Yalnızlık güzel birşey, ama birilerinin yanınıza gelip yalnızlığın güzel birşey olduğunu söylemesi gerekir. -Balzac |
|
||||||||||
|
Günler geçtikçe insanlar bir ışık gibi sönüyor Sevdiklerini geride bırakıp hayata veda ediyor Madem ki öleceğiz neden insanlar doğuyor Yaşanan o kocaman hayatın yerini Neden neden hatıralar alıyor Bazen yalnızlıktan sıkılırsın otururken Kalkarsın dolapları karıştırırken sen Bakarsın eline sararmış bir fotoğraf geçer Bazen de yazıları silinmiş bir mektup Birden donakalırsın tutulursun sen İşte o zaman sanki canın çekilir Buz gibi oluverir her yanın senin Derinlere dalarsın düşünürsün dakikalarca Neler yaşamazsın ki sen o sararmış hatıralarla O anda takatın kalmaz ayakta durmaya Usul usul çökersin sen hemen oraya Gözlerini kapatırsın ah o kafanın içinden Neler geçmez ki o anda ah neler Öylece dakikalar su gibi akar gider Sonra yavaş yavaş kendine gelirsin Göğsüne kapadığın o eski hatıralarla sen Başlarsın artık onları incitmeden silmeye Silersin silersin için kanmaz ki senin Tekrar tekrar silersin ; düzeltirsin gene silersin Okşarsın onları sen gücenmesinler diye Hayallere dalarsın gözyaşlarınla birlikte Bir anda tekrar yaşarsın sanki O günleri sen ayni o günkü gibi İşte o zaman nedense nefret edersin Acı tatlı o eski hatıralardan Sanki onlar sana işkence edermiş gibi Sandığını açarsın depreşir yaraların senin O naftelin kokulu sandığın içinde Ah neler yoktur ki ah neler senin Birden aklına geliverir o eski günler Ah onları işleyen o marifetli eller Yüreğin ezilir için burkulur kemiklerin sızlar Hatırlarsın yine tek tek o sevdiklerini sen Dökülür gözlerinden damla damla yaşlar senin Hepsini ayrı ayrı incitmeden ellersin Koklarsın ; tekrar katlar tekrar düzeltirsin Saatlerce kalkmazsın sandık başından sen Ayrılmak istemezsin çünkü sevdiklerinden Onları hazır bulmuşken sen Sessizce yaşama nalet okursun mahf olursun İşte o zaman nefret edersin o hatıralardan sen Nedense her yer ama her yer doludur Acı tatlı o eski günlerin hatıralarıyla Tavan aralarında tarihi unutulmuş Toz pas içinde kalmış buram buram Hasret kokan kaderine terk edilmiş eşyalar Düşünürsün aklına gelir onları kullananlar Kimbilir neler yaşanmıştır ah kimbilir neler Ah ne tatlı günler ne acı dolu çileler Onları gördükçe geçmişe dönüverir insan Sanki o zamanki gibi genç oluverirsin hemen Rüyadaymış gibi dolanırsın onların aralarında Sanki sevdiklerini görürsün konuşursun onlarla Yaşar tekrar o günleri içi yanarak insan Sonra hayal olduğunu anlarsın yorulursun Güçlükle merdivenlerden inerken zor yürürsün Tutuna tutuna odanın içine kadar sen Nefesin kesilir bir nefes bir nefes daha derken Zarla zorla kendine gelmeyi başarırsın İçin üzülür ; ciğerin yanar ; ateşler basar Birden sanki on yaş daha ihtiyarlarsın sen Güneş batar gece olur karanlıkta kaybolur insan Bir ses bir gün sen de onlar gibi olacaksın der Mahf eder seni eritir bitirir o eski hatıralar Hiç fark etmez acı tatlı olsa da onlar Her gece yatınca hemen uyumak istersin Sıkılırsın gözlerin kapanmaz bir türlü senin Tavanda bir noktaya takılırsın bakarsın bakarsın Her taraf sanki olur birden kararır gibi Başlar gözünün önünden tek tek geçmeye O eski günler bir film perdesi gibi Tekrar yaşarsın o eski hatıraları bir anda Canlı canlı sanki ayni sahici gibi O zaman içinden dua edersin Allahına O günleri tekrar geri versin diye sana O güzel hayallere tam dalmışken sen Birden sanki sana inat yapar gibi Bakmışın geliverir filmin son perdesi Işıklar açılır bakarsın herkesin gözleri yaşlı Kendini toparlarsın gözlerinden akan yaşları Silersin sen de üzgün ve yorgun yaslı yaslı Sonra uyumak istersin bir sağa bir sola Dönersin ayni deli tavuklar gibi Uyuyamazsın can sıkıntısından bir türlü Sanki zehirlemiştir o eski hatıralar seni Yüksek dozda narkoz verilmiş gibi Zarla zorla uykuya dalmışken sen Tam sabaha karşı hava aydınlanırken Bu kez de rüyanda rahat bırakmaz onlar seni İstesende unutamazsın zaten sen onları Bir ömür boyu bağımlı bir hasta gibi
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aysel Denizeri, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |