..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Işık verirseniz, karanlık kendiliğinden yitecektir. -Erasmus
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Aysel AKSÜMER




23 Kasım 2021
Ruh Tembelliği  
Farklı huylar, Ortak Hayat, ilişkiler, Toplu Yaşama

Aysel AKSÜMER


Aynı Dünya farklı karakterde insanlar ve ortak yaşam.


:IAB:
"Ruh tembelliği" var bazılarında hem de yoğun bir biçimde. "Miskin, üstüne ölü toprağı serpilmiş, uyuşuk, kanı donmuş, üşengeçlikten nerdeyse altına kaçıracak, rehavet yığını" gibi pek çok tanımlama da yan dal uzmanlık alanları. Haksızsam haksızsın, deyin lütfen.

"Tez canlı, aktif, dinamik, çalışkan, atom karınca, civa gibi, üretken, eli hızlı" insanlarla ilk başta bahsettiklerim aynı Dünyanın insanları. Uçak ile kağnı, kaplumbağa ile tazı tezatlığındaki bu iki ayrı kutup her doğan günle beraber hayata karışıyor. İşte o vakit işler karışıyor.

Herkesten benzer davranışlar beklemek yanlış ancak tahammül de bir o kadar güç. Hoşgörü, anlayış, sabır, öfke kontrolünüzü devreye sokarak eve kendinizi sağlam olarak atınca derin bir nefes alıyorsunuz.

Günlük hayatta en sık rastladığımız olay ve kahramanlarından birkaçını anlatmak istiyorum. Size de aşina gelecek eminim.

Tam ineceği durakta haşmetli poposunu kaldırıp, yavaş yavaş kapıya yaklaşıp düğmeye basmadan "şoför bey inecek var" deyip koca otobüsü bekletenler. Vergi ödediği için şahsi aracı gibi mi görüyorlar ulaşım araçlarını bilemiyorum.

Metroda son binenlerin kapının önünde çakılıp kalması. Adım atsalar belki birkaç kişi daha binecektir ama geçit vermezler. Kapı kapanır sıkışma riskine karşı siz dışarda kalırsınız. Arkaları hayatı boyunca hep toplandığı için ardına bakmazlar hiç.

Kasa önünde; alışverişi bittikten sonra çantasını ağır ağır açıp para veya kart arayanlar ve arkadakileri dakikalarca bekletenler. Dünya sanki sadece kendileri için dönüyor.

Mesainin yoğun olduğu saatlerde, ulaşım araçları da oldukça kalabalık üstüne malum bir de koruyucu maskelerimiz. Buraya kadar tamam ama pencereye kolunu uzatıp azıcık hava girişini sağlamayı hiç mi akıl etmezler. Camlar buharlaşır, kişi başına düşen oksijen miktarı neredeyse sıfır olur siz "Rica etsem biraz camı açar mısınız?" demeseniz umurlarında olmaz. Acaba bunun adı üşengeçlik mi yoksa vazgeçmişlik mi hayattan?, kafamda deli sorular!

Bu yaşadıklarıma eminim sizin de ekleyeceğiniz pek çok örnek vardır. Çözüm ne olabilir, noktasında inanın ben de çaresiz kalıyorum. Can çıkar huy çıkmazmış, kemikleşmiş davranış bozukluğu olanları törpülemek zor. Uyarmak da ürkütüyor haberlerde yaşananları görünce. Zarar görmekten korkuyorsunuz nitekim kimin ne taşıdığını bilemiyorsunuz. Ne şehit ne gazi ... gerisini siz biliyorsunuz. Böyle olmamalı gidişat ama maalesef durum bundan ibaret.

Kalın sağlıcakla, kalabilirseniz ne mutlu.





















Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Keşke
Bakış Acısı
İnsan Sınıfı
Özgürlüğün İçten Ölçüsü
Kadınlar ve Erkekler
Toprak Bir Suyu Çeker Bir de Canı

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dünya İyilik Günü
Taksiler Kan Kırmızısı
Yaralı Ben Ama Kan Yok
Dokunmak Dokunuyor
Ajda Pekkan
Nereden Başlasam?
Bir Daha ki Sefere
Sıradışı Tarzlar
Ruhumun İçi
İnsan Profili

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayat Bu Ölüm Bu [Şiir]
Global Yalnızlık [Şiir]
Deliksiz Suskunluk [Şiir]
Gelişi Güzel [Şiir]
Kırık Bir Aşk [Şiir]
Yürekten Dökülen Dostluk Tanesi [Şiir]
Doğaya Karışmak İstiyorum [Şiir]
İstanbul Düşü [Şiir]
Bohçadaki Sözler [Şiir]
Erik Ağaçları [Şiir]


Aysel AKSÜMER kimdir?

Halkla İlişkiler mezunuyum. Devlet memuru emeklisiyim. 2 evlat sahibiyim. Ankara'da yasiyorum. Bir Oyku Kadar Kisa Bir Roman Kadar Derin Hayatlar isimli oyku kitabinin yazariyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Veli KANIK, Reşat Nuri GÜLTEKİN, Anton Çehov


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.