Avukatlar da bir zamanlar çocuktular herhalde. -Charles Lamb |
|
||||||||||
|
Kemal Düz e-posta: kemaldz@hotmail.com Ne çok alışmışım çan sesine... Az değil, 15 yıl kitabevine yakın kiliseden günde üç kez kulağıma çarpan çan sesi beni müptela etmiş. Orada hiç farında değildim. Bazen kilisenin çan seslerini duyar gibi oluyorum, taa.. uzaklardan. İskenderun sadece çan sesiyle özlettirmiyor kendisini bana. Kebabı, denizi, dağı ve konuşulan farklı lehçe ve dillerden oluşturduğu armoniniyi de aratıyor. Sıcak, samimi ve içten yapılan konuşmalar, muhabbetler İskenderun'a has özellikler olmalı, -ki pek başka yerlerde görmek olası değil. İskenderun'da tarihi süreç içinde sadece kilise çanları çalmadı. Başka çanlar da oldu. Savaş çanları gibi. Askeri Tarih, Türkiye ve Dünya tarihinden ayrı düşünülemez. Özellikle Deniz Harp Tarihi içinde İskenderun da mutlaka yer alır. 2 Temmuz 1912 tarihinde Osmanlı Donanmasına katılan, dünyanın son muharebe kruvazörü Yavuz Zırhlısının baş kasarasına ait büyük çanı da çınlamıştır, İskenderun semalarında. Üzerinde S. M. S. Goeben kabartması olan Pirinçten yapılmış oldukça büyük bir çandır bu. 1913 – 1914 yıllarında İskenderun Limanını ziyaret eden Yavuz Muharebe Kruvazörünün (Goeben) orijinal çanıdır anlatılan. Deniz Er Eğitim Alayı'ndaki takıldığı direkten alınarak Beşiktaş Deniz Müzesine taşınmak üzeredir. Daha önceleri hiç dikkate alınmayan, gözlerden uzak sessizlik içinde bulunan çan; direkte bağlı olduğu yerden sökülerek İstanbul Deniz Müzesine taşınacaktır. Bu haber üzerine İskenderunlular çanı görmek için sıraya girerler. Son defa çalınır ve sesi Amanoslarda yankılanır. Sonra dikkatli bir şekilde sandığa yerleştirilir ve yola çıkarılır. O direk de sessizliğe bürünür. 1967 yılından beri gurbette bulunan çan, İskenderun Deniz Müzesinin açılmasıyla tekrar İskenderun'a getirilir. İZİN VERİLMEYEN HATAY MİTİNGLERİ Mitingler sadece gümüzde yasaklanmamıştır.Geçmişte de pek çok kez mitingler yasaklanmıştır. Biz burada yasaklanan Hatay Mitinglerini anlatacağız.1936 yılı Sancak Davasının alevlendiği yıldır. Ankara Anlaşması (1921), İskenderun ve Kırıkhan ve çevresinde yaşayan Türklerin haklarının korunmasını Fransızlara verir. Ayrıca Hatay'a Suriye'den ayrı bağımsızlık verilmesi koşul olarak ortaya atılır. 1925 yılında Fransa Hatay'ın iç bağımsızlık koşulunu kabul eder. Suriye bu yeni durumu kabul etmez. Bunun üzerine Türkiye, Cemiyet-i Akvam'a başvurur. 1936 yılında Hatay'daki Türkler yaklaşan seçimlere katılmama kararı alırlar. Bunun üzerine Hatay'daki Türklere karşı karşı kampanya başlatılır. Antakya Lisesi kapatılır. İstanbul'da Milli Türk Talebe Birliği'nin miting yapma talepleri valilik tarafından kabul edilmez. 22 Ekim 1936 günü Beyazıt Meydanında toplanan binlerce genç Hatay Davasını dünyaya duyurmak ve Hatay'ın Türkiye'ye katılmasını sağlamak için miting yaparlar. Gençler Taksim'e kadar büyük br olgunluk içinde yürürler ve çelenk koyarlar. Dönüşlerinde polisleri karşılarında buldurlar. Polisler gençlere mitingin kanunsuz olduğunu ve dağılmaları gerektiğini söyler. Öğrenciler bu isteğe uymazlar. Çatışma çıkar. Kimi gençler gözaltına alınır. Bu olay sonucunda da MTTB feshedilir. İkinci Hatay Mitingi 31 Ocak 1937 günü yapılır. Bir hafta önce 24 Ocak tarihinde Fransızlarla yapılan anlaşma sonucunda Hatay'ın bağımsızlığı ilan edilir. Türkiye 'ye de Fransızlarla birlikte Hatay' da aynı sayıda asker bulundurma hakkı tanınmıştır. Miting bu anlaşmayı kutlamak amacıyla yapılacaktır. Beyazıt Meydanını dolduran öğrenciler ve halk; İffet Halim Oruz, Hataylı Öğretmen Ahmed Faik Türkmen ve Eminönü Halkevi Başkanı Agah Sırrı Levend konuşmalarını büyük bir coşku içinde dinlerler. Konuşma sonrasında Sirkeci'ye inilir. Şirketi Hayriye ve Akay Şirketine ait vapurlarla Dolmabahçe Sarayı önüne gidilir. Dolmabahçe Sarayına gidildiğinde sarayın orta kısmındaki balkondan Atatürk görülür. Atatürk halkı eliyle selamlar. Halk hep bir ağızdan “Yaşasın” diye bağırır. Daha sonra “Onuncu Yıl Marşı” söylenir. Ertesi gün de ülkenin her yerinde Hatay Zaferi kutlanır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © kemal düz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |