"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka |
|
||||||||||
|
Adam, karısını ormanlık arazide arkadaşıyla birlikte yakalamış. Tabii orada onlara “kolay gelsin” diyecek değildi. Kapmış sopayı, adamı bir güzel pataklamış. Arkadaşı hastanelik, adam da mahkemelik olmuş. Matematik Hocası 16 yaşındaki kız öğrencisine tecavüz etmiş. Kız utancından intihar ederek hayatına son vermiş. Ne öğretmen, ne de okul idaresi herhangi bir suç almamış. Oğlan, tecavüz suçundan aklanmış, mahkeme süreci onun lehine işlemiş, hakim ya “Delil yetersizliği” demiş, ya da “Tahrik sonucu oldu” demiş… Bir şekilde hafifletmiş cezayı. Kısaca, taciz ve tecavüz, yapanın yanına kalmış… Gözü dönmüş, ahlaksıza bir şey yok… O suçsuz… Tahrik olmuş ya! Kızın, hafiften bacağı açılmış ya! Kendine hakim olamamış… Sonrası malum… Mahkeme koridorlarından serbestçe, özgürce çıkıp yürüyor. Üstelik anası babası da bir de alkışlıyor çocuğunu... Sakarya’da yaşanmıştı böyle bir olay… Toplu bir tecavüz davasının ardından tecavüz eden çocuk serbest kalınca kapıda ailesi onu alkışlarla karşılamıştı… “Şeyine kuvvet” der gibi… Bir çirkin olay da Mersin’de yaşanmıştı. Gencecik bir kızımız, akşamüstü evine dönmek için içinde kimse olmayan bir minibüse binmişti. Minibüs şoförü ile babası kızı ıssız bir yere götürüp tecavüz etmişler sonra da onu öldürüp bir yere gömmüşlerdi… Geçmiş yıllarda bizde de yaşanmıştı bir çirkin olay. Ahlaksız babanın biri küçücük oğluna tecavüz edip sonra da öldürmüştü onu… Gerçi cezasını almıştı… Yatıyor hala hapiste… Ama unutulmuyor işte… Yüreklerimizi yakmış bu tür çirkin olaylar… Kadının hiç hakkı yok… Kadın, tek başına sokağa çıkamaz… Kadın, mini etek giyip gezemez, Kadın, kimse olmayan toplu taşıma araçlarına binemez… Kadın, evinden dışarı çıkamaz… Kadın, her istediğini yapamaz… Erkek arkadaşıyla konuşamaz, onunla el ele tutuşamaz, öpüşemez, sevişemez… Kurallarımız katı… Namus olur sonra, dedikodu olur… Konu komşu ne der, el alem ne der? Kadının canı, hayatı kimin umurunda… Namus var ya, namus! Kime sorarsanız sorun Herkes muhafazakâr, herkes ahlaklı, herkes şerefli, herkes, sütten çıkmış ak kaşık, herkes namus sahibi… Sonra bir bakıyorsunuz, “Bacağı açıktı, tahrik oldum. Kendime hâkim olamadım” Hay senin ahlakına da, namusuna da, şerefine de… Haysiyetsiz, şerefsiz, namussuz… Senden daha iyi hayvan mı olur… Kendine hakim olamamışmış… Ya başkaları da kendine hâkim olamayıp aynı şeyi, sana yapsalardı ne yapacaktın? Bari, ahlak timsali, namus mümessili geçinmeyin… Namussuz namuslular! Yazık! Çok yazık! Bu toplum, böyle olmamalıydı…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |