Herşeye imgelem karar verir. -Pascal |
|
||||||||||
|
Bizce Türklükle müslümanlık et ve tırnak gibidir.Birini ötekinden ayırmak hiç mümkün değildir.Türkler şerefli bir millettir.İslâmiyet’in kabulünden önce de böyleydiler.Fakat bu necip milletin İslâm’a dahil olması mevcut şerefini kat kat artırmıştır. İslâm’da ırkçılık yoktur.Irkçılık yapanlar Peygamberimiz tarafından şiddetle lânetlenmiştir.Bilindiği üzere üstünlük takvadadır.Allahü Tealâ insanları ırklara ve kavimlere ayırdığını söyleyerek üstünlüğün bu dini daha iyi yaşamakla mümkün olacağını belirtiyor: “Ey insanlar,biz,sizleri bir erkek ile bir kadından yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi şubelere(ırklara,kavimlere) ve kabilelere ayırdık.Şüphesiz ki,Allah yanında en şerefliniz,takvada en ileri olanınızdır.(Hücûrat S.13.Ayet) İnsanların kendi ırkından olanları sevmesinin İslâmî açıdan hiçbir mahsuru yoktur.Fakat ırktaşlarını severken diğer ırklardan olan ihlaslı müminlere buğzetmemesi gerekir.Sevgi için ırk unsuru yeterli değildir.Sevdiklerimizin imanlı olması gerekir.Allah’ı sevmeyeni sevmek zulümden başka bir şey değildir.Peygamberimizin ifade ettiği “Kişi sevdiğiyle beraberdir” hakikatini gözardı etmemeliyiz. Bugün dünyamızda üç yüz milyona yakın Türk vardır.Bunların çoğu Orta Asya civarında yaşamaktadır.Bizler Anadolu’ya göç ederken onları oralarda bırakmışız.Uzun yıllar Moskof ve Çin zulmüne maruz kalmalarına rağmen millî benliklerini korumuşlardır.Anadolu Türkleri’ne duydukları sevgi ve güven eksilmemiş;aksine her geçen gün daha da artmıştır. Günümüzde Türk illeri özgürlüğüne kavuştu.Fakat Türkiye’den bekledikleri ilgiyi göremediler.Asırlık Rus zulmünden kurtulmanın getirdiği mutluluk kursaklarında kaldı.Onlara Türklük ve İslâm adına bir şey veremedik.Azerbeycan,Özbekistan,Kazakistan,Kırgızistan,Türkmenistan,Nahçivan,Batı Trakya,Doğu Türkistan eski benliğine kavuşmak istiyor.Bu konuda onlara ağabeylik yapamıyoruz.Örnek modeller sunamıyoruz.Bu topraklar ezana ve Kur’an’a hasret kalmış.Vebalimiz büyüktür.Bu noktada,yaşayan milliyetçi şâirlerimizden Abdurrahim Karakoç’un üşüyenler adlı şiirine yer vermek istiyorum: “Bilir misin kardeş Türk illerinde Havada yıldızlar,dağda kar üşür Tutsak soydaşların türkülerinde Dört mevsim ötede bir bahar üşür. Ezanlar buz tutmuş minarelerde Yaylalar der mi ki;töremiz nerde? Yolların hasretle bittiği yerde Her dağ yamacında bir mezar üşür. Ses verir aktıkça ağlarcasına Göl olur gözyaşı gönül tasına Her sabah kuşların uyanmasına Her köyün bağrında bir pınar üşür.” e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |