..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Özgürlük sevdası insanın başkalarına duyduğu sevgidir; güç sevdası insanın kendine duyduğu sevgidir. -Hazlitt
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Ruhbilim > Ahmet Odabaş




17 Ocak 2018
Yaşama Ait Özetler  
Ahmet Odabaş
Aşık mıyım ben yoksa. İstanbul’da, Kadıköy’de şiir yazıyorum yağmurlu bir günde ve Karaköy İskelesi’nin önünde. Hayır, hayır...Maltepe’de, kim ipler Birleşmiş Milletlerin bilmem hangi kararını diyorum. Feci şekilde aşıkım. Çözmekte zorlanıyorum elbette aşkın ne olduğunu. (Ben neyim’den)


:ABII:

     YAŞAMA AİT ÖZETLER


Aşık mıyım ben yoksa. İstanbul’da, Kadıköy’de şiir yazıyorum yağmurlu bir günde ve Karaköy İskelesi’nin önünde. Hayır, hayır...Maltepe’de, kim ipler Birleşmiş Milletlerin bilmem hangi kararını diyorum. Feci şekilde aşıkım. Çözmekte zorlanıyorum elbette aşkın ne olduğunu. (Ben neyim’den)

     Kendi hayranı olan ve hata yapabileceğini düşünmeyen bir delikanlı olarak yaşamımı sürdürdüm. Yaptığım ve şimdilerde yanlış yapmışım diye değerlendirdiğim olaylar, yol su elektrik ve gereksiz bir stres kaynağı olarak yanımdan ayrılmıyorlar.

     İlkokul üç veya dördüncü sınıfta Aysun ile kafa kafaya tokuştuğumun ve onun canını acıttığım için 30 yıl sonra dahi üzüntü duymak olur mu.. Demek ki oluyor. Yine ilkokul 3. sınıfta katıldığımız bir bilgi yarışmasında doğru kabul edilmeyen yanıtın aslında doğru olduğunu fark edince, zamana gülümsüyorsunuz belki ama aklınızdan çıkmamış. Yine ilkokul 5. sınıfta okuduğunuz bir deneyi yanlış anladığınızı 30 yıl sonra anlıyorsunuz.

     Ortaokul 1. sınıftaki bir matematik (modern bilmece) sorusunun çözümünü üniversite sınavına hazırlanırken (yaklaşık 6 yıl sonra) buluyorsunuz. Sizi sevdiğini söyleyen kızın ne söylediğini 20 yıl sonra anlıyorsunuz. Olur mu… Neden olmasın?

     Hukuk fakültesinin 3. sınıfında zor diye anlatılan bir konunun çok ama çok basit bir ayrıntı olduğunu 15 yıl sonra görüyorsunuz.

     Bir arkadaş ile ilişkilerimizi birkaç sözcük ile ve hiçbir mantıklı nedeni yokken kesmiş olabileceğimizi anlamak mümkün değil. Basit bir ayrıntıya kırılıyorsunuz. Sizin böyle sıradan bir noktaya kırılacağınız onun aklına dahi gelmiyor.

     Zamanı ileri alıp geçmişe baktığınızda –ki şu anda zaten ilerdeyiz- komik sayılabilecek bir ayrılığı görüyorsunuz. Eylemsel olarak protesto edildiğinizi zamanla görüyorsunuz. Her şeye üzülmek gibi bir lüksümüz yok. Bir şiirimizde ne diyoruz.... Şimdiki zaman sahnesinde koyup yaşadıklarımı, gelecekten bakınca kendime, garip bir komedinin orta yerinde, görüp yaptıklarımı , eğleniyorum. Aslında eğlenmiyor, olaylara gülümsemekle yetiniyoruz.

     Bir emrin ikinci defa tekrarı disiplinsizlik örneğidir. Tokat gibi bir söz.

     İnsan davranışları konusunda renk körlüğünün miyopluktan daha etkili olduğunu, okuma hatası yapıldığını 40 yaşına gelmişken öğreniyorsunuz. Sizi sevdiğini veya sizden nefret ettiğini söyleyen arkadaşınızın yüz ifadesini, gözlerini, belki de renk körlüğünün ve miyopinin katkıları ile okuyamadın veya yanlış okudun.

     Kendi hayranı olan kardeşimiz, miyop, renk körü ve gerektiğinden fazla hassas. Nasıl olacak bu… Bal gibi olacak. Küçüklüğümde , gençliğimde ve bugün bir çok davranışımın görme kusuru ve görüş alanından çok etkilendiğini daha iyi görüyorum.

     Beş veya altı yaşlarında “yetimin boynu bükük olur” diye bana atfen ama bir başkasına söylenen sözler beni etkilemiştir. Belki beni etkileyen bu söz renk körlüğü ve miyoplukla birleşmiş, bana, bana özgü, hassas, alıngan bir tarz vermiştir.

     Hiç kimse kendisinden bağımsız değildir.

     Ben de öyleyim. Biyolojik yapım, genetik yapım… beni ben yapan maddeler ve şifreler bana sormadan şekil almıştır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın ruhbilim kümesinde bulunan diğer yazıları...
Beynimizin Çaresizlik Oyunu
Kendini Başkasının Yerine Koymak
Doğa Düzeni ve İnsan
Ms ile Söyleşi
Duygusal Şiddet Nedir?
Hastalığın İlerlemesi Nasıl Durur
Yanlış Anlama Sanatı
Güvendiğim Dallar Elime Geldi
Kaygı ve Zihin Kaydı
Ms Sanılan Rahatsızlık Örnekleri

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türkiye ve Komşuluk
Bayındır
Başlarken
Neymiş Biliyor Musun
Atatürk ve Türkiye
Bilirkişi Raporu
Seçim Barajı
Madem ki Biliyorsun, Neden Öğretmiyorsun
Dna ve Evrim
1982 Anayasası ve Tutukluluğun Devamı Kararı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sorma İsterse [Şiir]
Kukla [Şiir]
Odabaş Tüm Şiirler [Şiir]
1001 Gece Masalları [Şiir]
Kuklacı Amca [Şiir]
Buluşalım [Şiir]
Çay Koy Ortak [Şiir]
Çay Koy Ortak [Şiir]
Geliyorum Ortak [Şiir]
Zamanın Yaptıkları [Şiir]


Ahmet Odabaş kimdir?

1963 Çarşamba/Samsun doğumluyum. Serbest avukat olarak çalışıyorum. (İzmir'de)

Etkilendiği Yazarlar:
Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Hayyam, O Veli, Aziz Nesin,


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Odabaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.