|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
28 Temmuz 2003
Susuyorsun...devam et...
pelin onay
..merak edilmeyen bir yürek kaç zaman tutunabilir anıların güler yüzüne..? Tutundum, çırpındım düşmemek için, uçurumun kıyısında bana uzanan elin yoktu, düştüm../ susuyorsun...devam et...
|
|
Bir zamanlar seni bir uçurumun kıyısından tuttuğumu ve kurtardığımı söylerdin. Buna karşılık, ne söyleyeceğini bilemeyen bir insanın, sol yanı şenlenen kadın rolünü oynuyordum. Yaşadıklarından inatla ders almaya çalışan, her şeye rağmen sevgiye olan inancını yitirmemiş, kıyısından deli, ucundan çocuk, gözleri denize girince yeşile çalan küçük bir kadının tatlı tesellisiydi belki de güzel sözler duymak. Seni gerçekten de kurtardığıma inandırmıştın beni.
susuyorsun...devam et...
Her güzel başlayan aşklar gibi şendik, heyecanlıydık, beklemedeydik..Görüşebileceğimiz zamanların ayarlamalarında, duvarlara çentik atan mahkumlar gibiydik. Korkularını ilk yenen sen oldun, sen akıttın dudaklarından “seni çok seviyorum” kelimelerini. Bense yaşadıklarını ve hatalarını tekrarlamak istemeyen ama yine de konuşmak için çıldırasıya tetik de duran telaşlı bir yürektim. Her şeye rağmen fazla bekletmedim seni. Bir gün..beklediğim ama hiç ummadığım bir anda sana boşaldı dudaklarım; seni seviyorum, diye...
susuyorsun...devam et...
Bedenimden önce beynimi tahrik eden bir adamın şarkısını dinliyordum. Bu yüzden ilk karşılaşmamız, tedirgin iki insanın karşılaşması gibi değildi. Küçük bir otel odasındaydık...her şeye rağmen, yaşadıklarına tez, utangaç bir profil çiziyordum ama seni seviyordum. İlk defa sen dokundun dudaklarıma..Yüreğim yerinden çıkacak gibiydi, yüreğim yerinden çıktı, sen yerleştirdin. Küçük bir otel odasıydı, şirindi ve belki de en güzeli pencerelerini açınca karşımızda Midilli’yi görmemizdi. Yağmur sularının ninnisinde seviştik seninle, balıkçı motorlarının makamında..Özlemlerimi koynunda uyuttum ve sabahın ışıkları vururken bedenlerimize, uyurken seyrettiğim yüzünü yüzümde unuttum.
susuyorsun...devam et...
Yazdığın kelimeleri bırak, adresime düşen yüz binlerce cümleden hiç birine sığdıramadın beni Yazdığın her satırda bir nehir gibi aktım bilinmezliğine. Başka bir şehirden gökyüzüne gönderdiğin sıcacık kelimeler benim şehrimin denizine düşüyordu ve ben her harfi tek tek çıkartırken derinlerden, parmaklarıma denizin değil yüreğinin mavisi bulaşıyordu. Bütün şiirlerini itinayla saklıyordum ve her aşk’da olası olan bir bitiş ertesinde kullanmak üzere, mahkeme tutanaklarına şiirlerini şahit olarak yazdırabileceğimi biliyordum. Çünkü şiirlerin çığlık çığlığa konuşuyorlardı ve ben senin yokluğunla şiirlerinle dertleşiyordum.
susuyorsun...devam et...
“Bekle” kelimesiyle bitirdiğin her cümleyi virgülle uzattım ve bekleyişlerime sığdırdım düşünü kurduğum geleceğimizi. Suskunluğu her gün daha fazla uzatıyordun ve ben tek başıma yaşıyordum, seninle beraber ellerinden tuttuğumuz ilişkimizi. Giderek uzaklaşıyordun, daha çok susuyordun ve ben bilinmezlerin ortasında senin gerçekte neyin olduğumu öğrenmeye çalışıyordum. Aylar geçiyordu, aramıyordun...Buna karşılık ben de “iyi ki sesin var yoksa bu hasret beni öldürecek” diyen adamın ölüm haberini bekliyor gibiydim. Her şeye rağmen bir şeylere sığınmak ve acılarımdan kurtulmak istiyordum. Ne zaman sana ihtiyacım olsa, “aradığınız aşk’a şu an ulaşılamıyor” diyen kadının mutlu sesi yankılanıyordu kulaklarımda. Sen sorunlarınla uğraşıyordun, bense sessizliğinle, sevdamla ve yalnızlığımla. Sevda, her şeye tek vücutmuş gibi göğüs germekti. Ben bunu biliyordum, böyle seviyordum, sense girdiğin mağaranın içinden uzattığım yardım elini bile görmüyordun.
susuyorsun...devam et...
Herkes seni soruyordu, selamını veriyordu, iletemiyordum. Hep böyle mi çalıyordu sevdanın çanları, farklı olduğumu düşündüğün bana bile geçmişimde bıraktığım yaralı sevdalarımı anımsatıyordun. Her şeye rağmen hiçbir kötü sözü yakıştıramadım sana. Giderek çoğalan kırgınlıklarımı itinayla kapatmaya çalıştım. Bir güzel sözün yeterdi belki, bekletirdi, sesimi bile duymadın. Merak edilmeyen bir yürek kaç zaman tutunabilir anıların güler yüzüne..? Tutundum, çırpındım düşmemek için, uçurumun kıyısında bana uzanan elin yoktu, düştüm..
susuyorsun...devam et...
Bize ait bir çok düşü sen yaratmıştın ve sen yok ettin yine. Birer masal kahramanıydık ve masal olarak kaldık, ilerde çocuklara anlatılmak üzere belki de. Yaşadığım ve yaşattığım hiçbir şey için pişman değilim. Hatta bir de teşekkürüm var sana, kendimi en güzel sevilen kadın gibi hissettirdiğin için. Adı üstünde bir bekleyişti yaşadığım, belki bu da bir düştü, uyandım, baktım ki yoksun, seni düşlerinde bıraktım.
susuyorsun...devam et...
Bir aşk’a kaç aşk sığar diye soruyor bir şair, ben aşkıma tek aşk sığdırmıştım oysa, bilmeden ismimin bile unutulduğunu. Sorulması gereken sorular tedavülden kalktı, ki zaten cevapları da sana aitti.Sana değil, seninle bir ömrün düşünü kuran kendime yakıştıramadım “hoşça kal” kelimesini. Ama sen, bedeni dar gelse de, almadan fikrimi, elbisesini diktin vedanın. Bana sadece ortada kalmamak için giymek ve gitmek düştü. Ama gitmek değil ki öfkeyle, kırgınlıklarla, acıyla..kendi özgürlüğüm için bağışladım seni. Yine de, her şeye rağmen merak etmiyor da değilim; içindeki hangi sen gerçekte sevdi beni..?, hangi sen haykırdı gökyüzüne, sen bende ömürlük olmalısın diye..? ve hangi sen bu kadar kayıtsız kalabildi yüreğini konuşturan bir kadının yüreğine..?
susuyorsun...devam et...
susuyorsun....artık konuşma...
:: tebrik ediyorum |
Gönderen: adem ilboğa / , Türkiye
|
14 Şubat 2013 |
|
| Harika bir yazı yazmışsın. Seni tebrik ediyorum.
Beni çok derinden etkilediğini itiraf etmeliyim.Bu yazıyı yazdığın için sana teşekkür borcum olduğunu hissediyorum.Teşekkürler.Yüreğine,kalemine sağlık. |
:: gri istanbul ve melankolik bir an.. |
Gönderen: seyfettin araç / , Türkiye
|
26 Ekim 2010 |
|
| şu an içinde bulunduğum renk gri, zaman yok mekan yok.. yazdığın yazı muhteşem ve bir kadının ne denli, çektikleriyle sancılı olabileceğini, biz adamlara!! gösteriyor.. |
:: yüreğinle konuşuyorsun |
Gönderen: emine demir / , Türkiye
|
9 Haziran 2008 |
|
| birilerinin susuşu keşke herkesi böylesine konuştursa... hayranım sana |
:: SELAM PELİN |
Gönderen: songül gül / Diğer/Türkiye
|
4 Şubat 2008 |
|
| sanki beni tanıyormuşsunda yüreğime dokunuyormuşsun gibi hissediyorum yazdıklarını okurken ...
ben bir cezmi ersöz'ü birde senin yazdıklarını okurken her satırda "beni"yaşıyorum adeta
kalemine yüreğine sağlık
uçurumun kıyısında bana uzanan elin yoktu, düştüm../ susuyorsun...devam et... |
:: acaba biz aynı erkeğemi aşık olduk? |
Gönderen: sibel akbalaban / İstanbul/
|
23 Mayıs 2007 |
|
| yaşadığım, hissettiğim aynı...duyulmayacağını bile bile attığım çığlıklar aynı...ama yine de bir gün duyarsa geç olmayacak...çünkü o bende sonsuza kadar olacak...sonsuza kadar |
:: bence... |
Gönderen: Burcu KÖK / İstanbul/Türkiye
|
17 Ocak 2007 |
|
| bence sen hiç susma...hep devam et.haykırsın yine şimdi olduğu gibi kalemin.yüreğine sağlık.. |
:: ... |
Gönderen: gökçe tekgül / İstanbul/Türkiye
|
10 Temmuz 2006 |
|
| güzel cümlelerle yazmak isterdim size olan yorumlarımı kime yazdığımı hatırladım birden ve vazgeçtim.bi insan bu kadar mı dolu yaşar yazar sığar içine kelimelerin.ne olur bırakma yazmayı bizde hep okuyup kilitlenelim |
:: ben ölürüm bu senin sessizliğinden |
Gönderen: yusuf ziya / İstanbul/Türkiye
|
17 Nisan 2006 |
|
| ben ölürüm bu senin sessizliğinden
daha sus. daha. silin daha öl.
ağır ağır yağsın üstüne
sonsuz döküntüsü bir gününün
ve kal öyle yıllar boyu. yüzyıllar boyu
ben ölürüm bu senin sessizliğinden
gelmiş geçmiş gelecek tüm insanların
boğ kendinde her düşünü
bir mağara oy kendine. uyu. uyu. uyu. hep uyu.
hep kal öyle kal ne sağ ne ölü
ben ölürüm bu senin sessizliğinden
kül gibi kal. yok gibi. hiçlenmiş gibi.
uyu. hep uyu. hep çoğalt uyku çığını
bin ağız topla kendine. bin çığlık topla.
ve yırtıl yüreğimde. yok ol yüreğimde.
yoksa ben
ben ölürüm bu senin sessizliğinden…
-?-
|
:: Bir aşkın anatomisi dedin bense sustum:) |
Gönderen: burcu karadaş / istanbul/
|
4 Şubat 2006 |
|
| Bir kadının kocaman yüreğinden tatlı diline yansımış bu satırlarının yolu nereye düşer bilemem..umarım o suskun kalışın,o sızlatan bakışın sahibi biliyordur.. |
:: SUS.. |
Gönderen: nature woman / Antalya/Türkiye
|
14 Eylül 2005 |
|
| Suskunluğu neler anlatıyor bir bilebilsek,susuyor hep,sadece susuyor çıldırtıcı bir şekilde...Sonra hiç konuşmasın artık istiyor insan..Öyle güzel anlatmışsın ki yürğine sağlık..
|
:: muhteşem |
Gönderen: sezai saraç / İstanbul/Türkiye
|
11 Haziran 2005 |
|
| bir yazıda aradığım herşeyi buldum. içtenlik ve teknik. kurgu ve muhteşem ama mütevazı bir final. Üstüne bir de bu duyguları tam da öyle hissettiğim bir dönemde yakaladın beni. ben galiba sana aşık oldum. |
:: Teşekkür ediyorum |
Gönderen: Özlem Şerifoğlu / İstanbul/Türkiye
|
4 Haziran 2005 |
|
| başka birinin cümlelerini okurken bana ben yazmışım gibi hissettirebildiğiniz için, teşekkür ediyorum kelimelerin yetersiz olduğuzamanları en iyi şekilde yansıtabildiğiniz için ve teşekkür ediyorum sevildiğiniz ötesinde bu kadar güzel sevebildiğiniz için yüreğinize sağlık... |
:: Susma devam et!! |
Gönderen: Burcu Yıldızer / Ankara/Türkiye
|
11 Aralık 2004 |
|
| Sevgili Pelin,
Yazını önce merakla sonra hafif bir gülümsemeyle en sonunda da bedenime bıraktığın o tuhaf titremeyle bitirdim. Yüreğine ve kalmeine sağlık.. |
:: sadece okudum |
Gönderen: murat mullı / adana
|
15 Ocak 2004 |
|
| sadece okudum okudum okudum..ve hala okuyorum....yuregıne saglık sevgıyle kal |
:: Ah Pelin Ah!!!! |
Gönderen: AYŞE KARDEŞOĞLU / istanbul
|
9 Aralık 2003 |
|
| Sevgili Pelin, bu yazını çokönce okudum, hatta birkaç kez okudum ve sana cevap yazmak istedim yazamadım...Şimdi bu üstüdeki yükü hafifletmek istiyorum.O kadar güzel olmuş ki...başka birşey bulamıyorum, canlı, yürekten, yazdığın cümlelerle içimi eriten, gözlerimi dolduran, beynimi karıncalandıran bir yazı yazmışsın.Bazı kelimelerin altını çizdim, çoğu zaman anlatmak isteyip anlatamadığım kelimeler işte bunlar! dedim kendi kendime...Kıskandım desem de sanırım yalan olmaz..Sevgiler Pelin'ciğim, sen bu sitenin en iyisisin hatta benden bile:))O |
:: Hep Böyle mi Olacak... |
Gönderen: nursun / izmir
|
26 Ekim 2003 |
|
| Taraflardan biri susmaya başlıyorsa durmaya başlıyor zaman. Beklemek, beklemek, beklemek ne de şart ve acı oluyor zaman durdukça aşkta. "Hoşçakal" demek çok zor tüm hayatını vermeye hazırlandığın bir insana ama oluyor işte. Oluyor, bunun adı "aşk" oluyor, bunun adı "ayrılık" oluyor. Yürekler eksiliyor, hayat devam ediyor. Kalemine sağlık, seni takipteyim. Sağlam yazıyorsun, sağlam yaşıyorsun.Bendensin;) |
:: çok güzeldi |
Gönderen: sevil pınar / istanbul
|
8 Eylül 2003 |
|
| belki de pek çoğumuz ayrılık adını konduramadan ölüm haberi bekler gibi bekledik. inandık ölüm olmazsa engeleyen başka şeylerin olamayacağına
bir ömürlükten fazlası olan birinin yazılarıyla tanıştım bu gün ve bunun için, susmamış olmana teşekkür ederim
sevgiler
sevil |
:: harika |
Gönderen: murat mulli / adana
|
8 Eylül 2003 |
|
| yazıyı harıka kaleme dökmüşsunuz tebrik ederım bu guzel yazıyı kütüphaneme almaktan buyuk mutluluk duyacam devamını beklıyorum.. sevgıyle kal |
:: Dikenleri battı ayrılığın |
Gönderen: Şule Aydemir / İstanbul
|
8 Eylül 2003 |
|
| Sevgili Pelin,
O kadar içten yazmışsın ki, nerdeyse ben vardım olayların içinde... kendimce çok beğendiğimi söylemeliyim.. etkilendim, insanın kendisiyle ve karşısındakiyle çarpışması hem bu kadar acı hem bu kadar güzel olabilir. Bense konuşabilirim ama senin kadar iyi yazabileceğimi sanmıyorum. Hissettirdiklerin acı bile olsa güzeldi.. Acı içinde sevgiyi görüp hissetmek belkide... 'Yürür Giderim' isimli bir şiir yazmıştım, aynı senin yazında olan bu duygular gibi lakin gösteri mahiyetinde olmasın diye altına eklemekten son dakikada vazgeçtim... bir gün eklerim belki.. gönlündeki tüm güzellikleri hayata geçirmen dileğiyle...
sevgiyle kal daima,
|
:: susuyorsun..... |
Gönderen: ağca özyıldırım / istanbul
|
25 Ağustos 2003 |
|
| evet,her zaman bir susan vardır,ama sizin bu suskunluğa cevabınız çok güzel kaleme dökülmüş açık ve net,sizin yazdıklarınızda dikkatimi hep bu çekti,güzeldi. |
:: Susmak..sadece.. |
Gönderen: Birkan Askan / Bursa
|
23 Ağustos 2003 |
|
| Susmanın ötesinde yaşanan b,ir yalnızlığın mı, yoksa o hani hiç yaşanmamışcasına yaşanan bir hızlılığın mı yanlışı.. Hayat ne kadar acı ki, bu acının ortasında yalnızlığı seçen bir insan olmak cesareti.. Böyle mi çözümlenir hayat dizlerinin dibinde.. Hayır.. Belki de hayat son bakışını aramakta halen gözlerinin önünde.. Bir çırpınış belki ya da uzaklardan çoğul bir suskunluk.. Yine de unutmaz.. sen unutsan da..
Başarılar dilerim, kalemin yüreğin kadar temiz olsun.. |
:: zor....biliyorsun ki ve biliyorum ki çok zor... |
Gönderen: Didem SEVİNÇ / İstanbul
|
18 Ağustos 2003 |
|
| "Merak edilmeyen bir yürek daha kaç zaman dayanabilirki anıların gülen yüzüne???.."
Bunun üstüne yorum yapayım peki,,ama ne??
Birbiri ardına gelen kelimeler birleşti kalbimi tam ortasından vurdu..Biliyorsun hikayelerimiz bir yerde hep kesişiyor senle,,biliyorsun..
Yüreklerimiz çıkıyor yerlerinden de geri girmesi zorlaşıyor hep..Her defasında "yeniden" başlıyoruz.Her defasında bitti deyip başlıyoruz güne,,gece bitmediğini defalarca hissettirsede..
Aynı dili konuşmak değil,önemli olan aynı duyguları paylaşmaktır.Biliyorum zor..çok zor benimsediğin birine şimdilerde yabancı olmak..Sende biliyorsun benimde buna benzer şeyler yaşadığımı..ve nasıl altından kalkamadığımı...:)Yüreğimizin bir yanı sert olmak zorunda..yoksa bu kez uçurumdan bir çırpıda düşeriz,tekrarı olmaz.
Yeniden kutlarım seni..Sevgiden anlamayan birine bu kadar sevgi dolu birşeyi yine anlamayacağını bile bile yazabildiğin için..Sevgiyle kal. |
:: Çok güzel:) |
Gönderen: Binnur Edisan / Ankara
|
9 Ağustos 2003 |
|
| Merhaba Pelin;
Yine kelimeler cümle olmak için epey uğraşmış.Çok başarılı.Sevindirdin kelimeleri, beni ve seven tüm yürekleri.Tebrik ederim |
:: tanıdık.... |
Gönderen: zeki / izmir
|
8 Ağustos 2003 |
|
| tanıyorum..biliyorum..ve seviniyorum.... batıyor kalemin yüreğine... |
:: sen farklısın |
Gönderen: emre / kocaeli
|
6 Ağustos 2003 |
|
| merhaba cesaret eşsizi...
Yazmak için ya çok caba sarfetmişsin yada başka şeyler diyebilirim; ama yaşadıklarından inatla ders almaya çalışan, her şeye rağmen sevgiye olan inancını yitirmemiş birisin...
Kendine çok iyi bak
Sevgilerimle EMRE |
:: susmak bir ömür! konuşmak isterken delice |
Gönderen: siyah / izmir
|
6 Ağustos 2003 |
|
|
birşeyler yazmam gerek bu yazı için, birşeyler yazmam gerek bu kocaman yüreğe... ama lanet olsun susuyorum işte, konuşmak anlatmak isterken delice... her kelimede aşk var, özlem var ve buruk bir hüzün var...
bırakın sussun konuşmayan, böyle bir yüreğe dokunup sonra büyüklüğünden korkan, bırakın sussun konuşmasın... sussun...
|
:: Susuyorsun...devam et.. |
Gönderen: Zarife / ADANA
|
5 Ağustos 2003 |
|
| Defalarca okudum bu güzel yazınızı ne diyebilirim ki benim söylemek isteyipte söyleyemediklerimi, bogazıma düğümlenenleri öyle güzel öyle ,öyle samimi anlatmıssınız ki yüregime tercüman oldunuz.
Yüreginize saglık...Sevgiler.. |
:: ÖLDÜRDÜN BENİ |
Gönderen: senem / istanbul
|
5 Ağustos 2003 |
|
| Yaşadığım herşeyi gözümün önünden geçirdin, böyle bir anlatımın önünde şapka çıkarıyorum. O hala susuyor, o sustukça ben senin yazını okuyorum. Valla ne diyeyim, yüreğine ve kalemine sağlık |
:: Susmak... |
Gönderen: Selami Ceylan / ...
|
2 Ağustos 2003 |
|
| Tebrik ederim, yaşanmışlıkları böylesine güzel ve içten ifadeleriniz alıp götürdü beni...
Ancak, herkesin zaman zaman yaşadığı ama yinede kabullenemediğimiz bir şey var; suskunluk aslında çığlık çığlığa haykırmak değilmidir, ifade edemediklerimizi, hayatın iki yakası arasında sıkışıp kalmışlığımızı. Birçok zaman bizde suskunluk libasını üstümüze giyip öylece beklemiyormuyuz veya hayat ile yürek arasında sıkıştığımızda yine suskunlularımızla haykırmıyormuyuz sevdalarımızı, düşlerimizi...
Ve özellikle bir hayatı, bir sevdayı anlından iki kurşunla vuran sorunuz; "hangi sen gerçekte sevdi beni" Evet, hayatın iki yakası arasında kalmış hangi benlik? Hangisi olursa olsun sonuçta sizi kimsenin sevemeyeceği kadar çok sevmedi mi?
Hoşgörün ne olur, bir an için suskunluğu ben giydim üzerime. |
:: Yengeçliğime ver. |
Gönderen: latin / Deniz
|
2 Ağustos 2003 |
|
| Kütüphanenizde ki o resim.... Ayağımın altında denize kavuşmak için beni galayana getiren, kaç dalga yemiş, kaç dolunay düşmüş üzerine.... o iskele....Bilemem. Tek düşüm o resmi görünce, güneşin tekrar doğuşunu izlemek, oldu. Bir kahve eşliğinde, kırkıncı akşamdan kalmalarımı, uğurlamak.
Tebrikler.
|
:: kıskandım...... |
Gönderen: nazlı olcay / istanbul
|
2 Ağustos 2003 |
|
| kıskandım seni pelin gerçekten.kıskandım çünkü bu duyguları ben yaşamıştım niye ben böyle mükemmel bir dille anlatamadım diye.bu cümleler bana ait olmalıyıdı dedim kendi kendime...edebiyat ta bu olsa gerek.tebrik ederim... |
:: İnsanın içine oturan çok etkileyici bir anlatım. |
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu / Mudurnu
|
31 Temmuz 2003 |
|
| Merhaba Pelin;
Umutlarını , umutsuzluklarını, hayal kırıklıklarını, ince ince dokundurmalarını, kısacası gönlünden taşıp dökülenleri; öyle etkileyici ve duru anlatmışsın ki.....Bu arada söylemek isterim: Bir aşka, başka aşk sığmaz.Eğer sığıyorsa, zaten o aşk değildir......Güzel anlatımın için kutlarım.Hem şiirde, hem düz yazıda çok iyi olmak....Bu çok zor.Ama sen her ikisini de çok iyi götürüyorsun....Yeni şiir ve yazılırını bekleyeceğim.........Nice paylaşımlara doğru.......Sevgiler.....Kâmuran Esen |
:: çok güzel yazmışsın devam et! |
Gönderen: umut / istanbul
|
31 Temmuz 2003 |
|
| Başlık aldı beni içine sonra yazın,diğer yazılarını okumadım henüz,ama bu yazı güzel şeyleri haketmiş.Mesela;ulaştı bana,sızlattı, |
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
şiir tutkusu,müzik hayatı,deniz sevdalısı,aşk ise bitiremediği romanı. . orhan veli'yle aynı derdi paylaşıyor; bir de rakı şişesinde balık olabilse. .
Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet,Orhan Veli,Attilla İlhan,Murathan Mungan,Şükrü Erbaş,Hayyam,Yılmaz Odabaşı, Cemal Süreya, Buket Uzuner,Oğuzhan Akay, Akgün Akova,Altay Öktem, Akif Kurtuluş,
|
|
bu
yazının yer aldığı
kütüphaneler |
|
|
|