Sınıfa dizüstü bilgisayarını getirmek isteyen öğrencilerimizin karşısında ,bilgisayar çıktısı ödevleri kabul etmeyen bizler,ne kadar direnebiliriz.?Direnmemiz doğru mu? Bizim görevimiz, onların genç beyinlerini ezber bilgilerle yormak,köreltmek değil,bilakis beyinlerinde yeni kıvılcımlar çaktırmak,yeni soru işaretleri oluşturmak olmalıdır. Medenice tartışmayı bilen,düşünce üretebilen,okuduğu bir kitaptaki fikirleri bizimle değerlendirebilen öğrencilerin ortaya çıkması bizim yeni görev alanımız olmalıdır. Biz sadece öğreten olmamalıyız. Sadece dinleten hiç olmamalıyız. Karşımızda bizi her halükarda onaylayan öğrenciler görmek bizi asla mutlu etmemeli. Görev tanımımız,alanımız,misyonumuz değişmeli. Mesleğimiz kutsal bir nitelik taşıyor doğru. Sorumluluklarımız haklarımızı fazlasıyla aşıyor doğru. Kardelenler yetiştiriyoruz kabul. Bütün bu hamasi tanımlamalar öğretmeni anlatmaya yetiyor mu? Bence yetmiyor,yetemez de… Çağın getirdiği yenilikler karşısında uyuyan değil ,uyandıran öğretmen olabiliyor muyuz? ‘Ben bir öğretmen değil uyandırıcıyım.’ (Robert Frost) Ben katılıyorum buna… Ya siz?..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © NUH KENİŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |