Aşkın aldı benden beni. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Türk Kültüründe dini ve milli bayramlar vardır. Dini bayramlarımız “Ramazan Bayramı” ile “Kurban Bayramı”dır. Bu bayramlarımız da manevi ruhumuzu güçlendirerek, bizlerin, birlik ve beraberlik içinde olmamızı, sevgi ve saygı içinde hareket etmemizi sağlar. Milli Bayramlarımız ise Yüce Milletimizin geçmişte yaptığı zorlu mücadeleler sonucu var olmak adına elde ettiği zaferlerden ortaya çıkmış günlerdir. Bu zaferler sayesinde Türk Milleti yüzlerce ve hatta binlerce yıl içinde ayakta kalmış tarih sahnesi var olduğunca tarihteki yerini almıştır. Bu bayramlar, birlik, beraberlik, düzenli yaşam, sevgi, saygı, hoşgörü ile bütünleşince bizleri daha da güçlü kılmıştır. Günümüzde bizim olmayan, bizim kültürümüzden gelmeyen, bizi anlatmayan ve fakat eğlenmek adına hoş gösterilmeye çalışılan bir bayram icat ettiler: “CADILAR BAYRAMI” “KKTC’nin bu güne kadar gördüğü en büyük sokak eğlencesi Gazimağusa’da gerçekleşti” diye yazıldı basınımızda. Oysa Gazimaağusalılar, kendi kültürlerine, geleneklerine çok bağlı insanlardır. Sırf “Magosa” deniliyor diye ortalığı ayağa kaldıran insanlardır. Israrla vatandaşlara “Magosa” değil, doğrusu “Mağusa” dır diye feryat eden insanlardır. Peki bu ikilem nedir? Cadılar Bayramı diye yutturulmaya çalışılan eğlence de ne oluyor? Buna neden kimse sesini çıkarmıyor. Çıkarmadığı gibi yaklaşık 5 bin kişi sokağa çıkıp bu bizim olmayan bayramı kutluyor. Tabii eğlenmek herkesin hakkı. Kutlanmasın demiyorum. Kutlasınlar… Ama bizim kültürümüzde, geleneklerimizde böyle bir bayram yok ki… Binlerce kişinin sokağa dökülüp kıyafet değiştirerek, korkunç kostümler giymesi, acaip makyajlar yapmasının anlamı nedir? Cadılar Bayramı her sene 31 Ekimde kutlanan, Hrıstiyan kökenli bir bayram. Çocukların genellikle korkunç kostümler giyerek kapı kapı dolaşıp şeker, meyve ve diğer hediyeleri topladığı bir bayramdır. Cadılar Bayramı bazı belli başlı Batı Dünyası ülkelerinde kutlanır. Amerika'da oldukça büyük ve görkemli bir festival olan Cadılar Bayramı, Amerikan kültürünün etkisiyle diğer Batılı ülkelerde de yaygınlaşmıştır. Kökeninin, Britanya’da Pagan Keltlerin kutladığı Samhain Festivali olduğu biliniyor. Keltlere göre 1 Kasım yaz mevsimin bitişi ve kışın başlama tarihiydi. Samhain kelimesinin kökeni eski İrlanda dilinde sam (yaz) ve fuin (son) sözcüklerine dayanır. Bu tarihte sürüler yaylalardan dönüyor, toprak ağaları ile arazi kira sözleşmeleri yenileniyordu. Bu günde ayrıca ölülerin ruhlarının geçmişte yaşadıkları evleri ziyaret ettiğine inanılıyordu. Tepelerin üzerinde, evlerdeki ocakları tutuşturmak ve aynı zamanda kötü ruhları uzak tutmak için büyük ateşler yakılıyordu. İnsanlar, ortalıkta dolaştığına inandıkları ruhlara tanınmamak için maskeler takıyor, kostümler giyiyorlardı. Bu gelenekler nedeniyle Samhain festivali zamanla cadılar, periler ve iblislerle özdeşleşti. Cadılar Bayramı'nın sembolü gülen bir balkabağıdır. Balkabağının içi boşaltılarak gülen bir surat şeklinde oyulduktan sonra içinde bir mum yakılarak şeytani bir surat oluşturulmaya çalışılır. En yaygın olarak tüketilen şekerleme, elma şekeridir. Çocuklar korkunç kıyafetler giyerek kapı kapı gezerler ve ev sahiplerine "Şaka mı, şeker mi?" diye sorarlar. Ev sahibi "Şaka!" derse çeşitli muziplikler yaparlar. Büyükler çocuklara şekerleme ikram ederler veya harçlık verirler. Bu uygulamanın kökeni geçmişte Britanya'da yoksulların kapı kapı dolaşarak "ruh keki” toplaması geleneğidir. Yetişkinler genellikle Cadılar Bayramı'na en yakın hafta sonunda kıyafet baloları düzenlerler. Bu partilerde misafirler cadı, hayalet veya korku filmi karakteri gibi korkunç kostümler giyerler. Muhafazakar Hristiyanlar, özellikle tutucu protestanlar, genelde Cadılar Bayramı'nı kutlamazlar ve bu anlayışı yanlış bulurlar. İngilizcede Halloween diye bilinen Cadılar Bayramı, bu gün bütün Hrıstiyan dünyasında kutlanıyor. Başlarda hasat zamanının bitmesi ve kışın başlamasını temsil eden bu bayram Hrıstiyanlığın etkisiyle farklı bir anlama kavuştu. Peki, bizdeki anlamı nedir? Hangi amaçla Cadılar Bayramı bizde de kutlanmaktadır. Bunun cevabı bana göre sadece özentidir. Kendini başkalaştırmadır. 7’den 70’e herkeste bir çılgınlık baş gösteriyor. Zamanla da bu çılgınlık, benliğimizi saracak ve bizi benliğimizden ederek, hrıstiyanlığın bir kölesi yapacak… Uyanık olmak lazım… Kendi geleneklerimize, göreneklerimize, adetlerimize ısrarla sahip çıkmamız gerek… Bu gericilik değildir… Aksine, kültüre sahip çıkmak ilericiliktir…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |