TÜRKÜLER TÜRKÜLER VE ŞİİRLER

Koç Üniversitesi Yayınların'dan muhteşem bir kitap çıktı. “Asi'deki Antakya Mozaikler Şehrinde İlk Araştırmalar” bu kitapla ilgili yazacaklarım olacak ilerde. İstanbul'da Hatay'la ilgili pek çok etkinlikler yapılıyor. Hatay yaz yaz bitmez bir kültür birikimine sahip. Bir dünya kenti. Korunmaya muhtaç bir “müzekent”. Kültür sanat alanından ziyade sadece lezzetleriyle yemek kültürüyle öne çıkması, ne derece yerinde bir durumdur, tartışılmaya değer bir konudur. “ Bir Hatay Türküsü olan, 'Altın Tasta Gül Kuruttum'u, Muzaffer Sarısözen derlemiş. Kaynak kişi; Sıdıka Şerbetçi. Pek çok sanatçı okumuş. Ancak en güzel yorumlayan; Melihat Gülses ve Şevval Sam'dır. Alır bir yerlere götürür insanı. Dahası atar ummanlara derelere tepelere ovalara. Ortam uygunsa dinlenecek, dinlendirecek güzel bir türküdür. Dinleyin derim. pek çok duygu katacaktır.
Altın tasta gül kuruttum (aman Alim)
Yari sinemde uyuttum (Alim)
Yar söyledi ben unuttum (aman Alim)

Gönül efendini buldu (Alim)
Saçı Leyla'ya vuruldu

Evlerinin önü nane (aman Alim)
Ben kül oldum yane yane (Alim)
Alim serhoş ben divane (aman Alim)

Gönül efendini buldu (Alim)
Saçı Leyla'ya vuruldu
Hatay'ın yetiştirdiği güzel insan öğretmen Ali Yüce, edebiyat dünyamızın önemli bir şairidir. Büyük sanatçı Ruhi Su, O'nun bazı şiirlerini bestelemiştir. En ünlüsü 'Mürselekli Kadınlar'dır. Çok güzel söyler Ruhi Su bu eseri. Dinledikçe tütün dizen kadınlar canlanır gözlerimde... hüzünlenirim. Güzel şeylerde oluyor ülkemizde Antakya'da Emek mahallesinde bir parka Ali Yüce'nin adını vermişler. Çok da iyi etmişler. Bir gün 'Şair Ali Yüce Parkı'na şiirlerini okumak ve Ali Yüce' den 'Mürselikli Kadınlar'ı, Ruhi Su'nun o yanık sesinden dinlemek istiyorum.
Ali Yüce'nin şiirlerinden bir yudum içmez misiniz?
Su da susadı
Ateşten testilerde
Kekik nane kırmızıbiber
Hasır kilim nakış oya
Sevda dediğiniz bu mu
Gözlerimi bağlasalar bilirim
Antakya'da olduğumu
Şair Cemal Oğuz Öcal, yıllar yıllar önce İskenderun'da öğretmenlik yapmış olmalı. Yarıkkaya'ya bakmış bakmış ve şiirini yazmış. Ben nadir bir kitap olan “Çocuklar İçin Şiir Antolojisi”nin sayfaları arasında buldum bu şiirini. Kaybolmasın, unutulmasın, belki birgün gelir bir kitap sayfasında antolojilerde yer alır diye düşündüm ve aşağıya aldım.
YARIKKAYA
Yarıkkaya, yarıkkaya!
Yüce başın değmiş aya,
Geçti ömrü yıldızların
Menkıbeni saya, saya!...

Türk gibi duruşun var,
Koç gibi tos vuruşun var,
Rüzgar, tipi boralarla
Kaç asırdır yarışın var?

Düşmanların kapı, eşik,
Saldırmışlar keşik, keşik
Ne kadar çok kurşun yedin?
Olmuş bağrın delik deşik!

Ne yaman bir arslan mışsın?
Toroslara yaslanmışsın
Kükreyerek “ATA” mla sen
“Hatay”ıma seslenmişsin!

Tırmanarak bellerine,
karıştım bak sellerine.
İlham verdi şanlı adın
kopuzumun tellerine!...

Ceylan gibi bakışın var
Bulutlardan nakışın var
Efsanevi tarihinle
Gönüllere akışın var

Sularım bal verirsin
Ancak Türk'e yol verirsin
Düğün, dernek kurulunca
Gövde, bacak kol verirsin

Yarıkkaya! yorgun musun?
Amik gibi durgun musun?
Yoksa da sen bencileyin
Türk iline vurgun musun?
Hatay'la ilgili yazacak ne çok şey var...