..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Aşkın aldı benden beni. -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Ruhbilim > Ahmet Odabaş




8 Ekim 2012
Ankara Ankara (Ms Gözlemleri)  
Ahmet Odabaş
Bayram’ın cipi ile Samsun’a gidiyoruz... Ben kol destekli baston kullanıyorum... İzmir’den yola çıktık... yolda cip arıza yaptı... Eskişehir...(Sivrihisar. sanayiye girdik... Neyse tamir bitti... Ankara’ya doğru gidiyoruz...


:ADBB:
Bayram’ın cipi ile Samsun’a gidiyoruz... Ben kol destekli baston kullanıyorum... İzmir’den yola çıktık... yolda cip arıza yaptı... Eskişehir...(Sivrihisar. sanayiye girdik... Neyse tamir bitti... Ankara’ya doğru gidiyoruz...

Cip hem benzin hemde gaz kullanıyor... Ankara’da benzinliğe 50-60 metre kala, gaz bitti...benzine geçmek istedik...olmadı...

Benzinliğe gitmek gerekiyordu...İndim araçtan...değneğimi cipte bıraktım... cipi itmeye başladım... biraz gittikten sonra, motor çalıştı... Değneksiz yürüyemeyen ben, cipin yanında yürüyorum...

Biraz sonra durumu farkettim... Eğer konu Ankara’nın havası ise, ben burda yaşarım arkadaş... dedim

Aslında rahatsızlığın, psikolojik kökenli olabileceğini düşündüm...

Bu olaydan belki 5-6 yıl sonra tekerlekli sandalyedeyim.

Torbalı Kip’da bir çay söyledim... birlikte geldiğimiz arkadaşlar market geziyorlar... çay geldi ve bardağın yanında iki poşet şeker...

Çay içebilmek için poşetleri yırtmam gerektiğni düşünüyorum... Ellerim poşetlir yırtamayacak durumda... aslında çayın şekerini bile karıştıracak durumda değilim...

O an gözümden kaçan ayrıntı ise, ben çayı zaten şekersiz içiyorum... Poşeti yırtmak veya çayı karıştırmak gibi bir gereklilik yok...Komik bir durumdu tabi...

Bilim-Teknik Dergisinden bir yazı okumuştum...
Öğrenilmiş çaresizlik....

Yoksa MS diye beni tekerlekli sandalyeye dost kılan rahatsızlık, psikolojik kökenli olabilir mi...

Teori kimin...Seligman’ın... Nevin’den, Seligman imzalı bütün kitapları almasını istedim...Hedef öğrenilmiş çaresizlik...

Yürüyüşümde, bacaklarımdki ilk güç kaybı, ilk aksama, ilk çatal görme, ilk görme kaybı, ellerimdeki kaşık ve bardak tutma sorunlarını alt alta yazıp, psikolojik havanın fotoğrafını çekmeye karar verdim...

-köye çıkarken, gücüm sıfırlanarak durmak zorunda kaldığım zamanlar
-faküldedeki çok az düzeyli denge kaybı
-fakültede 8 dersten bütünleye kaldığım son sınıfta ders çalışmamın engellenmesi ve sonucu
-birinci genç adam dönemi...görme kaybı
.ikinci genç adam dönemi, değnek kullanma
-Kuşadası tatil köyü ve sandalye ile tanışma
-Şimdiki durum
-gizli özne nerde

Alıntı
(Orgazm yaşayamamak, kişinin kendinden şüphelenmesine ya da kendine olan güvenini yitirmesine neden olabilir. Şayet bir ilişki karşılıklı sevgi ve güven temeline yatıyorsa, doğal cinsel arzuyu doyurmak için oral ilişki ya da karşılıklı elle tatmin gibi diğer cinsel uygulamalara başvurulabilir. )

Ne alakadan geliyoruz...

Adamın biri kendini mısır sanıyormuş...en büyük korkusu da tavuklar... psikiatriste gitmiş... terapi...terapi... sonunda mısır olmadığını ve tavukların onu yiyemeyeceğini öğrenmiş.. Son olarak dotorla görüşmüşler... mısır olmadığını bildiğini söylemi ve teşekkür edip çıkmış...

Az sonra koşturarak doktora gelmiş ve bahçede tavuklar var... diye heyecanla konuşmuş... iyi de evladım sana ne zararı var...sen mısır değilsin ki...

İyi doktorum da...ben öğrendim mısır olmadığımı da, tavuklar da öğrendi mi....

Sorun psikolojik....belki biraz ilaç, ama asıl terapi...

Sonuçta, sorun aşılacak... fiziki sorun varsa o ne olacak... Tavukların durumu diyecektim...

Problem çözümü ve zaman

Orta birde çözemediğim bir problemin çözümü, üniversite sınavına hazırlanırken aklıma geldi... Tatlı suda yaşayan balıklara ilişkin olarak, ilkokul üçüncü sonofta verdiğim ve yanlış kabul edilen yanıtın, aslında doğru olduğunu, avukatlık stajı yaparken öğrendim.

MS denilen rahatsızlığın psikolojik kökenli olduğunu çözmek üzereyim...

Yıllar önce, tartışmaya ilişkin yazılar okumuştum...

Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan benzeri, mantık salatası ile ilgilenirken, nörolojik rahatsızların psikolojik kökenli olup olmadığı gibi mantıkklı bir tartışmaya karıştım...

Gözlem ve deney... başka yolu yok...

MS nörolojik bir rahatsızlık... ama benim açımdan psikolojik kökenli...

Anti depresan ilaç tedavisi mi, yoksa terapi...

İlaç tedavisi kesildiiğinde, rahatsızlığın yeniden görülme olasılığı yüksek... terapiye devam...

İlaçtan daha etkili ve kalıcı olabilir.... yaşasın muskacı amca....

Asıl konudan kaçtım galiba... yıllarca kafanda mı kaldı sorular... Buna kin ya da öfke, ya da yenilgiyi kabul etmeme mi ya da ne diyeceğiz... Merak olabilir mi... Hastalık derecesinde merak...

Bu durumun tekerlekli sandalye ile ilişkisi var mı...

Yolumuz Freud’a mı düşecek, yoksa ...

Sorunun cinsel kökenli olması olasılığı, azıcık komik... Haydar Dümen’e selam olsun... Freud’dan başlayalım isterseniz...

Bilinçaltına seyahat eden cinsel sorunlar...Bilinç düzeyine, yol, su elektrik olarak yansıyabilir...

Psikanaliz.... ciddiye alalım lütfen...

Cinsel sorunların MS ile ilişkisi tartışılırken, MS nin cinsel yaşama etkisi konusunda bir çok yorum okudum... Rahatsızlığın nedeninin cinsel olup olmadığı, MS nin cinsel kökenli bir rahatsızlık olup olmadığı tartışılmamıştır.....

Kadınlarda , depresyon ve MS oranlarının paralelik göstermesi düşünülmesi gereken bir ayrıntı...

Cinsel açıdan temerrüde düşen erkek, elden-ayaktan kesilip, yürüyemez hale gelir mi.... (temerrüd hukuki bir terim...gülümsetmek için yazdım)

Bunu ispatlarsam, tıp tarihine geçecek hukukçu olurum.... valla buna gülünür...



Sarı öküz sendromu...

Gerçekte Sarıöküz sendromu yok... fiili bir gerçek var...Sarıöküzün yumurtaları cani bir şekilde çıkarılmış ve cinsel yaşamı bitirilmişti. Amaç zaten cinsel yaşamı bitirmek..

Yumurtaları alınan öküz, aslında boğa, öküzlüğe terfi ediyor ve cinsel istek duymuyor...

Uysal ve güçlü olması gerek... yumurta varken güçlü olsa bile uysal değil... Yeter ki bir inek görsün...

Sendrom insana özgü... öğrenilmiş çaresizlik deneyleri hayvanlar üzerinde yapılıyor, insanları çözümleketi kullanılıyor.

Cinsel aktivitede başarısız olan insan ne yapar...Cinsel gücünü artırmak için akla gelen her şeyi yapar... beslenmesi, hapı vs....

Peki, partnerinin hoşnut olmaması nedeniyle, kendi yumurtalarına düşman olur mu... eğer sorun bunlar ise, ben bunları sökebilirim diye düşünür mü...

Sarıöküzden açık bir fark... biri zorla iğdiş ediliyor.... biri de bu işlemi gönüllü olarak yapmaktan söz ediyor... Görünürde, aşırı bir cinsellik isteğinin denetlenmesi isteği var...

Aşırı istek var mı... yok aslında... herşey normal de... partner yan çiziyor.... Kaçak elektrik kullanma düşüncesi de yok....

İsteksiz, adeta görev olarak yapılan ilişki, acı ve stresten başka bir şey değil... İlişki uzuyor, orgazm gerçekleşmiyor...

Hoşnutsuzluk açık olarak ortada...

Sorunun kaynağının, partnerin vajinası olabileciği olasılığı düşünülmüyor... Erkek başarısız olduğu psikolojisi, ile, önce görme kaybı ve puslu görme ve tek gözün hiç görmemesi, sonra da düzelmesi sürecini yaşıyor... yaklaşık 7-8 yıl sonra, aynı sorun devam ediyor... tek ayakta aksama ve baston kullanma süreci yaşanıyor...

Değnekle yürüyen adamımız, tekerlekli sandalyeye terfi ediyor....

Teşhis MS. Sorunun kaynağı bu kabul ediliyor....

Stres kaynağı tek değil ... yaşam biraz stresli olabilir..

Sorunun nörölojik kökenli değil, psikolojik kökenli olabileceği, öğrenilmiş çaresizliğin bir görüntüsü olabileceği sonucuna varılıyor... Bknz. Ciddi görünümlü komik hastalık...

Çözümü gereken bir sorun da, testislerden birinin yumuşaması ve diğerine göre küçülmesi... Öğrenilmiş çaresizliğin ilk yansıması testis ile başlamış olabilir mi...

Liseden ayrılmış, öğrenim yaşamı bitmiş başarılı bir öğrenci nasıl bir depresyon yaşar... veya yaşar mı... faturası olur mu bu işin...

Peki geri dönüş süreci yok mi....geçti 30 yıl...

Eğer bu teori ispatlanırsa, tıb tarihinee geçecek hukukçu olacağım.. Mütevazilikten ve kendini beğenmişlikten taviz vermek yok....(23 Ağustos 2012 Perşembe)






MS nin çözümü

Bu perdeyi
Aralar da
Arkasında
Çocukluğumu görürsem
Bir yanda gençliğim
Sevdiklerimi görürsem diğer yanda
Şaşırıp kalacağım
Senin pençende
Bir av olmak
İstemiyorum

Belirsizlik
Biraz merak
Biraz korku
Ne desem bilmem ki
10 Ocak 2012 Salı



Gerçek görünümlü hayal dünyası

Gel vatandaş gel
Tıpkısının aynısı
63 model
Hayal dünyasına
Gerçek görünümlü
Sevdaya gel

Burada
Elle tutulur
Gözle görülür
Yürekler yok
Gerçek sevdalar ile aramızda
Ümitsizlik var
Karamsarlık var
Şunlar ve bunlar var

Gel vatandaş
Gerçek görünümlü
Hayal dünyasına gel
19 Ocak 2012 Perşembe




Şüpheden sanık yararlanabilir... Yalnızca gözlem ve deney... yaşasın insan hakları...24 Ağustos 2012 Cuma






Prezervatif vakası

Adam eczaneye gitmiş ve üstüme giyeceğim bir boyda prezervatif istiyorum... bu mümkün mü...demiş.

Eczacı,... iyi de ne yapacaksınız bunu diye...sorunca,
-Maskeli balo var, giyip ortalıkta gezineceğim... demiş.



Oran orantı

MS ile depresyonun cinsiyete göre dağılımı, 3-1 kadınlar önde... Her iki rahatsızlıkta da oran aynı gibi.... Bu durumu MS nin psikolojik kökenli olduğu şeklinde yorumlayabiliriz.

Erkek kendisindeki veya kadındaki bir fizyolojik aksaklık nedeniyle, depresyona giriyor... öğrenilmiş güçsüzlük veya öğrenilmi çaresizlik yaşıyor...

Peki kadınlarda depresyon veya MS neden fazla... Kendisinin veya partnerinin cinsel tutumu... veya başka bir şey...

Orgazm olamayan kadın, potansiyel depresyon veya MS adayı mı... Cinsel sorunlar konusunda ne bilebilirim...

Tahminen, vaginadaki işlev aksaklığı, kadının da erkeğin de orgazm olmasını engller...belki devenin kulağı, belki de değil...

Belkide kaçak elektrik kullanımının gizli gerekçesi olabilir... Etik bulmadığın bir eyleme, kılıf uydurmaya mı çalışıyorsun...

İki taraf da depresyona girebilir... iki taraf da, potansiyel MS adayı...

Olayı, yanı depresyonu cinsellik ile sınırlamak, yanlış ve yanıltıcı olabilir... Bir çocuğun rahatsızlığı açıklanamaz... ve fakat, rahatsızlığın tipik görülme dönemi dikkate alınmalıdır.

Demek ki ne yapmayacağız...çizmeyi aşmak yok....


Sağlıklı cinsel işlev

* Sağlıklı anatomik ve fizyolojik yapı
* Uygun fiziksel ve duygusal cinsel uyaran
* Uyaranın algılanmasını önleyen etkenlerin olmaması
* Cinselliği olumlu yönde etkileyen etkenler

Orgazm, vajinanın alt bölümünün istemsiz kasılması ile uterusun güçlü ve sürekli kasılmaları ile karakterizedir. Büyük kas gruplarında, dış ve iç anal sfinkterde kasılmalar olur. Kan basıncı yükselir, kalp atışı artar. Orgazm, üç-beş saniye sürer ve bilincin hafif sislenmesi ile karakterizedir. Uretradan sıvının geçişi erkeğe ejakülasyonun kaçınılmazlığı dönemi adı verilen yaklaşan doruk duygusunu verir


Kendini eli kolu bağlı hissetmek

Yani depresyon.... çıkış, ilaç değil... sivri ile mücadele gibi... bataklığın kurutulması kesin çözüm...

Sizi eli kolu bağlı hissettiren nedir... sağlık sorunları, iş sorunları, ekonomik kaygılar,.... sorunu bulursak çözüm daha kolay olacak....

Sağlıklı bir insanı baston kullanmaya zorlayan nedir...

Organik bir arıza mı, yoksa psikolojik... suçu plaklara yüklerseniz, yanıltıcı olabilir... plak denilen oluşum, yerinde durmaz ki....
Peki cinsel sorunlarınız olabilir mi... ereksiyon sorunu, sair aksaklıklar... ataerkil toplumun en çok izzetinefsine dokunan konu, cinsel kapasite....

Şu soruların yanıtını bilmek gerek....

MS lilerin cinsel tutumları gözlenmiş midir. Haydar Dümensiz olmaz bu iş...

Sağlıklı bir cinsel yaşamı olan MS li var mı...

İnce bir nokta....

Hangisi hangisinin sebebi...




Uykusuz gecenin düşündürdükleri

Aslanlar gibi uykum kaçtı... saat 03.00... televizyon seyredeceğim, sonraki gün rezil olabilir... Uyumak iyidir... de uyu başarabilirsen..

Vücut dengesini bozan ne olabilir... Eski bir dava dosyasındaki pazarlıkları düşünüyor ve kendime eksik buluyorum... ama bu dosyayı kapatmıştık....

Üre düzeyi mi yükseliyor... depresyon mu var... olayı kafamdan çıkaramıyorum...

Burda gizli bir mesaj mı var... konuş baken benim bilinçaltım... Evet, dürüst davrandığın için yanlış mı yaptın... Hayır yanlışlık falan yok... da diyelim ki yanlışlık yaptın... oldu da bitti...

Demek ki konu bu kadar basit değil...

Bunun altında da cinselliği ara, gülmekten bir hal olalım...
Eğer uyku kaçması depresyonla ilgili ise, biraz teknik desteğe gereksinmemiz var demektir... MS nin canına okuyacağız ya.... okuyalım arkadaş, daha ne bekliyoruz.
01 Eylül 2012 Cumartesi


Don ya da daha açık anlatımla kilot değişmsi gerek... Kısa bir uyku... acil davranmak gerektiğini görüyorsin... komik işte...

Abartma rahatsızlık mı, titizlik mi...bilinmez. Önce kendimizi norrmallere koyuyoruz... Bir ata sözü vardı... çimenler arasında sevişen kaplumbağanın umrunda mı duruşma listesi...

Sorunu yakaladık... çözüm için ne yapacağız...To be ya da not to be gibi bir şey...

Tespit edilen MS ile Depresyonun cinsiyete göre dağılımı, kadınları 3-1 öne geçiriyor...

İkisindeki oranın da aynı olması, bir rastlantı mı...

MS lilerde mi depresyon yaygın yoksa, depresyonun sonucu mu MS...

Depresyon, yoğun stres ve sonucu MS... herkeste mi... organik yatkınlık olmalı...

Stres herkeste olabilir....depresyon herkeste olabilir... MS de herkeste olabilir... uygun ortam...

Rahatsızlığın kökeni, cinsel yaşamın düzenli olması ve olmaması ile ilgili olabilir...
Kendi notlarımdan alıntı(15 Eylül 2012 Cumartesi)
İnsanın kendini eli kolu bağlı olarak düşünmesi garip bir duygu. Hareket halinin kısıtlanması, önceden hareketli bir varlık olan Ahmet için zor bir durum. (28 Eylül 2005) Kendine acıma veya öyle bir görüntü verme. Biyolojik süreç kimsenin kendi kontrolünde değil. Bir çok arkadaş, küçüklüğünde geçirdiği çocuk felci yüzünden, aksak yürümek durumunda. Keyfi bir durum veya istemle düzelecek bir şey değil

Öyleyse öğrenilmiş acizlik psikolojisinden çıkmak için iyimserliğinizi harekete geçirin ve gereksiz yere karamsarlığa kapılmayın. Karamsarlık depresyonu dopinglerken iyimserlik depresyonun ilacıdır. İyimserlik ve karamsarlık bir tercihtir. Kendi kendine gerçekleştiren kehanet gibi hangisi tercih ederseniz yüksek olasılık gerçekleşen de o olur.


Üç kuruşluk kişilere maskara olmak... bu da garip bir duygu... Kendini, köpekbalığı gibi, fil gibi... çaresiz hissetmek... Onlardan biraz daha akıllıyım... bu durum bir serap... Ve ben hala yürüyemiyorum... Kendimi mısır sanmaktan kurtulmalıyım...15 Eylül 2012 Cumartesi




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın ruhbilim kümesinde bulunan diğer yazıları...
Beynimizin Çaresizlik Oyunu
Kendini Başkasının Yerine Koymak
Doğa Düzeni ve İnsan
Ms ile Söyleşi
Duygusal Şiddet Nedir?
Hastalığın İlerlemesi Nasıl Durur
Yanlış Anlama Sanatı
Güvendiğim Dallar Elime Geldi
Kaygı ve Zihin Kaydı
Ms Sanılan Rahatsızlık Örnekleri

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türkiye ve Komşuluk
Bayındır
Başlarken
Neymiş Biliyor Musun
Atatürk ve Türkiye
Bilirkişi Raporu
Seçim Barajı
Madem ki Biliyorsun, Neden Öğretmiyorsun
Dna ve Evrim
1982 Anayasası ve Tutukluluğun Devamı Kararı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sorma İsterse [Şiir]
Kukla [Şiir]
Odabaş Tüm Şiirler [Şiir]
1001 Gece Masalları [Şiir]
Kuklacı Amca [Şiir]
Buluşalım [Şiir]
Çay Koy Ortak [Şiir]
Çay Koy Ortak [Şiir]
Geliyorum Ortak [Şiir]
Zamanın Yaptıkları [Şiir]


Ahmet Odabaş kimdir?

1963 Çarşamba/Samsun doğumluyum. Serbest avukat olarak çalışıyorum. (İzmir'de)

Etkilendiği Yazarlar:
Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Hayyam, O Veli, Aziz Nesin,


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Odabaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.