..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Onur Özdemir




7 Ekim 2004
Karma ve Şık  
Onur Özdemir
Üzerimize giydiğimiz hayat her zaman şık durmayabilir


:BEIF:
Hayatın "tek mi çift mi" oynadığı zamanlarda inadına çift diye bağırırdım. "Tek" beni çok korkuturdu çünkü. Oysaki alışmıştım artık tek olmaya, çoklar arasında. "Yalnız insan" ne demektir? O an için etrafına baktığında kimseyi göremeyen mi, yoksa etrafında birileri olduğu halde onu başka şeyler düşünmekten alıkoyacak bir gücün olmaması mı? İşte yine yalnızım... Var olduğu halde yoktan öteye geçemeyen insanlar kalabalığında yine yalnızım. Senin kimi düşündüğünden habersiz, kalabalığa inat, ben yine seni düşünüyorum. Ve ben yine yalnızım.

Dünya'da savaş çığlıkları atılırken, ben aylardır içimde devam eden kendimin kendimle savaşında bir ateşkes imzalamalıydım artık. Kazanan aynı zamanda kaybeden olacaktı çünkü bu savaşta. Yeni öğrenilen bir kelimeyi sık tekrarlar gibi her seferinde kontrol ediyorum hayatımı. Duygu ve düşüncelerimi doğru yerde mi kullanıyorum acaba? Yani doğru yerde doğru şeyleri mi düşünüyorum yoksa insanlar mı düşünülmek için yanlış zamandalar? Bazen “keşke düşünmesek, duygularımız olmasa” dediğimiz oluyordur mutlaka. Hemen bir cevap gelir “o zaman hayvandan ne farkımız kalır?”. Her geçen gün sevmek, aşık olmak, acımak, umut etmek gibi duygularımız körelecekse varsın kalmasın bir farkımız. Zaten bu duygular köreldikçe bizler de birer hayvan gibi davranıyor olacağız. Anlayacağınız kovulacağımıza istifa edelim.

Artık geceleri yıldızlara bakıp hayal kurmuyoruz; kendi kendimizle konuşmayı delilik sayıp, diğer insanlarla ise hiç konuşmuyoruz. Susuyoruz sustukça sıranın bize geleceğini bile bile. Masada duran kitaplarla bile iletişimimizin daha fazla olduğunu hiç fark etmeyiz. Biz dinlemekten sıkılsak da onlar anlatmaktan sıkılmaz, defalarca anlatırlar. Öğrenciyken sevdiklerimizden daha fazla dokunuruz onlara. Öyle sadıktırlar ki koyduğunuz yerde beklerler sizi saatlerce, günlerce, aylarca... Fakat insan öyle mi? Bugün yanınızdayken ertesi gün çok uzaklarda olabiliyor. Kitapların sonunda “bitti”,”devam edecek” gibi yazılar varken insanlar bazen bir “hoşça kal”ı çok görüyorlar, oysa mürekkepleri bile yoktur ki onların bitsin. Elveda demek için çekilmesi gereken bir nefes lüzumsuz gelir onlara. Onların elvedası hep dönüp gitmek olmuştur. “Bakarsam gidemem” derler adına da iyi halden yırtsın diye. Önemli olan gözle bakmak değildir ki zaten, yürekle bakmaktır. Yürekle bakan zaten gitmez.

Terk edilişle biten her aşkın sonunda bir avunma duygusu gelir, yerleşir içimize. “başkasını bulurum”, ”zaten bana göre değildi” gibi cümleler kurarız kendi kendimize. Hiç emin olamayız ama gerçekten böyle hissettiğimiz için mi yoksa kendimizi şartladığımız için mi böyle düşünüyoruz. Artık dost bildiğimiz geceler, güzel günleri hayal ettiğimiz geceler en büyük düşmanımız olmuştur. Çünkü yalnız kaldığımız zamandır geceler. Eskiden uyumadan önce bir süre düşünürken artık düşündükten sonra bir süre uyursunuz. Yeni gün kapıdadır ve eğer şanslıysanız bir sonraki geceye kadar biraz olsun yalnızlığınızı alır.

Hatırlıyor musun en son ne zaman gecenin bir saati kalkıp bir şeyler yazmıştım? Hem az da değil uzunca bir şeyler. Hani o günün sabahı tartışmıştık da çok kızmıştık birbirimize. İçimdekileri o an sana söyleyemediğim için bir mektup yazmıştım sana. Biraz olsun rahatlamak ve iyi uyumak içindi doğru. Bencillik yapmıştım fakat gerçekten içimden geçenleri yazmıştım. Peki ya şimdi neden yazıyorum? Senle kavga etmedim çünkü sen yoksun bile. Keşke olsaydın da kavga ettiğimiz için yazıyor olsaydım. Ertesi gün hemen ayaklarına kapanır özür dilerdim. Ama yoksun... Bir daha hayatımda olmayacaksın da... Öyleyse neden uyumadım bu gece? Neden bunları yazıyorum? Soru işareti ve üç noktayı bolca kullanmak için mi? Soru işaretleriyle dolu bir yaşantının üç noktayla biten cevaplarını içimde taşıdıkça, içinde hep “neden” içeren sorular peşimi hiç bırakmayacak...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: YAZI YAZANLARIN KADERİDİR YALNIZLIK...
Gönderen: Elif D. / Ankara/Türkiye
12 Ekim 2004
Ben böyle demiştim işte bir yazımda. YAZI YAZANLARIN KADERİDİR YALNIZLIK. Aylardır yazamıyorum, mutluyum diye buluşamıyorum o güzel sözcüklerle, çünkü ben alışkınım hüzünleri anlatmaya, beceremiyorum mutluluğun şarkısını satırlara yazmayı. Canım Onurum, her şeye rağmen söylemem gerek ki, güzel yazıyorsun, yalnız da olsan yalnızlığı anlayan kalplerle buluşuyorsun yazılarında. Bir gün mutluluğu bulduğunda vazgeçme yazmaktan, güzel yazıyorsun, güzel yazmışsın, sen hep yazmalısın...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aşkınız Ne Kadar Yeni?
Mavi Gözlü Gökyüzü

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Usta"ya...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adı Deniz Olmalı [Şiir]
Ekmek, Şarap, Sen ve Ben [Şiir]
Anne... [Şiir]
Kelebek [Şiir]
Şarap Şişesi [Şiir]
Sanal Aşk ve Yabancılaşma [Eleştiri]


Onur Özdemir kimdir?

Romantik, duygusal, esprili ve hiç büyümek istemeyen biriyim. Çalışma hayatının zorlukları öncesi son antremanımı yapıyorum. Arkadaşlarımın ısrarı üzerine yazmaya başladım.

Etkilendiği Yazarlar:
Cezmi Ersöz, Yılmaz Erdoğan, Ahmed Arif, Nazım Hikmet, Orhan Veli, Hasan Hüseyin


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Onur Özdemir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.