Bu sarı solgun sofa
Bu yaşanmışlık
Bu koku, bu renksizlik
Bu donuk ve sinik kahkaha
Ürperti veriyor bana

Bu boş beşik
Bu kırık kapak
Bu yaşlı konak
Sanki birdenbire
Saçlarıma dolan ak

Bu yırtık divan
Bu ihmal edilmiş
Bu idam edilmiş
Bu dondurulmuş an
Nasıl da eskiyor
Bir anda zaman

Öylece bırakılıp kaçılmış gibi
Öylece...
Benliği sökülmüş
Ağır ağır çıkılıyor iniltiler
Gözbebeklerimi sobeliyor
Aynalardaki dehlizler

Kim yıkadı günahını
Bir zamanlar bu leğende?
Bu lamba ne zaman aydınlattı
Kimbilir en son
Bu sahibini arayan ses
Kimbir kaç zamandır hapis
Bu kuran kaç kez okundu da
Yıprandı bu kadar
Ölürayak başuçlarında?
En son ne zaman açıldı
Şu inleyen kırık kanat?
Bu "sır" ne zaman düştü aynadan?
Ve buharlaştı anlaşılmadan?
Bu dökük yaldız
Ne zaman parladı yalandan?

Kaç kez inildi ya bu merdiven?
Kaç kez çıkıldı
İstanbul'dan telgraf geldiğinde
İkişer ikişer?
Kaç kez bakıldı kafes arkalarından
Burma bıyıklı yavukluya
Yarımyamalak?

Ya bu ev ne zamandır gezilir oldu
"Ölü sahiplerine" sorulmadan?