Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalınamayanı anlatıyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Doğru anlamak, yanlış anlamak, anlamadığını anlar gibi davranmak, anlayıp anlamamak insanlar içindoğal olduğu kadar bir eksikliğin ürünü de olabilir. Eskiler, her olayda gördüğün yanlışların ya doğruların üstüne atılma sonunda o yanlış, o doğru senin üstünde kalır diye boşuna dememişler. Birbirimizi anlamak için gayret sarfettiğimiz ya da sarfetmediğimiz anlar mutlaka bir çıkar ilişkisine mi bağlı olmalı? Ya karşımızdaki varlık, ölümcül bir derdin, manevi bir çöküntünüm eşiğinde ise ve onu dinlemezlikten geliyorsanız...Ertesi gün adam ya günahsız yere işten atılmışsa, hapislere düşmüşse..ruhunu teslim etmişse en kötü örnek olarak.. Ah, ben ne kadar yanlış anlamışım diye ömür boyu vicdan azabı mı çekeceksiniz. Yaşamın ne kadar hızlandığını, ortalıkta ne kadar sahte gülüşler, yapmacık davranışlar olduğunun farkındayım. Bunu ayırdetmek için ne falcı ne de kahin olmanıza gerek yok. Ben, uzun yıllar dost kalmış, yalnız içtiği su ayrı giden dostların birbirini anlamamasına, darılmasına, ayrılmasına boyun eğemiyorum. Ne olmuş da birbirlerini anlayamamışlardır acaba? Önemli bir olay olmuştur mutlaka. Ama eminimki birbirlerini bir kez olsun dinlemeye, kolayca anlaşılacak doğrunun ortaya çıkmasına, sonuçta haksız olanın haklıdan küçük bir özür, bir tatlı söz ile gönül almaya hiç yanaşmamaları olmuştur. Öyle ya sen büyük bir hata yaptın. Tamam iş bitmiştir. Dönüşü yoktur, tamir edilemez bu yara. Ben bu gibi olayları günümüzde kötü sonuçlar doğurmasına ramak kalmış fanatik göstericilere benzetiyorum. Siyahtı, beyazdı derken bir ömre sığdırılan dostluklar bozuluyor. İnsanın gerçeği anlaması için, karşısındakini anlaması için kestirme bir yolu değil tıpkı uzun bir sürede kazandıkları dostluk gibi birbirlerini sabırla dinlemeleri gerekmez mi? Doğruyu, gerçeği, güzeli anlamak için ne kadar zaman harcasanız değer, derim. Büyük bilginlerin insanlık adına ömürlerini vererek buldukları o icat, o sabır örnek olsun bizlere. Birbirimizi anlamak için hâlâ yeterli zamanımız , birikimimiz var, iyice anlayalım birbirimizi. Anlamadan geçmeyin, iyice anlamadan. Sonra üzülürsünüz. Ömür çok kısa !
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gürcan Erbaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |