Dünyamızın geleceği nasıl şekillenecek? Önümüzdeki yıllarda neler olacak? Neler yaşanacak? Mesela 100 yıl sonra Dünya nasıl bir hal alacak? Bu günkü devletler, süper güçler veya küçük devletler ne olacak? Şu andaki mevcut Birlikler, güçlerin durumu ne olacak? Mesela Çin neler yaşayacak? Rusya ne olacak? Türkiye’nin gelecek yüzyılda yeri ne olacak? Amerika bugünkü gücünü koruyor olacak mı?
     Bu soruları eminim birçoğunuz kendi kendinize sormuşsunuzdur. Hatta kendinize göre bir takım senaryolar dahi yazmışsınızdır.
     Merak etmeyiniz. Bu soruları soran veya bunları merak eden sadece siz değilsiniz. Sizin gibi Dünyanın öbür ucunda yaşayan insanlar da bunu merak ediyor ve bu soruları kendilerine soruyorlar. Bunlardan biri de Dünyanın lider, Özel İstihbarat Ve Öngörü Firması Stratfor’un kurucusu George Friedman’dır.
     George Friedman'ın yazdığı ve Dünya gündemine bomba gibi düşen Kitabında “Dünya Nereye Doğru Gidecek?” sorusunu soruyor ve ilginç açıklamalarla bu soruya cevaplar veriyor.
     “Gelecek 100 Yıl” Adını taşıyan kitabında “21. Yüzyıl İçin Öngörüler” sunuluyor. Bu kitapta yazar, gözünü geleceğe dikiyor. 21. Yüzyıl boyunca Dünyada beklenebilecek değişimlerin net ve anlaşılır öngörüsünü sunuyor. Gelecekte savaşların nerede ve neden çıkacağını ve nasıl savaşılacağını, hangi milletlerin ekonomik ve politik güç kazanacağını; ya da kaybedeceğini ve yeni teknoloji ve kültür eğilimlerinin yeni yüzyılda yaşam biçimimizi nasıl değiştireceğini anlatıyor.
     Friedman’a göre 2020 yılında Rusya çökecek, Çin parçalanacak. Türkiye, Meksika ve Polonya yeni büyük güçler arasında yer alacak.
     Sayfa 194’te Türkiye bahsinde “2020 yılında Türkiye gelişen ve istikrarlı bir ekonomik ve askeri güce sahip olacaktır. Kuzeydeki istikrarsızlık dışında neredeyse her yönde çeşitli müdahaleler ile karşılaşacaktır” deniliyor.
     Sayfa 198’de “ Amerika Birleşik Devletlerinin Türkiye algılaması belirgin bir şekilde değişecektir. 2030’lu yıllarda ABD Türkiye’yi bölgesel çıkarları için bir tehdit olarak görecektir.” deniliyor. “Sonuç olarak, ABD potansiyel bir İslam devleti olarak gördükleri Türkiye’ye karşı tavır içinde olacaklardır. Bu dönemden sonra ABD Türkiye’nin gücüne karşı önlem politikaları yürütecektir.”
2040’lı yıllarda ise Türkiye’nin Ortadoğu, Orta Asya ve Balkanları hakimiyeti altına alarak dev bir ülke olacağı anlatılıyor. ABD-TÜRKİYE arasındaki gerilimin giderek artacağı belirtiliyor.
Kitabın ilerleyen bölümlerinde Polonya’nın da güçlü bir hale geleceği ve Türkiye ile aralarının gerginleşeceği ve hatta Türkiye, ABD, Polonya ve Japonya arasında 3. Dünya Savaşı’nın çıkacağı, bu savaşta 50.000 insanın öleceği söyleniyor.
NATO’nun biteceği, Almanya- Fransa arasındaki ittifakın biteceği, Avrupa Birliği’nin sona ereceği belirtiliyor.
2060 yılında enerji devrimin gerçekleşeceği, petrol rezervlerinin biteceği ve insanların uzaya taşınarak uzaya yolculuk yapacakları anlatılıyor.
Türkiye’nin süper güç olacağı pekiştirilerek Ortadoğu, Orta Asya ve Balkanlarda hakim bir güç olacağı söyleniyor. Başkentin Ankara’dan İstanbul’a geçeceği belirtiliyor. Yine Akdeniz ve Karadeniz’in bir Türk Gölü haline geleceği söyleniliyor. Yani adeta Osmanlı İmparatorluğu’nun daha da gelişerek yeniden canlanacağını söylüyor. Dünyadaki herkesin Türkçeyi öğreneceği belirtiliyor.
“Gelecek 100 Yıl” kitabı 320 sayfadan oluşuyor. İlk baskı yılı 2009. Pegasus yayınları arasında çıkmış.
Kitabın yazarı Friedman doğal olarak Amerika’yı karşı gelinemez bir güç olarak gösteriyor. Adeta Dünyanın tek süper gücü olarak veriyor ve hiçbir ülkenin onun karşısında şansının olmadığını anlatıyor. Rakipsiz olması nedeniyle de Amerika’yı yüzyılın en baskın, en süper gücü olarak niteliyor.
Kitabın son bölümünde 3. Dünya Savaşının çıkacağını ama bu savaşın dünya üzerinde değil, uzayda yer alacağını söylüyor.
Türkiye, Japonya ile bir ittifak oluşturur. Japonya ile birlikte Amerika’ya karşı gelir ve Amerika ile savaşa girer. 2050 yılında savaş başlar. Ama bu bir uzay savaşıdır. İlk saldırı Japonlardan gelir. Türkiye Polonya’dan kurtulmak için Almanya’dan yardım ister. Almanya bunu kabul eder.
Savaş 2052’de biter. Sivilleri hedef almayan bir savaş olduğu için sadece 50 bin kişi ölür.
     İlginç öneriler ve düşüncelerle dolu olan bu kitabı ilgiyle okuyacağınızı tahmin ediyorum. O nedenle okumanızı salık veriyorum…