Her şey ancak sevgiyle satın alınabilmelidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Ben rehber olduğum için büyük bir lükse sahibim. Herkes çalışırken tatile gidebilmek, herkes tatile giderken çalışmak ya da evde oturmak. Ama sevgilimin böyle bir lüksü yok. Bu durumda beraber bir kaçamak yapmak için hafta sonunu seçmek durumundayız anlayacağınız. Benim de boş bir hafta sonum olma şansı pek yüksek değil. Neyse, yarattık böyle bir fırsat ve herhalde hiç unutamayacağımız bir hafta sonu kaçamağı yaptık. Bizim gibi Istanbul’da yaşıyorsanız Cuma akşamüstü yola çıkmanız gerek, biz de öyle yaptık ve Tekirdağ üzerinden Çanakkale’ye gelip oradan Assos’a geldik. Assos pek çok kişi tarafından bilinir ve sevilir. Bizim tercihimiz mevsim sebebiyle Assos’un içinde bir oteldi. Assos civarında ve Kadırga Koyu’nda da kalabilecek oteller var ama illa ki Assos içi olsun diyorsanız, hepsini tavsiye ederim. Biz Nazlıhan oteli seçtik. Balkonlu odamızdan dolunayda denizi ve Assos’un limanını seyretmek son derece romantik oldu. Sonra gece henüz başladı deyip elimize şarap şişemizi alıp biraz yürüdük. Gece, deniz, dolunay, şarap ve aşk... Bunun tadı inanın en güzel Kuzey Ege’de çıkıyor. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanan çılgın sevgilim ‘kalk bakalım, buraya uyumaya gelmedik’ dedi. Kendisi bilmiyor ama ben içimden, ‘nasıl olsa defalarca mesleğim icabı bu kıyılardan ve Assos’tan günün doğuşunu seyrettim, kendisi seyretsin ben uyuklayayım’ diye geçirdim, ama sonra aklım başıma geldi ve ‘ben buraya tek başıma gelmedim, sevgilimle geldim, salak mıyım’ dedim, hemen yataktan fırlayıp balkona çıktım. Hava henüz serindi ama güzel bir gün olacağı belliydi. Karşımızda Ege tüm ihtişamıyla duruyordu. Bir de Lesbos adası, yani Midilli. Anadolu, yani güneşin doğduğu yer olan Anadolu, Midilli’ye o anda gene muhteşem bir gün doğuşu yaşatıyordu. Biraz kıskandım, benim arkamdan doğan güneş onların gözüne gözüne yükseliyordu. Hemen kıskanmayı kestim, onlar kıskansındı. Ne de olsa inanılamayacak bir güzelliğe bakıyorlardı ve akşam güneş benim gözüme baka baka batacaktı. Akşam güneşi güzele gelir derler, canım memleketim benim! Otelde sıkı bir kahvaltı edip yola koyulduk. Sevgilim cipin direksiyonuna geçti, ben de camı açıp dışarı sarkarak, bağıra çağıra tabiatı, hayvanları, ağaçları, çiçekleri, denizi ve her ne gördümse hepsini selamladım. Birbirimize söz verdik, bugün akşama kadar sadece eğlenecektik. İş ve başka herhangi bir konu, hele hele canımızı sıkacak bir konu asla konuşulmayacaktı. Canıma minnet! Sahil yolundan Küçükkuyu’ya doğru gittik. Kadırga Koyu üzerinden Küçükkuyu sapağına varınca, yani ana caddeye gelince sola (Çanakkale yönüne) döndük. Dağa tırmanmaya başladık ve seyirlik denen yerde Karayolları Turistik Dinlenme Parkı’nda durduk. Orada meyveciler ve kahveler vardır. Ümit’in Yeri’nde çay içtik ve öğle yemeğimizi burada yeme kararı aldık. Manzara ve mönü nedeniyle. Küçükkuyu’ya döndük ve Adatepe Zeytinyağı fabrikasını gezdik. Kuzey Ege’den geçen turlarımda mutlaka burada dururum ve turistlerimin en çok hoşlarına giden ziyaretlerden biri olur her seferinde. Siz de sakın atlamayın. Artık bir dünya markası olan Adatepe Zeytinyağı’nı hem tadabilir hem de alabilirsiniz. Müzeyi de gezin, M.Ö. 4000’de zeytinyağının Kuzey Ege’de ilk defa ehlileştirilmesiyle başlayan serüvenini öğrenin. Kuzey Ege zeytinyağının kalesi, ana vatanı, merkezi. Burada her an, her yerde tadını çıkartın zeytin ve zeytinyağının. Alışveriş yaptık. Artık Adatepe zeytinyağlarını büyük Migroslarda da bulmanız mümkün. Küçükkuyu’dan gazetelerimizi alıp limana gittik. Biraz yürüyüp limandaki çay evinde gazetelerimizi okuyup çay içtik. Sevgilim de benim gibi tatilde ve yolculukta yerinde duramayan ve her şeyi görmek, her şeyi yapmak isteyenlerden. Cipe atlayıp Adatepe’ye çıktık. Küçükkuyu’dan Altınoluk yönüne döndüğünüzde bir köprüden geçiyorsunuz, solda bir yol vardır, Zeus Altar’ına gider. Efsaneye göre Zeus Troia savaşlarını Kazdağları’ndan yani İda dağından seyreder. İşte o dağlara doğru sapın, Adatepe tabelasını da göreceksiniz. Birkaç dakika içinde bu güzel köydesiniz. Bu köy yörenin özel ve güzel köylerinden. Meşhur ‘Taş Mektep’ bu köydedir. Biraz gezin, dolaşın. Hoş detaylar takılacak gözünüze. Biz de öyle yaptık. Bu yolculukta sevgilimin çok iyi bir konu mankeni olduğunu gördüm. Her yerde hiç bıkmadan usanmadan poz verdi bana. Ben olsam bu kadar sabırlı olamazdım. Ama bu arada kendisinin de bayağı başarılı bir fotoğrafçı olduğunu öğrendim. Bu tarafını bilmiyordum. Yanınıza bol film alın, dijital çekiyorsanız kapasitesi büyük disket götürün, epeyce fotoğraf çekeceksiniz emin olun. Adatepe gezimizi ‘Dutdibi’ cafe restoranda çay içerek bitirdik ve seyirliğe doğru yola çıktık. Seyirlik’te Ümit’in Yeri’nde Ümit’in hazırladığı müthiş öğle yemeğimizi yedik o güzel manzarayı seyrederek. Mönüde sahanda zeytinyağlı yumurta, köy ekmeği, domates, kekikli zeytin, baharatlı zeytinyağı, zeytinyağında peynir ve çay vardı. Daha ne olsun? Mutlu mesut ve karnımız tok, gezmeye devam etmeden bir de tuvalet molası verelim dedik. Seyirlikteki tuvaletler eskiden rezalet vaziyetteydi. Girince gözlerime inanamadım. Hepsinin tek tek fotoğraflarını çektim. Mehmet Kozak işletiyor tuvaletleri ve inanılmaz derecede değişmişler, tanımak mümkün değil. Anlatmakla olacak gibi değil, görmek lazım. Aklınıza gelecek ve gelmeyecek her türlü oyuncak ve aksesuarla süslemiş tuvaletleri Mehmet. Tuvalet kağıdı, sabun eksik değil. Lavaboların içinde yapma çiçekler var, ellerinizi yıkarken sular bunların üzerinden akıyor. Hele hele sese duyarlı oyuncaklar evlere şenlik, görmeniz lazım. Sevgilim çok eğlendi onlarla. Küçükkuyu’da bazı köyler var görmeye değer. Çok sevdiğim bir arkadaşım olan Aydan’ın da bu köylerden biri olan Küçükçetmi’de bir evi var. Uzun zamandır gidemiyor, köye gidip bir bakmamızı istedi evi yerinde duruyor mu diye. Köy yanlış bilmiyorsam 17 hane. Minik ve güzel bir yer. Gittik, Aydan’ın evine baktık. Yerinde duruyor. Hatta babasını da gördük ve onun evinde kahve içip sohbet ettik. Assos ören yerini de gezmeye karar verip yola koyulduk tekrar. “Assos ünlü Anadolu’lu coğrafyacı Strabon’a göre M.Ö. 2. bin yılda Lelegler tarafından kuruluyor. Midilli adasının Methymna kentinden göçler oluyor. M.Ö. 560’da Lydialılar kenti ele geçirdiklerinde Assos Edremit Körfezi’nin güçlü ve önemli kentlerinden biridir. M.Ö. 546’da Persler Ege Bölgesini ele geçirdiklerinde Assos da Pers Satraplığı sınırları içinde kaldı. M.Ö. 387’de bir banker olan Eubolos Pers yanlısı bir yönetici olarak kentin idaresini ele aldı ve hizmetkarı Hermeias tarafından öldürülünceye kadar yönetimi elinde tuttu. Hermeias okul arkadaşı ünlü filozof Aristoteles’i Assos’a davet etti ve sarayında misafir etti. Onu kuzeni Pythias ile evlendirdi. Assos’da 3 yıl kalan Aristoteles Gymnasion’da dersler vermiştir. Büyük İskender’in Persleri Anadolu’dan çıkarışından sonra Assos çok gelişti. Kent imar edildi. Kent M.Ö. 241’de Bergama krallığının egemenliği altına girmiş, daha sonra da asıl gelişmesine Roma İmparatorluğu döneminde erişmiştir. Assos Hıristiyanlığın resmi din olarak kabul edilişinden sonra Batı Anadolu’da yeni dini ilk kabul eden kentlerden biridir. Aziz Paulus Anadolu’dan Midilli’ye giderken Aleksandria Troas’tan Assos’a kadar karadan yaya olarak gelmiş, burada Aziz Lukas ile buluşup gemiyle karşıki adaya geçmiştir. Ünlü İznik Konsili toplantısında Assos Piskoposu Maximus’tan övgü ile bahsedilmiştir. Latinlerin Anadolu’ya saldırılarının yıkımından Assos da nasibini almış ve kent büyük ölçüde terk edilerek bir köy durumuna düşmüştür. I. Osman’ın Limni zaferinden sonra 1288’de bölge sürekli olarak Osmanlı toprağı haline gelmiştir. Assos’da ilk bilimsel kazılar 1881-1884 yılları arasında iki Amerikalı araştırmacı, Bacon ve Clark tarafından yapılmıştır. 1981’den bu yana Kültür Bakanlığı adına Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu başkanlığındaki heyet tarafından kazı ve restorasyon çalışmaları sürdürülmektedir.” Siz Assos’ta en azından restorasyonu devam eden tiyatroyu ve mutlaka Athena tapınağını ziyaret edin. Manzaraların belki de en güzeli orada. Zevkini çıkarın. Biz güneşi tapınakta batırmak istemedik. Yeşilyurt köyünde, yani eski adıyla Büyükçetmi’de Manici Kasrı’nda bir içki içerek batırmak istedik. Otele dönüp hazırlandık ve yola çıktık. Bu sefer sevgilim gece geldiğimiz için göremedi diye anayola yönelip oradan gittik Yeşilyurt köyüne. Bu köy, Seyirlik yerini Küçükkuyu’ya doğru geçtikten hemen sonra solda. Yeşilyurt köyünü mutlaka görün. Kışın kalmak için, şömine muhabbetini sevenler için ideal. Sevgilinizle veya sevdiklerinizle kalınabilecek en lüksünden en basitine her türlü yer mevcut. Ben Manici Kasrı’na hayranımdır. Özellikle de gurme mutfağına, ama sevgilim salaş bir balıkçıda balık yemeği teklif edince Manici Kasrı’nda bir içki içmekle yetindim. Salaş balıkçı fikri bana daha cazip göründü. Güneşi batırdık, manzarayı seyrettik ve beyaz şarabımızı içip yola koyulduk. Tekrar Küçükkuyu sapağından sahil yoluna vurup kıyıdaki birkaç salaş balıkçıdan hangisine gideceğimize epey zorlanarak karar verdik. İrfan’ın Yeri’nde bizden başka kimse yoktu bütün gece. Salatamız, mezelerimiz, harika balıklarımız ve rakımızla mum ışığında müthiş romantik bir yemek yedik. Gecenin en güzel anı sevgilimin mum ışığında bana evlenme teklif ettiği andı. Bu adam çılgın! Evlenme teklif etmek için Assos’ta bir salaş balıkçıyı seçiyor ve ‘yarın burada kalmayalım, gel bunu Cunda’da kutlayalım, sen orayı çok seviyorsun’ diyor. Bu adam ya beni çok iyi tanıyor ya da benim ruh ikizim. Uçuyorum. Aklınızda böyle bir fikir varsa, yani sevgilinize evlenme teklif edecekseniz ya da aşkınızı ilan edecekseniz çok uygun bir yer Assos. Hayır demek zor biraz. Benim cevabım ne mi oldu? ‘Evet’ tabii ki. Ne olabilirdi ki başka? Bugünlük bu kadar. Gezinin devamı bir sonraki bölümde... Bir yere ayrılmayın... Çünkü gerisi de en az birinci bölümü kadar enteresan ve güzel.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nükhet Everi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |