Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe |
|
||||||||||
|
Sevgili Günlüğüm, Şu son yıllarda ilginç, hoş olmayan -duygusal/tinsel bir süreçten- geçmekteyim… Günde bir kaç kez hatalarımı sorgulayıp, “Ben nerede yanlış yaptım, acaba?” diyerek belleğimin raflarını düzenliyorum. Kısacası konuyu açıklayayım: Ben genelde dostlarımı dostlarımla tanıştırıp, gönüllerine "sevgi ekip," en değerli zamanımı üleşirim.. Bunun dışında onlara " enerjimi-coşkumu-neşemi-bilgimi-emeğimi" vermekten de hiç sakınmadım. Böylece artıyorum... Belki de onların sevinçleri, mutluluğum oluyordu... Bu duygu nasıl anlatılır ki? Hani şöyle betimlesem belki daha yerinde olur; “Bir annenin çocuğunu sevmesi,” gibi bir şey ... Sonra, ya sonra? O dostlar kendi aralarında bensiz bir araya gelip söyleşip, üleşiyorlar zamanı... Böylece aylar geçiyor… Onlardan ses, seda, tık bile yok..! Tanıştırdığım, o dost bildiklerim, önemsediklerim, bir anda buharlaşıyorlar, nedense üleştikleri zamanda-coşkularında ben yokum... Tabi bende insanım…Benim de yaşamımda sosyal/bireysel sorunlarım oluyor. Sevinçlerimi, neşemi, başarılarımı paylaşmak istiyorum. Bende tökezlenip düşüyorum. Ağlayacak bir omuz arıyorum... Örneğin, Annem vefat etti, bir kızçocuğu torunum dünyaya gözlerini açtı, eşim ameliyat oldu, ben sağ kolumu kırdım,doğum günüm 13 haziranda kutladık, vs… Bütün bu yaşadıklarımı sosyal platformlarda paylaştım. Peki, neredeydi o DOST sandıklarım, gönül sandıklarımdaki DOSTLAR? Merak edip onların her birine telefon açıp, "Neden?" “Niçin bu kadar mesafe?” diye soruyorum; verdikleri yanıt: "Aa, alındığın şeye de bak canım...! Ne var bunda, istersen sende gelebilirsin..!" Onlara şu yanıtı veriyorum: "Öyle miii..!Sizce ben müneccim miyim?" Sonra düşünüyorum gamlı gamlı...Sorguluyorum dünü ve bugünleri... Bende mi eksiklikk, yoksa değişen zamanda mı bilemiyorum ama gelişen bu olumsuz süreçte bende farklı bir tinsel değişiklik baş-gösteriyor... O anda sol yanım burkuluyor sanki… Gönül ağrısı gibi… Bu değişikliğe kendimce bir teşhis de koydum: "Siyah Ördek Komplexi" --- Anladım ki şu yaşam arenasında sürekli "verici" rolü üstlenirse bir kimse, "alma" rolünde başarılı olamıyor. Anladım ki, birlikteliklerdeki fedakarlığın, seçiciliğin kişiyi hayal-kırıklığına uğratacağı mutlaktır. Sonuç: Bundan sonraki "arkadaşlık portföyümü" daha itinalı ve daha dikkatli seçmeliyim. Aksi halde kendi yaşam fanusumda yine benzer üvey dostlarla, yapay avuntular içinde yüzeceğim... Ve yorulacağım... Sevgili Günlüğüm, Sevgiyle Dostlukla Şiirle kal... Emine Pişiren/Edremit
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |