..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herşeye imgelem karar verir. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




12 Nisan 2014
Sizinkiler Daha Demokrat  
Mehmet Önder
-Bana bakın, bu evden o partiye bir tane oy çıksın, hiç birinize bir lokma ekmek yok. Kapı dışarı ederim, kapıdışarı!


:ACBC:
SİZİNKİLER DAHA DEMOKRAT

     

Öfkeyle çarpılan demir kapının sesi neredeyse üç mahalle öteden duyuldu. Ardından, tükürmedi günahını almayalım da yere tükürür gibi yaptı. Ama kızgınlığı geçecek gibi değildi, bağırıp çağırmağa başladı:
-Zorla sövdürecekler adamı! Demokrasi denen şey böyle mi oluyormuş? Demokratlık bu mudur yahu? Almış eline, o eski beşlik rengi elliliği. Rüzgardan zavallının beli kırılacak, tek başına uçuşup durur. Bir de yemin ettireydin bari!
Ev ahalisi, konuklar şaşkınlık içinde adamı izliyorlardı. Susacağı yoktu onun da:
-Dört tane oy var bu evde, dört! Kapı gibi. Tanesi on iki buçuğa öyle mi? Git dilenciye ver sen onu!
Adam bağırdıkça ortalığı inletiyor, ortalık inledikçe de durum anlaşılıyordu. Tamam, doğru dürüst parası pulu olmayan bir partinin görevlisi, kelli felli partilerin dağıttığı seçim rüşvetlerine özenip, belki de kendi cep harçlığından, bir elli liracık getirdi. Çam sakızı çoban armağanı diyelim. Olur ya, belki garip “O da ne evladım. Bizim oyumuz, siyasal görüşlerine katıldığımız için, inandığımız için zaten sizin partiye. Hem para dağıtmak da ne oluyor!” deneceğini bile düşünmüştür gelirken.
     Düşünmüştür de hangi devirde yaşıyoruz, onu hesaplayamamıştır.
Bu arada adam, bağırışlarını ev ahalisini tehdide dönüştürmüştü, her olasılığa karşı:
-Bana bakın, bu evden o partiye bir tane oy çıksın, hiç birinize bir lokma ekmek yok. Kapı dışarı ederim, kapıdışarı!



Onca eliaçık parti dururken o partiye oy veren de kolay kolay çıkmazdı gerçi. Bu arada adamı yumuşatmak için karısı söze karıştı:
-Üle efendi, neyidi o dün akşam gelen particilerin demokratlığı öyle; ah ah ah! Ne güzel süslemişlerdi o pasta kutusunu, fiyonklu miyonklu.
Kadının bu sözlerinden sonra, birden hava değişmiş, asılan yüzler gevşemiş, güzellikler anlatılmağa başlanmıştı.
Sözü evin kızı aldı:
-Sahi anne pastalar da çok lezzetliydi.
Az önce ortalığı ayağa kaldıran adam bu kez mayışıp bir kıyıya ilişmişti. Sözlerine oradan devam etti:
-Pasta da bir şey mi hanım, yedikçe kutunun dibinde görünenler neydi öyle? Ne döşemişlerdi pastanın altına? İşte ben demokrat diye o partiye derim. Demokrasi havarisi diye, bütün engelleri aşıp o partinin pasta kutularını dağıtanlara derim.
Heyecandan yerinde duramayan kız yine araya girdi:
-Buba bilezik alacan demi? Bak geçen seçimde söz verdin, bu seçim için!
Adam kızı ‘ha hı’yla geçiştirirken, karısı, konuklar anlamasın, diye yüz göz edip bunları susturmağa çalışıyordu.

     …

Oysa bu işleri bilmeyen mi kalmıştı. Konuk kadın, vücuduyla başını birbirine ters yönde bir çalkaladı:
-Ay o da bir şey mi? Bize de geldiler de, sizin meteliksiz particiye yaptığınız gibi, eşikten içeri sokmadık. Hem onların demokrasi anlayışları güdük kalır bizimkilerin yanında! Yarım kilo kuru pastanın altına kaç kuruş sığar!
Ev ahalisi merakla bakanken, kadın övünmeyi sürdürdü:
-Bizimkiler öyle mi? Kapıyı açar açmaz. Para saymak filan yok; tomar tomar, avuç avuç atıyorlar üstüme. Altında kalıp ezilmekten korktum: “Yetişin memleketi kurtarıyorlar!” diye bir çığlık atarsın. İmdadıma çocuklar koştu da… Sonracığıma, topla topla bitiremediler. Kolay mı, onca para!



Ev ahalisinin ağzı bir karış açık kalmıştı. Kendini toparlamağa çalışan kızın sesi duyuldu bir zaman sonra:
-Kız teyzeee, sizinkiler daha demokratmış ayoooll!


av.mehmetonder@hotmail.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da İzmir'in Bayındır ilçesine bağlı Furunlu Köyü'nde doğdum. İlkokulu köyde, lortaokulu Çırpı Mustafa Adanır Ortaokulu'da okudum. Bayındır Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliği başta olmak üzere birçok işte çalıştım. Ege Tıp Fakültesi'nde memur olarak işe başladım. Buradaki on bir yıla yakın çalışmam süresinde önce İzmir Namık Kemal Akşam Lisesi'ni, ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. İlk Beş yılını İzmr merkezde, kalanını Bayındır'da olmak üzere yirmi iki yıla yakın bir süredir serbest avukatlık yapmaktayım. Evliyim, Alp Deniz adında sekizinci sınıf öğrencisi bir oğlum var.

Etkilendiği Yazarlar:
Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Muzaffer İzgü


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.