Rüyalar olmasaydı eğer,gerçeğin ne olduğunu? ya da gerçeğin içerisinde gerçek olmayanın ne olduğunu? nasıl anlayabilirdik.Uykuda isen,uykuda gördüğün her ne ise; Uyandığında bunun gerçek olmadığını anlarsın elbet...çünkü uyandığında somut olarak beynin,duyu organların bir şeylere dokunur.Ölçer,biçer ve tartar. Sonuç itibari ile TEST EDER!. Gerçeğin ne olduğu her zaman Aklın iradesindedir.Çünkü duygular insanı yanıltabilir.Aklın ile olayları muhakeme eder,doğruyu içerisinden çekip alırsın.
Şu anda yazmış olduğum alandaki yazım denetimi programındaki gibi yazdığım kelimelerin altında çıkan kırmızı ile ifade edilen çizgi ile "Sen yanlış yazıyorsun !" gizli uyarısında olduğu gibi.Hazır ve rahat bir yaşama işte böyle alıştırdılar bizi.Sorgulamadan "Evet o doğru söyler" diyerek düzeltiyoruz cümlelerimizi. Bizde eskiden Atasözlerimiz,vecizelerimiz ince ayar verirdi.Asırlık tecrübelerden,insan hikayelerinden,acılardan,sevinçlerden,aşklardan,kardeşliklerden gelen ve Aklın yordamı ile süzülen kısacık cümleler eşlik ederdi,yaşam çizgilerimize.Anadolu insanının bilgeliği,Aklı ile duygusunu birleştirip,"Taşı gediğine koyması" hazır cevaplılığı gerçeğin doğasına dokunması "Senin sırtını sıvazlaması" gibiydi hep. Zihnim "Bana doğruyu araştır bul !." demeseydi. Ben şimdi az önce yanlış yazıyorsun diye işaretlenen "Vecizelerimiz" kelimesini imla kılavuzundan kontrol etmesem ve doğru yazdığımı bilmesem bu rahatlığa alışır ona güvenir "Vecizeler'imiz " diye ayırarak doğru yazdığımı sanırdım.Aklın iradesi bir kere rahatlığa alıştı mı. Doğruyu arama iç güdüsü bir kere zihninden uzaklaştı mı? sana sunulan rahatlığın dokunmatik ekranına devamlı parmağını basar ve onaylarsın.Bugünün dünyasında "Bak bakalım bu rahatlık seni hangi girdaplara,hangi tehlikeli sulara sürükler" hiç bilemezsin.Bugün bize bir çok rüya gerçek diye sunuluyor.Sunulan, bir koro halinde sana öyle hazır ve ikna edici gerekçeler ve masallar ile sunuluyor ki.Sen bunun gerçek mi? ya da doğru mu ? olduğunu anlama konusunda bile bir dakika olsun düşünmüyor,sorgulamıyorsun.Peki neden? Önce şunu söyleyeyim "Sende haklısın kardeşim" diyesim geldi birden,Çünkü yalanın yada bir rüyanın etrafına 40 kişi ip dizilmişken,"Hayır bu bir rüya gerçek değil" demek zaten senin karşı tez sunmana olanak tanımıyor değil mi?. Ama gerekçen ne olursa olsun sonuçta haklı gibi görünsen de haksızsın.Çünkü sorgulamıyorsun.Sana sunulanı gündelik hayatında sana sunulan her şey gibi kabul edip doğru kabul ediyorsun.Ve en başında belirtiğim gibi sunulanı rahat bulduğun için peşinen kabulleniyorsun.Modern dünya da modern olmayan bir şey var? üzerine basılıp böcek gibi ezilen bir eksiklik. "Neymiş o dersen?" "İnsan..." derim sana.Bize sürekli olarak bir takım resimler,sloganlar,beylik laflar eden,içi boşaltılmış emzirilmeye müsait kavramlar sunan bir pislik yumağı... Oysa gerçek bu iken sana bunu lolipop şekermiş gibi sunan,ve devamlı olarak "YE...!" diyen bir sistematik bir dil ile karşı karşıyasın.Evrilip çevrilmeye hazır kahramanlar,senin aklının muhakemesinden daha çok sloganlar,kitlesel ihma araçları ile gözünün önünde sana bir ilizyon oynuyor.Daha evvel ki bir çok yazımda da bahsettiğim gibi FELCE UĞRAMIŞ diman ağzına kaşıkla verilen her düşünceyi peşinen gerçek sanıyor. Bil ki hergün zehirleniyorsun! Bil ki her gün gerçekte olduğunu sanıp bir rüyada ilizyon da olduğunun farkına bile varamıyorsun. İlizyon tıpkı bir dedikodu gibi.Dedikodudan tek farkı tek bir kaynaktan çıkıyor.Ve eksilmeden kulaktan,kulağa,gözden,göze senin dimana çakılıyor.Bu öylesine bir virüs ki fikir damarlarında hızla yayılıyor.Bana "İnsanoğlunun bu dünyadaki en büyük keşfi ne deseler?" Tek cümle ile "Bilinç kontrolü derdim. Evet en büyük keşif budur.Bu öylesine büyük bir keşiftir ki.Kurdu sana kuzu gibi gösterirken,kuzunun kurdu öldürdüğü gerçeğine de inandırabilir.Peki bunun panzeri nedir? Sana hemen söyleyeyim. Öncelikle sorgulama ve bilincine tekrar hükmetme üşengeçliğinden vazgeçmen derim.Sonrası sessizliktir.Çünkü bu tüluat sana öylesine cici bicili ve gürültülü bir ambalajla sunmak istediğini çaktırmadan bilincine çakar ki bunu hiç anlamazsın.Geldik son söze...En büyük gerçek sensin,mahallen,arkadaşların,geçmişin,atasözlerin,fıkraların,dedenden sana temiz olan ne kaldı ise.Ve sen lütfen muhasebeni bunlarla yap.Sana sunulan rüyalarla bu ilizyonla müzakare yapma!. Çünkü sen bir insansın.Bunu unutma,kitlesel bir marka yada öteki beriki değilsin..