Çocukların eğitimi, zaman kazanmak için nasıl zaman yitireceğimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Hermann Hesse (2.7.1877-9.8.162), sevdiğim yazarların başında gelir. Felsefi yönleri de içeren öykü ve romanlarıyla, 20. yüzyılın önemli bir sanatçısıdır. Hesse’nin pek çok kitabı dilimize çevrilmiştir. Bunlar arasında bazıları şunlardır: Knulp, Gençlik Güzel Şey, Siddharta, Bozkırkurdu, Demian, Narziss ve Goldmund, Rosshalde, Bir Yabancı Gezegenden Tuhaf Haberler... Geçtiğimiz günlerde kitap tutkunu bir arkadaşımın (Ali Karaman) vesilesiyle, Hesse’nin mektuplarını okuma imkanı buldum. “Herman Hesse’nin Mektupları”, Battal İnandı’nın çevirisiyle, 1983’te Kültür Bakanlığı tarafından yayınlanmış. Bu kitabın yeni basımının yapılması, Hesse okurları için çok yararlı olacaktır. Gerçekten de mektuplarını okudukça ve kimi bölümleri üzerinde düşündükçe, Hesse’nin diğer kitaplarını ve bir sanatçı olarak kendisini de daha iyi anladığımı söyleyebilirim. Daha önce de Hesse’nin romanlarını okurken altını çizdiğim satırlar vardı. Özellikle insanla, günümüz insanının dünyasıyla ilgili düşünceleri ilgimi çekmişti. Bozkırkurdu adlı romanından birkaç satır: “günümüz insanı enerjiyle dolu, çalışkan ve sağlıklı, ayrıca hep gergin ve soğuk –kusursuz bir insan. Önümüzdeki savaşta olağanüstü başarılı olacak bir tür. Aslında bunlar beni ilgilendirmiyor. Çünkü ne günümüz insanıyım ne de çağdışı kalmış biri.”(Bozkırkurdu, s. 51) Hesse, bir mektubunda ise, aynı konuda şunları yazmış: “(...) Zamanımızın ideallerinden tek birini bile paylaşmıyorum. Ama bu yüzden inançsız değilim. İnsanlığın binlerce yıllık kanunlarına ve bunların zamanımızın kargaşasını aşacaklarına inanıyorum.”(Mektuplar, s.27) Hesse’nin mektuplarında 1930’lu ve 1940’lı yılların izlerini ve gölgelerini görmek mümkün. Bir bakıma bu mektuplar bir dönemin aynası durumunda. Hesse’nin 5 Ocak 1949 tarihli mektubunda, çağıyla ilgili değerlendirmeleri yer almaktadır: “Günümüz dünyasının insandan beklediği bir şey vardır ki bunun partiler, devletler ve dünya ahlak hocaları tarafından propagandası yapılmaktadır. İnsandan beklenen bu şey, insanın bizzat kendisinden, ferdi ve eşsiz bir şey olduğu düşüncesinden tamamen vazgeçerek kendini geleceğin vasat veya ideal insanlığına uydurması, makinenin küçük bir tekerleği olması ve kendinin aynısı olan milyonlarca yapı taşları arasında küçücük bir tanesi oluvermesiyle ilgilidir. Bu isteğin ahlaki değeri hakkında bir yargıda bulunmak istemiyorum. Bunun kahramanca ve fevkalede yönü de var. Ama ben buna inanmıyorum.”(Mektuplar,s. 78) Düşünürler ve sanatçılar, yalnızca mevcut durumun betimini ve yorumunu yapmakla kalmayıp, aynı zamanda olması gerekene yönelik öneri ve özlemlerini de ortaya koyarlar. Hesse’ye göre, çağımızda gerekli olan şeyler nelerdir? Kendi deyimiyle, “Zamanımızın ihtiyaç duyduğu ve istediği becerikli bir memurluk ve çalışkanlık değil, kişilik, vicdan ve sorumluluktur. Akıl ve kabiliyet bakımlarından bir bolluk var, ancak bunlar fazla bir şey ifade etmez.”(Mektuplar, s. 48) Başka bir mektubunda da Hesse, kişilik kavramının önemine değinir: “insanı kendisine özgüleyen bir kişilik herkese nasip olmaz. Böyle bir kişiliğe giden yol tehlikelerle doludur ve insana ıstırap verir, öte yandan başkalarının bilmediği mutluluk ve tesellileri de verir.”(Mektuplar, s.111) Bazı cümlelerini sizlerle paylaştığım mektuplarını okursanız, Hesse’nin ve yaşadığı çağın acılarını hissedecek ve insan olmanın her dönemde ve çağda nice güçlüklerle ve problemlerle yüzleşmeyi gerektiren bir serüven olduğunu göreceksiniz. Hesse’nin mektuplarında belki biraz yalnız ve hüzünlü ama bilgece bir sesin yankılandığını ve bu sesin zamanımızda da kendini duyurduğunu söylemek mümkündür. Dizeler: “Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana” (Ataol Behramoğlu) Sözler: “Her kim güzelliği görebilme yeteneğini korur, elden çıkarmazsa, o yaşlanmaz.”(Kafka)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Günay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |