Konuş ki seni göreyim. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Othello Oyunu, Dünyaca ünlü İngiliz Tiyatro yazarı William Shakepeare’nin yazdığı ve konusunun Kıbrıs’ta geçtiği bir aşk ve entrika oyunu. Othello oyunu 1604 yılında yazılmış bir trajedi. Konusu, Venedik Devletinin amaçları uğruna savaşmış Mağripli bir zenci komutan olan Othello ileVenedikli soylu bir ailenin beyaz kızı olan Desdemona’nın aşk öyküsü. Bunun yanı sıra kıskançlık, makam hırsı, entrikalar, yalan gibi özellikler de oyunu süsleyen diğer özellikler… Osmanlı Donanmasının Kıbrıs’a yaklaşması üzerine, Kudretli Komutan Othello, Ordunun başına getirilir. Bu, büyük bir görevdir. Desdemona ile yeni evlenen Othello, karısıyla birlikte Kıbrıs’a gelir. Oyunun bir diğer özelliği de kıskançlıktır. Emri altında bulunan Iago’nun entrikaları ve yalanlarıyla Othello, onun etkisi altında kalır. Iago, kurnaz ve çok akıllı biridir. Hedefe ulaşabilmek için her türlü yalana ve çareye başvurur. İşte oyunun ana olayı da Iago’nun kurduğu bu yalanlar üzerine kurulur. İago, Othello’nun yaveri olan Cassio hakkında hep yalan ve yanlış bilgiler verir. Zehrini saçar ve Othello’nun yanlış düşünmesine yol açar. Karısını delicesine seven Othello, Iago’nun kurnazlıklarına yenik düşer. Ortaya atılan deliller de inandırıcıdır. Böylece Othello yanlışa düşer… Othello rolünde Ekin Mutlugeldi, başarılı bir performans sergiledi. Kudretli komutan kompozisyonunu iyi çizdi. Yalnız, oyunun aslında Othello, zenci bir komutandı. Fakat burada beyaz olarak verildi. Bu da yönetmenin olaya bakış açısı ile ilgili bir yaklaşım. Yönetmen böyle uygun görmüş ve böyle yapmıştır. Yanlış mı? Hayır. Tiyatroda oyun, tamamıyla yönetmenin bakış açısı ve görüşleriyle hayat bulur. Burada da yönetmen böyle uygun bulmuştur. Saygı duymak gerekir. Zaten kendisine de bu durumu sorduğumda, “Daha önceden de birçok oyunda beyaz olarak oynatılmış. Ben de böyle düşündüm” dedi. Desdemona rolünde Dilruba Şahin, tatlı bir rolle seyirciye “Merhaba” dedi. Saflığın, temizliğin ve dürüstlüğün sembolü idi adeta. Dilruba da bu saflığı en güzel biçimde verdi oyunda. Ağır, hafif hareketleriyle, düzgün, anlaşılır diliyle tam bir prensesti oyunda. En çok da bu oyuncuyu beğendim dersem umarım diğer oyuncular bana kızmaz… Emilia rolünde Dilara Ersoy görev aldı. Dilara da üzerine düşen görevi en iyi şekilde sundu. Iago çok önemli rollerden biriydi oyunda. Diyebiliriz ki, oyunu sürükleyip götüren, izleyicileri kendine çeken bir kişilikti. Bu rolde Cüneyt Karaçoban vardı. Başarılıydı. Kurnaz, akıllı, planlı, istekli ve gözü hep yukarıda olan bir tip. Deyim yerinde ise şeytan ve hain biri. Oyunda kötülüğü ve hainliği temsil ediyor. Öyle ki çevirdiği dolaplar, söylediği yalanlar ile seyircinin nefretini kazandı. Görevini çok iyi yaptı desek yalan olmaz. Cassio, Othello’nun yaveri. Genç ve yakışıklı bir asker. Bu rolde Semih Gelme görev aldı. Görevini en iyi şekilde yerine getirenlerin arasında yer aldı O da... Diğer rollerde Yüsra Dağgeçen, Ahmet Kayhan, Elit Özatıcı, Fırat Bozkurt, Orkun Özer, Fahri Yücel, Burak Talha Doğan, Okay Kılıç, Onur Alkaya, Atakan Karabulut, Yavuz Kılıç, Mert Kaya, Armağan Kılıç, Kadircan Çelik görev aldı. Suflör Emre Öztoprak, Sahne Amiri Hasa Aytaç, Beril Femsu Asal, Işık-Efekt-Müzik Ertan Çetinkaya ile Zühal Bakımcı görev aldılar. Oyunun onur konuğu ise Türkiye’nin usta sanatçısı büyük oyuncu, Üstat Rutkay Aziz oldu. Oyunu izlemeye Mağusa Belediye Başkanı İsmail Arter ve Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Müdürü Halil İbrahim Doğan da geldi. Oyundan önce Usta Oyuncu Rutkay Aziz’e teşekkür plaketi verildi. Oyun, müzik ve kostümleri ile de çok dikkat çekiciydi. Oyun arası bir ara elektriklerde teknik sorun yaşandı. Oyun, iptal edilecek korkusunu yaşarken Allah’tan arıza kısa sürede giderildi ve oyuna devam edildi… Bazı oyuncular, hızlı ve çabuk konuştuklarından sözcükler yutuldu. Tam olarak anlaşılamadı. Ama bu öyle çok büyük bir kusur değildi bana göre… Neticede oynayanların henüz öğrenci olduklarını hesaba katarsak önemsenecek bir durum değildi bu… Son olarak selamlamaya değinmeden edemeyeceğim. İlke Susuzlu, selamlamaları hep farklı bir kurgu içinde sunuyor. Bilinen selamlamalardan değişik biçimde yapıyor. Bu oyundaki selamlama da farklıydı. Bir kurmaca şeklindeydi. Adeta oyunun içinde ayrı bir oyunmuş gibi geldi. “Oyun, daha bitmedi, devam ediyori” düşüncesini verdi. Koreografi gibiydi… Anlamlıydı… Kısaca İlke Susuzlu’yu kutluyorum. Güzel bir işe, dev bir işe imza attı. Resmen dev bir prodüksiyondu… Oyun, bu hafta içinde devam edecek. Gazimağusalı Tiyatroseverlerin bu başarılı oyunu kaçırmamasını umut ediyorum…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |