..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Umutlarım her zaman gerçekleşmiyor, ama yine de her zaman umuyorum. -Ovid
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > pelin onay




25 Kasım 2002
kırıldım aşk'a ama onun haberi yok  
pelin onay
..gittin..sevdamın öksüzlüğüne alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların sonunda olması acıtıyor içimi.. suskunluğun en büyük silahındı, suskunluğunla vurdun beni..ben alışkınım kendi yaralarımı kendim sarmaya..asıl acı olan ve kanatan unutulmak asl


:ADAFB:
Biliyorum, konuşacak bir şeyimiz kalmadı, paylaşacak hiçbir şeyimiz yok ortada. Yine de yüreğimden, gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum, seninle konuşuyorum. Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım, sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum. Cümlelerimi kısalttım, kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen evlat dudaklarımda. Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olmadım gurursuz ama umutlu ve sabırlı hasretine. Anlık hayaller anlık mutluluklara gebe kalıyor..bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum...imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor. Bir çocuk gibi, isteklerimi bastıramıyorum. Çalmayan telefonuma elim gidiyor, sana hala bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum. Bende olan seni hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini, anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum. İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum..!

Bulutlar yağmurunu toprakla öpüştürebilseydi bugün, bana o verdiğin ama tutmadığın sözünü sahiplenerek, dans edebilirdim ıslaklığıma aldırmadan. Ki aslında ıslanan sadece yüreğim olurdu, bedenim değil...Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı. Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım anılarım dışında. Isınabilmek için onlara sarılıyorum. Anlamsız ve cevapsız sorular hınzırca sırıtıyor, ben görmemeye çalışıyorum.

Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı. Belki de görmeyi istemek gerekiyordu. Gözlerini aç desem kapatacaksın ama kapatma gözlerini..! Biliyorum levrekler derinlerde ve dalgalı denizlerde yaşar. Levrekler uzak bir düş gibi zor yakalanır. Ama sen becerirsin düşleri yakalamayı, derinlere dalmayı, uzaklara kavuşmayı..Sahi, becerebilir misin..?

Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım falıma. Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş, kafayı bulunca itiraf etti sonunda. Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil. Gelseydin; kendimi unutup sana akacaktım, susturacaktım içindeki isyanı, kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini, sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş oluşum gibi, dokunacaktım, kusacaktım birikmişliğimi, hasretimi ama gelmedin, gelmezdin, gelmeye hiç de niyetin yoktu aslında. Kendimi kandırdığımı anladığımda, ağlıyordum...

Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş gibi geliyor. Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi bana. Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde, gecede, uykumda...Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi. Bu bir marifetse eğer, niye benim yanımda değilsin ki...?

Göz yaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana. Gittin..belki de hiç gelmemiştin, ben geldiğini sandım. Ayak uyduramadım yorgunluğuna. Dudaklarına, düşlerindeki öpüşü konduramadım. Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın dokunuşlarında kendini bulan. Ama en çok da imkansızın oldum, hırçınlığın, yirmi yaşın, gecikmişliğin...Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum. İnanamadığın, yenemediğin, üzerinden atlayamadığın korkuların oldum. Ağladığın, bağırdığın ya da sustuğun isyanın oldum. Aşk pazarında harcadığın mevsimler oldum, sessizce boşalan gözyaşların,birikmişliğin oldum. Son ses dinlediğin bir şarkının nakaratı oldum, dilinin ucuna gelip de söyleyemediğin kelimeler, ister istemez yaşadığın talihsizlikler oldum. Yüreğindeki kadın ben olmak isterken, yüreğine sığınan ve tozlanacak olan bir anı oldum. Hak etmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak isterken belki de hiçbir şeyin oldum. Söylesene, ben gerçekte senin neyin oldum...? Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim. Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim..? Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda. Sadece bir mevsim yaşanan ama bir ömür gibi gelen aşk...Kalbime henüz söylemedim gittiğini. Öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum. Seni hala benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum.

Gittin...sevdamın öksüzlüğüne alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların sonunda olması acıtıyor içimi. Suskunluğun en büyük silahındı, suskunluğunla vurdun beni. Ben alışkınım kendi yaralarımı kendim sarmaya. Asıl acı olan ve kanatan unutulmak aslında. Söylesene, unutulmak kime yakışıyor..? Unutan sen olsan da, sana bile yakışmıyor..Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor. Görüyorsun işte, aşka ve sana ihanet etmiyorum ben, ki kırgınlığım aşka.Sen üstüne alındın...Bir sonbahar’da, güneş hala daha ısıtırken bedenimi seni çıkarttı karşıma. Sen “bitti” dediğinde yağmur yağıyordu, aşkın canı sıkıldı, seni aldı...


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Özel duyguları da kirletmeyelim.
Gönderen: Betül KEY / Bolu/Türkiye
4 Ekim 2007
Yaşanılan ve yaşanılmaya değer en güzel duygu diyorum. Çünkü insanın kendini en mutlu, en doğal hissettiği anlardır o anlar. Düşünceler yerini hayallere, düşlere bırakır.Bir anlıkta olsa düşünmeden davranmaya yöneltir. Hayatın acımasız yönünü kısa bir süreliğine de olsa gizler bize..Bize özel,kendimize,benliğimize özel duyguları da kirletmeyelim.Tebrik ederim sayın Onay aşka susuzluğunuz hiç bitmesin ki böyle güzel deneme ve yazılarınızı okumaya devam edelim. saygılar..

:: kaç kere okudum bilmiyorum...
Gönderen: Başak Erçalık / Ankara/Türkiye
10 Ağustos 2006
ama her okuduğumda aynı şekilde sızlıyor içim. kendimi deniyorum belki yazınla, acaba ne kadar kapanmış yaralarım diye. Ama halen benim sahnelerimin replikleri gibiler. Yüreklerimize kuvvet..

:: öldümmmm...
Gönderen: elif tunçer / Sakarya/Türkiye
17 Nisan 2006
bu yazı benim son yaşadığım olayı öyle güzel anlatıyor ki...canım acıdı... :(((((((((

:: DERİNLİĞİN RÜZGARIM OLDU, SAĞOLASIN..
Gönderen: Burcu Yıldızer / Ankara/Türkiye
11 Aralık 2004
Sevgili Pelin, neredeyse bütün yazılarını okudum..ve her okuduğum dizede kelimelere yüklediğin anlamların derinliğinde daldım daldım çıktım yüzeye..Ozgeçmişinde yazdığın bir cümleye cevabım olacak sanıyorum yakında..o cümleni görünce çok şaşırdım çünkü tam da benim yayımlanmayı bekleyen romanımda, kitabımın en son cümlesine oldukça yakın bir cümle... aslında belkide senin düşünce bir cevap niteliğinde... İzmir'e sevgilerimi gönderiyorum burdan. Bu yaz Cunda yi bir gece vakti ziyaret ettim ve 2 saat denize karşı oturdum..muhteşemdi..kalemin denizin maviliğinde, yüreğin aklımın düş ezgilerinde, içindeki sevgin de yaşadığın şehir(!) kadar güzel olsun ... Takipteyim yazılarının... Işık ve sevgiyle kal

:: Yürek İsrafı
Gönderen: özgecan#55 / Ankara
11 Aralık 2003
Parça tesirli plsatik bir aşktan geriye kalanlar... Terörist bir zihniyet yüreğine bir bomba yerleştirir, duyguların nice şehitler verir... Oysa ölümdür yaşanan tek başına: Aşk, iki kişiliktir. iki kişilikli değil! Yüreğine sağlık...

:: Geç kalmışım :)
Gönderen: Siyah / İzmir
15 Ağustos 2003
"Ben alışkınım kendi yaralarımı kendim sarmaya. Asıl acı olan ve kanatan unutulmak aslında. Söylesene, unutulmak kime yakışıyor..? Unutan sen olsan da, sana bile yakışmıyor..Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor." eserin pardon şaheserin! her cümlesinde her kelimesinde o kadar çoksun ki... ama yukardaki bölüm o kadar bana yakın ki... kızma ama belki senden de yakın ... İzmir seni bir daha hiç üzmesin.. sevgiyle kal...

:: kırgınım, kırgınsın,kırgın.... KIRGINIZ....
Gönderen: Gülser / istanbul
8 Ocak 2003
ne kadar çok kırılganız? Pelin Hanım, tebrikler.... Az sözle, böylesine bir yoğunluk..

:: yaprak rüzgarla sadece hazanda rakseder....
Gönderen: KeMaNcI^^ / yeditepeli şehir.....
30 Kasım 2002
evet sevgili pelin.....yapraklar ne yazık ki rüzgarlarla sadece hazanda rakseder...giderayak... . giden hep doldurulması güç oluklar bırakır yüreğimizde.....ve hep avunuruz aslında o kaybetti diye....ama biz kaybediyoruz aslında....daha da küserek sevgiye ve insanlara....böylesi sessiz haykırışlarla kenbdini dışavuran bir yüreği bırakıp gidecek kadar vefasız biri,şu an ki halet-i ruhiyeyi düşünecek hisseedecek kadar hassas biri olaiblir mi ki...eğer öyle olsaydı gidermiydi.... . ama zaman sevgili pelin....; zaman öğretiyor insana her seferinde kabullenmeyi ağlamadan...ve başlamayı bırakılan noktadan.... . yüreğin baki kalsın....( içinde seni hayata bağlayan sana yaşama sevinci veren herşeyle birlikte...).... .

:: Sevda tanrıları yaralı olur
Gönderen: Nuri Can / Nijmegen / Nederland
29 Kasım 2002
belliki yüreğinin bildirisi boynunda asılı kuşkulu ve incecik sözcüklerle çizilen. Bahis aşkla yaşam arasındaki kaya. Kırılgan duygu diriliş zamanıdır çoğalan özlemlerin. Korkma, aşk varoluşun hışmından korur insanı, bir susturucu yerleştirerek insanın içine, gittikçe süslenir dışavuruşun ve düşlerle yayılır evrene.Unutma, atacağın her adım geçitidir yalnızlığın, içinde büyüdükçe şiirin gülü. Ayak izlerin işareti olur bedenindeki özgül ağırlığın.Korkma aşkın kozası sarılır yeniden yeniden acıdan yalnızlıktanda olsa. Susmaların bile delirmiş çığlık olur gün gelir, içinde çatlayışıyla zamanın dize dize dökülür parmaklarından toprağa şiir şiir nefes olup can bulur her bedende yeniden... ve avunursun o bildik şarkılarla. Unutma Gücünüz güçsüzlüğünüzdür, sevinciniz hüznünüz... Şair olmanın bedelidir bu, bir ömür yürek kantarında gezdireceğiniz...

:: gerçeğin rengi...
Gönderen: Birkan Askan / Bursa
28 Kasım 2002
Sen “bitti” dediğinde yağmur yağıyordu, aşkın canı sıkıldı, seni aldı... diyerek, demek için, denmesi gerektiğinden dolayı... herşeyin ne kadar sanal olduğu gerçeğini, gerçekte de yaşaması insanın, içinin burkulması, kelimelerin yetersizliği, küskünlüğü, başkaldırısı.. oysa denilerek başlanan her cümle, yeni bir hayatın varlığını tescilliyor yüreğimize. Bu hayat sizde var, yazdıklarınıza karışmak, karışmanın ötesinde kapılmanın tarifi yapılamaz. Sevgi ve başarılarımla.

:: guzel.....
Gönderen: Mehmet Mumcu / kadiköy
26 Kasım 2002
sıcacık bir odada, pencerenin yanıbaşında, rüzgarsız bir yağmurun sesiyle okunmalı bu, taze hasret yazısı, gözlerim dolarak okudum. güzel demek yetmez, bu yazının yoğunluğuna.....

:: bu ne güzel bir giriş..
Gönderen: ümit yeşilyurt / izmir
25 Kasım 2002
merhaba pelin hanım... öncelikle izedebiyat sitesine soşgeldiniz diyorum, kendi adıma da iyiki geldiğinizi ekliyorum... bu ne güzel anlatım şekli kısa cümlelerle o kadar güzel şeyler anlatıyorsunuz ki insanın içinden bir kelebek kalkıp kalbinize uçuyor. birde galiba hep gidenler daha kıymetli oluyor... sevgiler... diğer yazılarınızıda büyük bir dikkatle bekleyeceğim.

:: merhaba pelin
Gönderen: tahir kalender / gaziantep- berlin
25 Kasım 2002
merhaba, sanırım bir duygu ançak bu şekilde ifade edilebilirdi. seni tebrik ederim. şunuda hemen söylüyeyim sanki beni yazmışsın. benimde kırgınlıgım aşka idi. hayattımda çok aşk yaşamadım. ançak yaşadıgım aşk bana şunu ögretti. hemen hemen her aşk hikayesinde acı vardır. benim kisindede açı vardı. şunu net söylüyebilirim ki aşk acı vermiyor acı veren bireylerin kendi gerçekleridir. ancak herkes aşkı suçlamış şimdiye kadar. oysa aşk çok güzel bir duygu hayat kaynagı ve aşkın bir suçu oldugunu asla kabul etmiyorum. sende yazında aşkı suçlamışsın ve kırgınlıgın aşka olmuş. hayır pelin aşkın suçu yok suçlu sen ve senin gerçeklerin. ne dersin. saygılarımla. sevgiyle kal. sevgi ateşın hiç sönmesin.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Susuyorsun...devam et...
Gidiyorum
Ben Yağmurda Hiç Dans Etmedim
Bu senin son gidişin miydi sevgili..?
Benim için yapar mısın..?

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gidişimin bir derinliği olmalı
Bana Dağları ve Göçebeliği Anlatma
Kadın Olmak
Göz yaşlarımı biriktiriyorum
Prematüre Aşklar
İlke Ersoy'a Mektuplar 1 / Sardunya Zamanları

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Üşüyorum... /... Sesimi Ört [Şiir]
Nisan Yağmuru... /... Olma [Şiir]
Dilimde Ay Tutuldu... /... Dilsizim [Şiir]
Düşüme Düştün... /... Canın Acımadı Ya [Şiir]
Kelimeleri Bırak, İşimiz Dokunmak [Şiir]
Ses (İm) Duvardan Düştü... /... Kaldırın [Şiir]
Düş (Me) Ler... /... Aşk Bitti [Şiir]
Düşünürken sizi [Şiir]
Bana biraz hüzün ver usta, sek olsun! [Şiir]
İsmimi Unutma [Şiir]


pelin onay kimdir?

şiir tutkusu,müzik hayatı,deniz sevdalısı,aşk ise bitiremediği romanı. . orhan veli'yle aynı derdi paylaşıyor; bir de rakı şişesinde balık olabilse. .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet,Orhan Veli,Attilla İlhan,Murathan Mungan,Şükrü Erbaş,Hayyam,Yılmaz Odabaşı, Cemal Süreya, Buket Uzuner,Oğuzhan Akay, Akgün Akova,Altay Öktem, Akif Kurtuluş,


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © pelin onay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.