Bazen evrende yalnız olduğumuzu düşünürüm, bazen de olmadığmızı. Her iki durumda da bu düşünce beni afallatır. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
Evet ne bayramlardı “eski bayramlar”. Evet,güzel bayramlardı bizim için çocukluğumuzun bayramları.İple çekerdik gelmesini bayramlarımızın. Çünkü... Bayramlar bizim yeni elbise demekti, Yeni ayakkabı… Yeni miktarı bol harçlık demekti. Büyük küçük demeden herkesin eline sarılıp öpmek demekti. Avuç dolusu ‘sorma şeker’ almaktı rengarenk ve tatlı,ama bir o kadar da sert. (Sorma şeker nedir, bilmeyenler için açıklayalım:Ne şekerlerdi onlar…Mübarekler sanki taştı, taşlar yanında hafif kalır,mermerdiler,hatta granittiler.Birini ancak bir günde sorabiliyorduk. Öyleydiler ama bir önemli vazifeyi de yapıyor idiler.Çekilme zamanı gelen süt dişlerimizin cerrahi uzmanlarıydılar.Fazla acı hissettirmeden tatlı tatlı koparıverirlerdi yerlerinden sallanıp duran dişlerimizi.) Hiç bitmesin isterdik bayramlarımızın,sonsuzsa kadar sürsün isterdik deliye her gün bayram misali.Fakat,biterdi işte her güzel şeyin tadına varamadan elimizin altından kayıverdiği gibi .Bayramların son gününde hepimiz mahzun melul bir hal alırdık.Bayramımız bitti diye.En çok da harçlıklarımız bitti,balonlarımız patladı,sorulacak şekerimiz kalmadı diye. Ama bir şeyin farkındaydık:O hüznümüz de mutluluğumuzun aromasıydı bizim için. Bilmiyorum şimdiki çocuklar için de öyle midir bayramlar? Umarım öyledir... Veya öyle olmalıdır.Yoksa üzülürüm şimdiki çocuklar adına.Bayram bile yaşayamamış çocuklar gözlerimi yaşartır benim. Bir gün bile olsa “bayram” yaşamalı insanlar ve de tabii ki çocuklar. “Bayram gelmiş neyime” dememeli hiç kimse anlıyor musunuz beni? Biz dedirtmemeliyiz bu lafı anlayacağınız. Bir günlük mutluluk bile yeter bazen ulaşamadıklarımız için,bir günlük de olsa hatırlanmak... Bir bayram günü ne denir başka bilemiyorum. Sözü uzatmak mümkün ama... Tüm samimiyetimle herkese- hak verirsiniz ki özellikle çocuklara- “İyi bayramlar” diliyorum. Yok, yanlış dedim.Çocukça bayramlar yaşayın efendim! Çocukça kalın emi!.. nuhkenis@mynet.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © NUH KENİŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |