"Bilmezlik ile ne hoştum; hayalimde ne güzellik, ne de aşk vardı." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Bir yanda Amerika Birleşik Devletleri… Öte yanda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği… İki kutuplu bu dünya 1990 yılında yerini bambaşka bir oluşuma bıraktı. SSCB beklenmedik bir zamanda parçalanıverdi. Bu durum dünya dengelerini bir anda alt üst etti.Her şey değişti. O zaman SSCB’nin başında Mihail Gorbaçov vardı.Gorbaçov açık siyaseti tercih etti. Glasnost ve Perestroika,siyasette değişimi ve yenilenmeyi beraberinde getirdi. Zaten bunun böyle olacağı ta evvelden belliydi. Doğum sancıları hissediliyordu. Doğum bir gün muhakkak gerçekleşecekti. Zaman ve zemin gözetiliyordu. Yirmi birinci yüzyıla on kala her şey kıvamını buldu.Nihayet doğum gerçekleşti. Kazakistan,Kırgızistan,Türkmenistan,Özbekistan ve Azerbaycan gibi beş Türk Cumhuriyeti doğdu. Estonya,Letonya,Litvanya,Beyaz Rusya,Ukrayna,Moldova ve Tacikistan gibi topluluklar da müstakil devlet olduklarını ilân ettiler. Sonuçta,öyle veya böyle,bugünlere gelindi. Beş Türk Cumhuriyeti bağımsızlıklarını ilân ettikten sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin sorumluluğu,düne nazaran kat kat arttı. Bağımsızlığın ilânı,hadisenin ilk boyutunu oluşturmaktan ileri gitmiyor. Devlet kurmak,meseleleri halletmiyor şüphesiz… Hakikaten devlet olmak ve devlet kalmak şartı var. 81 yıllık bir Cumhuriyet olan Türkiye’nin, edindiği tecrübeleri,kardeş Türk Cumhuriyetlerle paylaşması tarihî bir vazifeden öte,kelimenin tam mânâsıyla bir mecburiyetti. Aradan tam 14 yıl geçti. Türkiye Cumhuriyeti Devleti,kardeş Türk Cumhuriyetlerine elinden geldiğince kol kanat gerdi.Tecrübelerini onlarla paylaştı. Daha fazlası yapılabilirdi belki!... Fakat Türkiye’nin de kendine özgü maddî sıkıntıları var. Yorgan uzun olmadığı için ayağını ancak bu kadar uzatabildi. Türkiye,kardeş Türkî Cumhuriyetlere her şeyden evvel eğitim hizmeti götürdü.Oralarda çağdaş ve modern okullar açtık.Bu okullarda görev yapacak Türk öğretmenleri özel imtihanlardan geçirerek oralara,Türkiye’yi temsil eden birer eğitim neferi olarak gönderdi. Bugün Türkî Cumhuriyetlerde yüzlerce Türkiyeli öğretmen görev yapıyor. Bu yüzlerce öğretmenden bir tanesi de bendim. Bir yazılı,bir sözlü imtihandan başarıyla geçtikten sonra Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a öğretmen olarak gönderildim. Bu satırları da Türkmenistan’ın başşehri Aşkabat’ta kaleme aldım. Bundan önceki görev yerim Akçaabat İmam-Hatip Lisesi’ydi.Bu okulun Anadolu kısmında görev yapıyordum. Tevafuğa bakın ki Türkmenistan’da da Diyanet Vakfı’nın açtığı İlâhiyat Lisesi’nde görevlendirdiler beni…Sözkonusu okul Türkmenistan’da açılan dinî içerikli ilk ve tek okul olma özelliğini taşıyor. Burada Türk modeli din görevlisi yetiştiriliyor. Okulu,o zamanın başbakanı Mesut Yılmaz ile Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı beraber hizmete açmışlar. Bu okul Türkiye’nin Türkmenistan’daki yüzakı… Ana vatandan ata vatana bir köprü oluşturan bu ve bunun gibi Türk okulları sayesinde yetmiş yıllık ayrılığın izleri hızla ve kolayca silinebilecektir. e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |