Gerçek bir sevgide diğer insanın iyiliğini istersin. Romantik sevgide diğer insanı istersin. -Margaret Anderson |
|
||||||||||
|
Sohbet abla ile kız kardeş arasındaydı. Basketbolcu ise konuşmanın dışında kalmış olmanın sıkıntısıyla kah kahve kaşığını emiyor, kah boş gözlerle denizi seyrediyordu. Ama "aşkı" uğruna bu can sıkıcı ortama katlanıyordu. Ablayı deli gibi seviyordu çünkü... Kız kardeşle yeni tanışmıştı. xxx Oysa abla ile kız kardeşin konuşmalarının konusu basketbolcuydu ve skandal niteliğindeydi. İki kardeş, ana dilleri gibi İngilizce bilmenin avantajını bir silaha çevirmişler, basketbolcuyu çekiştiriyorlardı: - Ben sana ne demiştim ufaklık? Bir haftalık işi var dememiş miydim? - Kutlarım, kazandın! - Yetmez... Söz verdiğin Lacoste çantayı alacaksın bugün! Hemen! - Adam yakından deve gibi görünüyor! Nasıl dolaştın bununla bir hafta? Abla, seri hareketlerle sigarasını yakıp, dumanını kardeşinin suratının ortasına üfürerek geri yaslandı: - Eeee, kazanmak için zahmet gerekiyor ufaklık! Kız kardeş, hafif ve hain bir göz işaretiyle, basketbolcunun getirdiği ama henüz açılmamış hediye paketini göstererek: - Hem de çift taraflı kazanç, dedi. Abla dişlerini gösterecek şekilde ve memnuniyetle gülümsedi: - Hadi tahmin yapalım, acaba o pakette ne var? Takır takır İngilizce konuşan iki kişinin yanında sağır/dilsiz bir özürlü gibi duran basketbolcu, arada bir ablanın yüzüne sahte gülümseme ile bakıp, yine kendi dünyasına dönüyordu. Kız kardeş: - Bence maçlarda giydiği terli formayı getirmiştir, diye dalga geçti. Abla kaşlarını çattı: - Hemen kıçına tekmeyi vururum! Sonra Türkçe'ye ve basketbolcuya döndü: - Sıkılmıyorsun di mi canım? Yalan söyledi basketbolcu: - Yooo... Yanında olmak yetiyor... Kız kardeş atıldı, yine İngilizce: - Sabırlı adammış. Ama bence yalan söylüyor, dedi. - Boşveer, dedi abla kayıtsızca yarım sigarasını küllüğe bastırarak... Gidelim! Abla, bir yandan ayağa kalkarak, basketbolcuya: - Biraz çarşı-pazar dolaşıp eve gideceğiz, dedi. Bi çanta alacağım da... Mesajlarını bekliyorum tamam mı? Hadi görüşürüz. Basketbolcu, uzun vücudunu koltuktan kaldırırken zorlandı. Ayağa kalkıp hediye paketini uzattı, iki kardeşin ellerini sıkarak uğurlarken: - Tamam, yazarım, dedi. Memnun oldum, dedi kız kardeşe... xxx Oysa yalan söylemişti baskutbolcu, ne mennun olmuştu, ne de mesaj yazacaktı. Çünkü, en az onlar kadar iyi İngilizce biliyordu!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sadık Söztutan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |