Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Bir kaç nedenden ötürü üzerime vazife olmayan bir keyifli hınçlanma ile sarıldım not bölümüme. Birincisi biz erkeklerin kadın ruhundan anlamadığı falan saçmalığına asla inanmam.En öküzümüz bile kadın ruhu ile ilgilenir.Bence her erkek kadın ruhu ile ilgilenmeyi dener.Ha bunu seks için yapar,sevdiği için yapar bu ayrı konu.Ama dener.Fazla ilgilenir mi peki? yoruluncaya kadar,bitap düşünceye kadar dener diyenlerdenim?. Ama kadının doğasında başka bir şey var.Kadın devamlı olarak spotların üzerinde kalmasını istediği için,erkeğin elektrik akımında zamanla gevşeme olur.Bu nedenle erkek bir süre sonra,sıkılmaya ve sorgulamaya başlar.Zaten anlamakta güçlük çektiği kadın ruhunu anlayacağım diye per perişan olduktan sonra,kalan gücü ile de tornistan ederek (Bekarsa) başka bir limana (Evli ise) ilgisizliğe ve yine başka bir limana yelken açmayı yeğler. Filmi biraz başa saralım da haksızlık olmasın.İşin flört kısmında kovalayan ve kadınına şiirler ve methiyeler düzen erkek. Kadında daha sonraki gelişen safhalarda ortaya çıkan ruh bulamacın'dan Artık "Bugün ne yemek yaptın hatun ? " pozisyonuna girmiştir bile. Kadın erkeğindeki bu değişime " Şair di bu adam öküz çıktı." diyerek yorumlasa da,kendindeki ruh bulamacının farkında değildir. Oysa ne güzel başlamıştı aşk,gelecekten ne kelimeler,kalpten ne sözcükler döküleceğini eş zamanlı olarak bilir ve söylerdik biz modun'dan, yavaş,yavaş kadınının sesini sokaktaki klakson sesinden ayırt edemeyen bir erkek ve doğası gereği alışveriş canavarına dönen ve stero değil mono olarak yapan renksiz bir kadınla karşılaşmışızdır artık. Erkek hakkında söylenen "Ya beni anası yerine koyuyor" lafına da katılmıyorum bu arada.Hiç bir erkek bir kadını severken anası gibi sevmez,kadını olacağı için ve bence gerçekten seviyorsa hayat arkadaşı olacağı için sever. Oysa kadın belli bir süre sonra monoton bir ilişkide erkeğini babası gibi görmeye başlar.Eh böyle olunca da erkekte kadını anası gibi görmesi normaldir. Buraya kadar ne sıkıcı bir tablo çizdim değil mi? Oysa işin püf noktası bana göre yazının başlığında düğümlenip kalıyor. Dikkat buyurun!,Suçlanacak hiç bir şey yok.Yere düşen bir nesneyi nasıl yuvarlanacağı yere kadar takip ediyorsanız.Öylesine dikkat buyurun! Sağlıklı bir ilişkinin en güzel tarafı kadının erkeğine dikkat buyurmasından,erkeğinde kadınına dikkat buyurmasından geçer. Yoksa savaş hep böyle devam eder gider. Bu konuda aklıma geldikçe devam edeceğim. Şimdilik bu kadar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © erdal divriklioğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |