Her şey ancak sevgiyle satın alınabilmelidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Bizim evde her odanın iki penceresi var.Odaların gözleri mübarek!..Nereye mi bakarlar?İkisi dağa, ikisi yola, ikisi evin bahçesine, diğer ikisi de merdivene.. Eve gelen ve gidenlere yani. Sayma özürlü olduklarından, sayısını bilmiyorlar ama..Bir eksikleri daha var; kedilerle insanları birbirine karıştırıyorlar. Her ayak sesini insana ait sanıyorlar. Miyav!..demese kediler, kapıda olacağız. Pencereler tam üç kat perde ile örtük. Güneş var mı güneşlikleri;gece mi oldu ışık sızdırmayanları çek!..Köşelere gide gele dünyayı dolandılar neredeyse!..En rahat tüller; öylece sarkıp duruyorlar bembeyaz...Yorulmuyorlar, kazaya uğrama riskleri yok, yolculuk yapmak için telaşları da...Lakin onların o halleri bana dokunuyor. Yüreğim –cız- ediyor, nesini sorarsınız!..Onları gördükçe darağaçlarını hatırlıyorum çünkü. Tarih boyunca ipte can veren kaç insan olduğunun hesabına düşürüyor beni perdeler; sinirleniyorum.Tutup perdelerin hepsini çıkarıyorum kornişlerinden ve odanın ortasına yığıyorum. İşte şimdi bir yerlerde idamı kaldırıyor olmalı meclisler, biliyorum...İçim ferahlıyor; Oh be!..diye bağırıyorum. Öyle çok seviniyorum ki; bu sevincimi paylaşmaya gelenlerle dolup taşıyor evim..Dağ, ağaçlar, kuşlar, lacivert gökyüzü, komşu evler, yol, yoldan geçen arabalar, çocuklar(özellikle sokak çocukları), kaldırım taşları, direkler, teller, az ötedeki park, dönme dolap, atlıkarınca, bahçem!...Bahçemdeki sarmaşıklar,güller, asma, hamak, havuz ,içindeki mavi su, otlar...güneş!.... Aralarında yağmur olsa diyorum.Camlarıma vursalar tıkır tıkır....Damlaları yıkasa epey zamandır silinmeyen yüzlerini..Hayır yüzümü yıkasa, ıslansam!.. Gökkuşakları dolanıverse saçlarıma; renklensem... Çoktandır okşanmamış olduğu geliyor aklıma saçlarımın, ellerimi saçımda gezdiriyorum..Uzaklara, ta uzaklara bakıyorum nedense!.. Beni izliyorlar tüm misafirlerim...Hepsi memnun olmalı ki evimde bulunmaktan, gülümsüyorlar halime bakıp. Nasıl memnun olmasınlar ki!..Kuşlara yem atıyorum, kedilere süt veriyorum..Çocukları öpüyorum yanaklarından;sımsıkı kucaklıyorum... Üşüyen ellerini avuçlarıma alıp ısıtıyorum. Ne kadar giyeceğim varsa sırtlarına giydiriyorum. Karınlarını doyuruyorum. Bir de özür diliyorum kendilerinden (!) Ağaçlar yeşeriveriyor birden!..Hatta çiçekleniyorlar tepeden tırnağa...Dağlar göğeriyor; menekşeler, çiğdemler, papatyalar, belemirler,kekikler, deretabanlar, yoğurt çiçekleri kaplıyor yamaçları, ardıç diplerini...Kuytulara yuva yapmaya başlıyor kuşlar...Göç yolları açılıyor...Sürü sürü leylekler, kırlangıçlar, turnalar, kelaynaklar, pelikanlar, penguenler, albatroslar,flamingolar,yaban kazları, ördekler doluyor evime...Bahçem cennete dönüyor: duvarına tırmanıyor sarmaşık. Hayır bana sarılıyor yar yerine. Eğilip kulağıma fısıldıyor: ”Seni özlemiştim!..” 'Ben de seni!.. 'diyorum ona; dallarını, yapraklarını okşayarak. Yeniden sarılıyoruz birbirimize...Bizi kıskanan gül batırıveriyor dikenini tenimize.”Haklısın!..,diyorum; seninle de ilgilenmeliyim.” Eğilip üstüne gülün, yar yüzüne bakarcasına bakıyorum güzelliğine...Kokusunu dolduruyorum içime; başım dönüyor!..Havuzun mavi sularında buluyorum kendimi. Ne hoş!..Oldum olası becermek istediğim halde, bir türlü beceremediğim yüzmeyi; hayalde balık olup becerebiliyorum şimdi...Sonsuz bir mutlulukla yüzüyor, yüzüyorum... Yüzgeçlerimi bir öne, bir arkaya sallayıp havuzun her yerini dolaşıyorum. Su değil, hayat geçiyor sanki sırtımdan...Ne çabuk!..Zamanın neresinde durduğum, neresinde koştuğum hiç belli değilmiş meğer!..Canım sıkılıyor; ölmek adına havuzdan dışarı fırlıyorum.Yeşil çimenlerin üzerinde can çekişirken “yaşamalısın!..” diyor sarı papatya. Ona diğerleri de katılıyor; bağırıyorlar gökleri delercesine....”Ölme lütfen, yaşamalısın!...”Onların çağrısına dayanamayıp, insana dönüyorum yeniden.Perdelere bakıyorum yaşadığım hayalin içinden çıkıp. Onları tekrar yerine takmak ağırıma gidiyor. Birine sarınıp oturuyorum odanın ortasına. Galiba ağlayacağım!.. Ya sizin evin, kaç penceresi var perdesiz!?...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |