"Sevgi bilmekten doğar." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Geleceğini kararttı çocukların. Kadınlara tecavüz etti. Toprak altındaki enerji kaynaklarını çalıp ülkelerine taşıdı. Katlettikleri yüz binlerce insanın cesediyle tekrar doldurdu toprağı. İkiyüzlü Avrupa yaşanan acıyı görmezden, çığlıkları duymazdan geldi. İkiyüzlü Avrupa, kulaklarını tıkadı. Gözlerini kaçırdı. Sustu. Tamamdır efendiler..! Yazının gerisini okumaya gerek bile yok, dağılabilirsiniz. Vicdanınız rahat, yüreğiniz ferah olsun. Bir günah keçisi bulduk; Avrupa suçlu. *** Oluk gibi kan akıyordu. Lakin akan kanı makul kılacak gerekçelerimiz de yok değildi hani. O heriflerin hepsi diktatördü mesela. Ne yani; zorbaları mı savunacaktık..? Diktatör çizmesi altında inleyenlerin, işgalci tüfekleriyle katledilmesini, bilmem neresiyle tecavüz edilmesini de doğal karşılayıverdik. Daha ne yapacaktık ki..? Hatta bunlarla da yetinmedik; ara sıra ikiyüzlü Avrupa’ya küfür edip, insanlık dersi bile verdik. *** Müslüman toprağıydı o topraklar. Yüzlerce yıldır kurban kanıyla sulanmaya alışıktı. Fakat akan hayvan kanı değildi bu sefer. Oluk oluk insan kanı akıyordu. Belki de sırf akan o kan Müslümanlara ait olduğu için, yaşanan acıyı görmezden gelecek kadar ikiyüzlüydü Avrupa. Oysa İslam alemi detaycı bir yaklaşım sergiliyor, ölenler Şii’mi, yoksa Sünni’mi diye bakıyordu. *** Müslüman ülkelerin kaynakları yağmalanıp, gelecekleri karartılırken İslam alemi sustu. Birer birer değil, yüz biner yüz biner Müslüman öldürülürken sustu. İnsanlık dışı işkencelere, kadınlara eşlerinin gözleri önünde tecavüz edilmesine, hele ki bu hayasızlıklarını gurur duyarcasına internet üzerinde sergilemelerine bile seyirci kaldı. Yine sustu. Fakat aynı internete, Arapça altyazılı olmasına bakarak bile provokasyon olduğu kolayca anlaşılabilecek kıytırık bir film yüklenmesi, tıpkı Salman Rüşdi olayında, tıpkı karikatür rezaletinde olduğu gibi İslam alemini ayaklandırmaya yetmişti. Canına, malına, ırzına tecavüz edilmesine sessiz kalan İslam dünyası nihayet ayağa kalkmıştı. Ne yazık ki onların ne zaman ayağa kalkacağına bile işgalciler karar veriyor, hatta bunu kendi halkları üzerindeki İslam fobisini körüklemek için kullanıyordu. *** Bütün dünya global bir krize doğru yuvarlanıyor. Bu krizden çıkış yolu ise yeni enerji kaynakları bulmalarından geçiyor. Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafya, bu sebeple iğrenç oyunların tezgahlandığı, devasa bir tiyatroya dönüşmüş durumda. O coğrafya da yaşayan milletlerin neredeyse tamamının Müslüman olması, bir araya gelerek bu oyunu bozmaları için büyük bir şans. Ne yazık ki Müslümanları Müslümanlardan çok daha iyi tanıyan bir uygarlık karşısında, elbette bu mümkün olmayacak. Gelecekleri yağmalanırken geçmişle hesaplaşarak, din kardeşleri katledilirken dinsiz kovalayarak, ülkeleri tehdit altındayken iktidar kavgaları ve mezhep savaşlarıyla uğraşıyor İslam ülkeleri. Bırakın bir araya gelmeyi, kendi içinde parçalara ayrılıp, birbirini boğazlıyor. Hele ki böylesi hassas bir dönemde, işgalcilerle işbirliği yapanlar var ki; tarih onları unutmayacak. Eylül 2012, İstanbul Mustafa Yener
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Yener, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |