..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Kent > Ali Osman Öztürk




22 Ocak 2002
Anne, baba ve küçük  
Ali Osman Öztürk
Herta Müller'den bir tatil öyküsü.


:CCFA:
Herta Müller

Anne, baba ve küçük

Güneşli Karadeniz kıyılarından çok selamlar. Yolculuğumuz iyi geçti. Hava güzel. Yemek iyi. Kantin otelin zemininde, ve kumsal hemen otelin yanında.
Ve anne bigudilerini evde bırakamaz, ve babanın pijaması ile annenin sabahlığı ve ipek püsküllü terlikleri de öyle.

Baba, elbise ve kravatla kantinde oturan tek kişi. Ama anne de bunun başka türlü olmasını istemiyor.
Hazır yemek masanın üstünde, tütüyor ve tütüyor, ve garson kız babaya karşı yine samimi, ve bu tesadüf değil. Ve annenin yüzü asılıyor, burnu akıyor. Annenin boynunda bir damar kabarıyor, bir tutam saç gözlerinin önüne düşüyor, annenin dudakları titriyor, anne kaşığını çorbanın içine bırakıyor.

Baba omuzlarını silkiyor, baba yine garson kıza bakmaya devam ediyor ve çorbayı ağzına götürürken damla damla döküyor ve dudaklarını boş kaşığa doğru uzatıyor ve şapırdatıyor ve kaşığı sapına kadar ağzına sokuyor. Babanın alnını ter basıyor.

Derken küçük, bardağı deviriveriyor. Dökülen su annenin elbisesinden yere damlıyor, derken küçük, kaşığı ayakkabısına sokuyor, derken vazodaki çiçekleri koparıyor ve yeşil salatanın üzerine serpiyor.
Babanın sabrı taşıyor, babanın gözleri süt ve buz kesiliyor, ve annenin gözleri şişiyor ve kızarıyor. O nihayet senin de çocuğun, tıpkı benim olduğu kadar. Anne, baba ve küçük bira içilen yerin önünden geçiyorlar.

Baba adımlarını yavaşlatıyor, ve anne, bira içmenin söz konusu olamayacağını söylüyor, hayır, bunu aklına bile getirmemeliydi.

Ve baba, daha ilk günden güneşte fazla kalıp kıpkırmızı yanmış çocuktan nefret ediyor ve annenin ayağını sürterek yürüyüşünü duyuyor, geri bakmaksızın, bu ayakkabıların da çok dar olduğunu, tıpkı diğerleri gibi bunlardan da etinin dışarı taştığını, dünyanın hiçbir ayakkabısının onun ayakları için, onun, hep iki büklüm ve yara olduğundan bantlanmış küçük ayak parmakları için yeteri kadar geniş olmadığını biliyor.

Anne, çocuğu yanı sıra sürüklüyor ve kendi kendine yol kadar uzun bir cümle sarf ediyor, garson kızlar orospuymuş, aşağılık mahluklarmış, hiçbir şeye yaramayan zavallı şeylermiş. Küçük ağlıyor, giderken asılıyor, kendini yere atıyor, ve annenin parmak izleri yüzünde, güneş yanığından daha kırmızı parlıyor.
Anne odanın anahtarını bulamıyor ve el çantasını ters çevirip döküyor, ve baba onun yağlı cüzdanından, hep kırışık paralarından, yapış yapış tarağından, hep ıslak mendillerinden iğreniyor.

Derken anahtar babanın ceketinin cebinden çıkıyor, ve annenin gözlerine yaş doluyor, anne yere çöküp ağlıyor.

Ve ışık titriyor, ve kapı sıkışıyor, ve asansör duruyor. Baba çocuğu asansörde unutuyor, anne odanın kapısını iki eliyle yumrukluyor.
Öğleden sonra, öğle uykucuğu var.

Baba terliyor ve horluyor, baba yüz üstü yatıyor, yüzünü yastığa gömüyor ve rüya görürken yastığı salyasıyla kirletiyor. Küçük, pikeyi çekiyor, ayaklarıyla tepiniyor, alnını buruşturuyor ve rüyasında, çocuk yuvasını bitirme törenindeki şiiri okuyor. Anne uyanık ve kötü yıkanmış yatak örtüsünün üstünde, kötü beyazlatılmış pikenin altında, kötü silinmiş pencere camlarının ardında hareketsiz yatıyor. Sandalyenin üzerinde onun el işi duruyor.

Anne bir kol örüyor. Anne bir sırt örüyor. Anne bir yaka örüyor, anne yakaya bir düğme deliği örüyor.
Anne bir kartpostal yazıyor: Şurada kaldığımız otel görünüyor. Penceremizi çarpı işaretiyle belirttim. Aşağıda, kumdaki çarpı işareti, devamlı güneşlendiğimiz yeri gösteriyor.

Plaja inen ilk biz olalım, başkası yerimizi kapmasın diye, sabah erkenden çıkıyoruz.

Çeviren: Ali Osman Öztürk

*) Herta Müller: Niederungen [Çukurlar], Reinbek bei Hamburg 1993, s. 135-137. (= rororo Bd. 13360)

.Eleştiriler & Yorumlar

:: teşekkürler!
Gönderen: Saadet Bekar / izmir
13 Mart 2004
Anne baba ve küçük için teşekkürler. Kısa film izler gibi , kare kare görüntülerle okudum öyküyü. Gönlünüze sağlık.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın kent kümesinde bulunan diğer yazıları...
San Salvador
Kara Park

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Almanya"daki Türk Çocuk Edebiyatı Üzerine Kısa Notlar*
Luise Rinser'de Sevgi, Yaşam ve Ölüm*
Brecht"i Nükteleriyle Anlamak
Afrodit'in Uyluğundaki Leke
Alman tıraşı ve Alman bıyığı
Öykü/ Öykünme/ Höykürme
Kısa Öykü Üzerine (1965)
Sırlara Yolculuk
İfade
Pencere

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nasreddin Hoca'nın Şiiri [Şiir]
Bir Şiirdir Yaşam [Şiir]
Hazan Günü [Şiir]
Rudolf Otto Wiemer [Şiir]
Anladım ki... [Şiir]
Sanal Bayramlar [Şiir]
"Göğsünün üstüne iki yıldız/gözlerinin üstüne iki öpücük" [Şiir]
Şair [Şiir]
Ezginingünlüğü [Şiir]
Sadece Dostlarıma [Şiir]


Ali Osman Öztürk kimdir?

Akademisyen, çevirmen, halkbilimci, karşılaştırmacı, eleştirmen.

Etkilendiği Yazarlar:
Bilimsel anlamda Wilfried Buch, Otto Holzapfel, Gürsel Aytaç; edebi anlamda Luise Rinser, Buket Uzuner.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ali Osman Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.