Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Farklı bir burcun insanı olsaydım, farklı bir günde, ne bileyim, Perşembe değil de Çarşamba, yada ayın 22 sinde değil de 23 ünde doğsaydım daha mı farklı olurdu hayatım? Bu bir rakamlık farklar daha mı değiştirirdi yaşamımı? Hayatımın en önemli aşamalarında keşke sağdan değil de soldan gitseydim, evet değil de hayır deseydim, anladıklarımı anlamamazlıktan gelip, anlamadıklarımı anlıyormuş gibi yapsaydım, türküleri değil de pop şarkıları daha fazla dinleseydim, bu kadar yumuşak bir yüreğe sahip olmasaydım, acıklı her olayda ağlamasaydım, cemile ile değil de Şaduman ile arkadaşlık yapsaydım, farklı bir okulda okusaydım her şey daha mı farklı olurdu?......yı bu kadar çok sevmeseydim de diğerlerinden birini mi tercih etseydim? O zaman aşk benim için daha mı yaşanası olurdu? Daha mı sade olurdu? Yoksa yine aynı hataları mı yapardım? Kendim için yaşamayı öğrenebilseydim, yaşama olan güvenimi o bir aralar kaybetmeseydim…Hayallerimle yaşamaktan, hatta bazen onlara inanmaktan vazgeçebilseydim. O ilk günlüğümü yırtıp atmasaydım. Yol ayrımlarını bize hayat çizer. Onun rolü sadece bunu çizene kadardır. Devam eden biziz. Onun için hayattan yana yakınmak nafile. Bu gün sağdan gittiysem ve bu yol yanlışsa üzülmek boşuna. Yapılacak tek şey geri dönmek, ama yaşadığın hiçbir şeyi unutmadan ve sola sapmak. Zorda olsa budur bize düşen değil mi? Oysaki hiç düşünmemiştim belki de hayatta alt-üst sınırlar olmasa ortada nasılda kaybolup gidebileceğimi. Eğer kaybetmeler olmasaydı nasıl o büyük zevki duyacaktık kazanmalarda, Eğer yanlışlar olmasaydı nasıl bulacaktık doğruları, eğer göz yaşlarımız derinden burkmasaydı yüreğimizi nasıl hissedecektik gülümsemenin ruhumuza aşıladığı dinginliği, eğer aşkta kaybetmek olmasaydı nasıl kazanmak için sevgimizi son damlasına değin vermeyi öğrenecektik…. Hayat ne getirirse getirsin bizlere, ben bu gün biliyorum ki, yaşam gerçekten çok güzel. Ve hep derim ki, bu gün nerede isek aslında orada olmamızın en büyük sorumlusu hayat değil, BİZİZ! Her sabah uyandığınızda aynanın karşısına geçip, kendi kendinize kocaman bir gülücük hediye edip “ hayat seni bu günde çok seviyorum” demeyi denediniz mi hiç? O kendinize ait gülücükten ruhunuza, ruhunuzdan yüreğinize binlerce umut, mutluluk, yaşama dair sevinç ışığının doluşuna izin verdiniz mi? Şahit oldunuz mu? Neden yarın kendinize bir gülücük hediye etmiyorsunuz?...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sevgi ÖRENGÜL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |