Yalnızca sevgiyi öğret, çünkü sen osun. -Anonim |
|
||||||||||
|
Eksiği tamamlar, tamam olanı eksiltiriz. Yani boşu doldurur, doluyu boşaltırız Doğanın yaptığı da budur. Doğa bunu hem kuantum düzlem de kuantum zamanla yapar. Hem makro düzlemde makro zamanla yapar. Tüm olgu ve olaylar bu gerilim alanı içinde enerji dönüşümlerine neden olur. İçimizde, bilişti düzeyle bu işi üzerine alan organ, amigdaladır. Her genellik bir özellik içerir. Her özellik te bir genellik içinde bağıntıdır. Felsefeci özel olanın genel olanıdır. Geneli genel olarak, özel olmadan bilmedir. Genel olanın özel olanı da geneli bilmeden özeli bilen olmakla uzmanlıktır. Beynin nasıl işlediğini doğal genel yasalar üzerinde felsefe olarak belirtmekle beynin özel çalışması olan uzmanlık alanına girmeyeceğim. Bu, benim işim de değildir. Bir uzman, felsefecinin bildiğini bilmediği gibi özel bir ilgi alanı değilse uzman felsefeci de olamaz. Felsefeci gibi konuşursa yanılır ve yanıltır. Tıpkı bir felsefecinin işin uzmanı gibi konuşup yanılıp yanıltması gibi. Uzman ile felsefecinin metotları çok farklı olunca söylem sonuçları da çok farklıdır. Uzman alanına ilişkin konuşup felsefe yapsa da bu düşünce felsefe değildir. Oysa felsefeci bir düşüncesini söylerken birçok bilim dalına bağıntı kılan öze sahip düşünce olmakla ve özelde de hiçbir bilim dalı gibi dil ve söylem olmamakla felsefedir. Bir felsefeci de özel alanı uzmanı gibi bilmez ama sınıf geçecek kadar olur olmaz durumla alana ilişkin az çok bilgisi vardır. Neyse konumuza geçelim. Beyin makro dünyaya ait bir biçimleniş iken beynin işleyişi mikro dünya gibidir. Makro ve mikro dünyanın hali icabı tıpkı din adamları gibidir. Din adamları zihnen beynin kendi kendisine düşünmesi olan beyinin bütüne erici niceleyicileri tamamlayamaması nedenle sanal firari ilikle groteski (mikro) süreci yaşarlar. Yine din adamlarının mikro alemli groteski süreci, yalın insan sürecidir. Yalın insan tipi totem yapıyı, sosyal birlikleri oluşmazdan önceki, belirip kaybolan kişi düşünmesidirler. Yani asalak din adamları bilişsel olarak kişisi bir groteski düzlem alemini yaşarken, tüketme açısında kolektif düzenin ortak akıl nimetleri içinde olmakla somut tüketirler. Din adamları ortak akıl görünümlü, groteski iliklerdir. İşte makro dünyadaki beyinin işleyişi de böyle. Makro dünya kuantum görünümlü en az işleyiş iken somut olarak kuantum üstü zamanla en çok işleyen som gerçekliktir. Oysa beyin kuantum üstü som gerçeklik iken bu gerçeklik bağıntılı işleyiş ile beyin kuantum altı zamana göre çalışan akıl almazlıktır. Yani kuantum altı süreç “kolektif bilinçli olmayan kişisi bilgisizlik nedenle akıl almazdır”. Kuantum süreci kişi aklı asla ve hiçbir zaman bilemez. Kuantum süreç, kolektif akıl olan ortak bilinç ile bilinir. Yani beynin varlığı büyük oranda Planck zamanının üstündeki süreçlerle vardır. Ama beynin işleyişi Planck üstü makro zamana göre değil, neredeyse Planck zamanına göre olmakla çok hızlıdır. Planck zaman kuantum yasalıdır. Oysa beyin makro dünyada makro yasalala ama kuantum imaja göre çalışır. Beyin imajdan çalışır. Beyin özdeksel izlekl okuyup imajlar alır. İmaj kuantum zamanla bire bir aynı değil ama kuantum zamandan devime göre tasarılı olmakla düşünceyi kuantum zamana en çok yaklaştıran bir tamamlayıcı deneysel araçsallıktır. Tıpkı metabolizmamız gibi nasıl metabolizma hem makro düzlemlidir beyin gibi hem de makro düzlemli vücut zamanına göre çok daha hızlı çalışmak zorundaysa beyinin düşünmesi de beyin zamanına göre değil Planck zamanına göre bir öykünmedir. Beynin bu tarz bir çalışma göstereceği mantığı olan kuantuma öykünme çıkarımı bana özgü, benim mantığımdır. Tıpkı yazılarım içinde bana aitlik açıklamasını yapmadığım, diğer söylemlerim gibi. Din adamları kolektif süreç içinde gayet olaganlıklaalışılmış sıradan bir durumun içinde kolektif emekler olan nimeti tüketirler. Burada nimet söylemi aslında her zeka yaşı seviyesindeki kişisel anlayışa hemen açık olmayan kavrayıştır. Herkese aynı durumla açık olmayan bu kavrayışın içindeki NİMET algısı toplumcu yapı içindeki kolektif birim zamanlı emeğe duyulan kişi anlamlı saygı ve minneti ifade eden bir söylemdi. Nimet kavramı çocuksu anlamalarla günümüzde de bire bir böyledir. Kişi zihin gelişimi kolektif ortak akıldan kopuk bir yoksun oluşun düşünmesi ile kişi groteski düşünme düzlemi içindedir. Bu nedenle bütüne ait eksiği uyduruk kendi hayalleriyle tamamlayan din adamlarının kişisi akıllarının, kuantumu anlaması, olanaksızdır. Din adamlığı zaten düşünürken kolektif ortalama akıldan yoksun oluşla düşünür. Kolektif yaşam ve kolektif akıl da kolektif birim zaman olmakla, kolektif birim zamanlı bu süreçler kuantum dünya işleyişini andıran bir işleyişi ile “ne olduğuna belirsiz” dediği kuantum zamana öykünen bir akıştır. Hiçbir zaman ne kolektif yaşam, ne kolektif akıl, ne kolektif birim zaman ne paydaşlık ne üretim ne üretim ilişkisi ve ne de üretim hareketi kişisi tavır değildir. Kişisi kolektif düşüncedir. Kişisi kolektif eylemdir. Kişisi kolektif beceri olmakla kişisi beceri olamaz. Kolektifi kişisel beceridir. Kolekktifi kişisel beceri olmasa, kolektifi beceri de ortaya konamazdı. Kolektif donanımın kişi becerisi üzerinde ortaya çıkması şuna benzer. Kuantum nükleer güç, ancak ve ancak kuantum ölçekli 1010 gibi bir değer içinde ortaya çıkar. Bu ölçekli bir küçüklük te ancak ve ancak kuantum devinme içinde ortaya çıkar. Kuantum devinme bu ölçekte bir mesafeyi ortaya koyuyor. 1010 olan bu aralıkta kuantum zaman nükleer güç olarak beliriyordu. Kuantum devimli 1 saniyenin 10 -43 de biri olan parça zaman, katodurdesilyonda bir birim olan zamanı destekliyor. Ve bu katodur desilyon da bir değer içindeki 10 -10 milyarda bir aralıktaki zaman da kuantum zamanı güçlü çekim kuvveti olarak destekliyordu. Kuantum devim akıl almaz küçük mesafeleri belirliyordu. Belirlenen bu tür devimsel aralıklardan birisi de içine hapsettiği parça kuantum devimli zamanı bu aralık içinde güçlü nükleer kuvvet olarak belirliyordu. Yani belirleyen, belirlediği ile belirleniyordu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |