Prensiplerden hoşlanmam. Önyargıları yeğlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
3. bölüm. Günlerce belirli saatlerde, parka gitmeye devam ettim. Onu tekrar görmeyi umut ederek, bıraktığım şekilde o bankta otururken onu bulma heyecanını bütün benliğimde taşıyarak her gün gittim. Bulamadım. Yoktu. Sanki hiç orada onu görmemişim gibi, sanki o bankta oturup tebessümü ile parkı aydınlatan o değilmiş gibi, sanki etrafında olup biteni umursamayan o ilgisiz adam hiç parka uğramamış gibi, sanki hiç onu görmemişim gibi, hatta sanki park boşalmış gibi... Koca şehir kocaman olmuş ve o en kuytu köşeye saklanmıştı. Çaresizdim. Aklımdan çıkaramıyordum bir türlü. O bankta oturmuş tebessümü ile beynimi yüreğimi esir almış sonra kendini azat etmiş çekip gitmişti. Nereye ? Belli değil... Parkta onu bulduğumda ne diyecektim onu da bilmiyordum. Ne anlatacaktım ya da? Peki o? Beni dinleyecek miydi? Geçen günler arsızca, bir o kadar da umarsızca hızla kendini tüketmeye devam ediyordu. Saçma sapan şeylerle meşgul olmaya başlamıştım. Hiç sevmediğim halde hafif müzik dinliyor, alışverişe çıkıyor, hiç sevmediğim halde vitrinlere bakıyor, çarşı - pazar geziyordum. Hatta hiç sevmediğim halde yemek yapmaya bile başlamıştım. En zor yemekleri pasta börekleri deniyor oturup tek başıma yiyor kendime notlar veriyordum. Davet edildiğim ne kadar gereksiz gün, parti, düğün, nişan varsa hepsine gittim. Ve gittiğim her yerde gözlerimle onu arıyordum. Sessizce... Yalnız kalmayarak kendimle olan bağımı koparmaya çalışıyor, onu zihnimden uzaklaştırmaya çalışıyordum. Dışarıda olursam kalabalığa karışacağım ve o da düşüncelerimden sıyrılarak o kalabalıkla birlikte gidecek, ve ben ondan kendimi kurtarmış olacaktım. Yalnız kalmayarak, o hariç ne varsa meşgul olacaktım böylelikle, ona vakit kalmayacak, ve ben onu tebessümü ile birlikte unutacaktım. Unutacaktım... Komik bir cümle... Unutmak... Neyi? Bildiğimi.. Bildiğim ne var peki? Hiç.. Adını dahi bilmediğim birini unutmaktan bahsediyordum... Bu arada çıktığım yıllık iznim bitiyor ve ben yeniden işe başlıyorum. Metrodayım... İnsanlara bakıyorum. Yüzlerine, yüz çizgilerine, meşguliyetlerine, hitaplarına konuşmalarına, dinledikleri müziğe.. İnsanlara bakıyorum. Yürüyüşlerine, adımlarına, ayaklarına, telaşlarına, heyecanlarına, bıkkınlıklarına bezginliklerine... İnsanlara bakıyorum. Hayallerine, düşlerine, dişlerine, korkularına cesaretlerine... Yürüyorum... Gençlere bakıyorum. Genç kızlara, saçlar boyalı makyajları özenle yapılmış, yaşlarının 2 katı genç kızlar, masumiyetlerini yaşları ile boy ölçüşmeyen davranışlarına ve boyaya esir etmiş genç kızlara... Oturuyorum... Çocuklara bakıyorum. Boylarından büyük laflar eden, her şeyi bilen çocuk olduklarından kendileri bile bi haber olan çocuklara... Kendime bakıyorum... Sonra ona... Kulaklığımı takıp türkü dinlemeye başlıyorum yeniden. Aşık olan maşuk olanı atar mı? diyor hanım sanatçı.. Gözlerimi kapayıp dinlemeye başlıyorum. Neredesin? İş yerine geliyorum... Günaydın faslı ve bir o kadar da "nasılsınız?" vs vs.. İyiyim ya siz? (iyi değilim aslında görmüyor musunuz berbat haldeyim anlamıyorsunuz o halde neden soruyorsunuz?) Hasan Efendiden bir bardak çay rica ediyorum, evden getirdiğim peyniri simit ile yemeye başlıyorum. Camdan dışarıya bakıyorum, karşımda okul binası değilde uçsuz bucaksız bir yol var da ben o yola bakıyor gibiyim ve yolun sonunda ne var merak ediyorum. Kapı açılıyor, gayriihtiyari başımı çevirip bakıyorum, elinde bir bardak çay ve küçük siyah çantası ile o içeri giriyor, az önceki o uçsuz bucaksız yol bir anda bir adım kadar oluveriyor ve ben nereye gideceğim konusunda şaşkın, titrediğimi hissederek öylece kalıyorum... devam edecek. n.b
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nuran Bulak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |