..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve çabalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Altuğ Öztürk




6 Mart 2012
Kötülüğü Örgütleyip Düzenleyenler  
Altuğ Öztürk
Yeryüzünde yaşayan genç yaşlı, kadın erkek milyonlarca insanın pek çok farklı özelliklerine rağmen ortak bazı yönleri vardır. Bunlardan biri kötülük yapma hissidir. Genelde bütün insanlarda bu his vardır. Ancak bazı insanlar, ihtiyaç duyduğunda içlerindeki bu isteği harekete geçirebilir. Genellikle çevresinden tepki almaktan çekinen bu insanlar akıllarındaki kötülükleri ortaya koymaktan kaçınır ve gizli olarak yaparlar.


:AGDJ:
Yeryüzünde yaşayan genç yaşlı, kadın erkek milyonlarca insanın pek çok farklı özelliklerine rağmen ortak bazı yönleri vardır. Bunlardan biri kötülük yapma hissidir. Genelde bütün insanlarda bu his vardır. Ancak bazı insanlar, ihtiyaç duyduğunda içlerindeki bu isteği harekete geçirebilir. Genellikle çevresinden tepki almaktan çekinen bu insanlar akıllarındaki kötülükleri ortaya koymaktan kaçınır ve gizli olarak yaparlar.

Peki, milyonlarca insan bu ortak dili nereden öğrenmiştir? İnsanları kötülük yapmaya sürükleyen, teşvik eden sebep nedir? Sorunun cevabı; amacı bu ortak dili tüm dünyaya yayarak kendi gibi zalim ve acımasız toplumlar oluşturmak olan şeytandır. Şeytan insanların zarar görmesi için elinden geleni yapmış ve kıyamete kadar da yapacağına yemin etmiştir. Bu gerçek Kuran’da şöyle geçer:

Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım. Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın." (Araf Suresi, 16–17)

"(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir..." (Yusuf Suresi, 53) ayetinden de anlaşıldığı gibi, şeytan ve nefis insana var gücüyle kötülüğü emreder.

Şeytanın tuzağına düşen kimi insanlar dünyada sahip olmak istedikleri her şeyi şeytanın yöntemiyle elde edeceklerini düşünürler. Kuran ahlakından uzak yaşayan insanlar şeytanın yolundan gider ve nefislerinin arzu ettiği şeyleri yapmak için sınır tanımazlar. Vicdanlarının sesini bastırıp çıkarları doğrultusunda hareket ederler. Bu tip insanlarla hayatımızda sıkça karşılaşırız.
‘Görmedin mi, biz gerçekten şeytanları, kafirlerin üzerine gönderdik, onları tahrik edip kışkırtıyorlar.’ (Meryem Suresi / 83)

Şimdi şeytanın emrine giren, kötülüğü örgütleyip düzenleyen insanlardan bahsedelim. Müminlerin arasında yaşayan ve mümin taklidi yapan münafıklar, gerçekte iman etmedikleri halde iman etmiş gibi gözüküp müminlerin arasında çıkar elde etmeye çalışırlar. Ancak isteklerine ulaşamadıkları noktada müminlerin arasından ayrılıp onlara zarar vermek için örgütlenirler ve aralarındaki birliği bozmaya çalışırlar. Şeytanı dost edinen bu insanlar son derece bencil, nankör ve güvenilmezdir. İyiliğe engel olup kötülük yapmak için yarışırlar. Amaçları müminlere zarar vermektir ve bunun için iftira atmaktan dahi kaçınmazlar.

İnsanlardan öyleleri vardır ki: 'Biz Allah'a ve ahiret gününe iman ettik' derler; oysa inanmış değillerdir. (Sözde) Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır. (Bakara Suresi, 8–10)

Şeytani planlar yapan bu insanlar genelde geceleyin örgütlenirler. Gizlilikle yürüttükleri planlarla müminlere zarar vermeye çalışırlar. Ancak Allah her zaman müminlerin yanındadır ve kötülükleri tasarlayıp kuranlar için acı bir azabı müjdelemektedir.

Onlar, insanlardan gizlerler de Allah'tan gizlemezler. Oysa O, kendileri, sözden (plan olarak) hoşnut olmayacağı şeyi 'geceleri düzenleyip kurarlarken,' onlarla beraberdir. Allah, yaptıklarını kuşatandır.(Nisa Suresi,108)

Kuran’da münafık karakterine örnek gösterilen Samiri, Hz. Musa’nın kavminde yer almasına rağmen Musa’nın yokluğunda kavmi şaşırtıp doğru yoldan saptırmak için elinden geleni yapmıştır.
Dediler ki: "Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı."
Böylece onlara böğüren bir buzağı heykeli döküp çıkardı, "İşte, sizin ve ilahınız, Musa'nın ilahı budur; fakat (Musa) unuttu" dediler. (Taha Suresi, 87 -88)

Kötülüğü örgütleyip planlayanlar geçmişte de vardı, bugün de varlığını devam ettiriyor.
Günümüzde dışarıdan bakıldığında oldukça insancıl ve iyi hizmetler verdiği düşünülen masonlar, gerçekte ‘dinsiz bir dünya’ oluşturma çabasındadır. Masonluğun temeli ‘hümanizm’ felsefesidir. Hümanist felsefe akımının öncüsü olan Julian Huxley :

‘‘Ben "hümanist" kelimesini kullanırken, insanın, aynı bir bitki ya da hayvan gibi, doğal bir varlık olduğunu kastediyorum. Yani insanın bedeni, zihni ve ruhu, doğa üstü bir güç tarafından yaratılmamış, aksine evrim süreci sonunda oluşmuştur. Dolayısıyla insan, herhangi bir doğa üstü gücün kontrolü ya da yol göstericiliğine değil, sadece kendi varlığına ve kendi gücüne inanmalıdır.’’ (Yüce Allah’ı tenzih ederiz.)
Sözleriyle masonluğun temelinin dinsizliğe dayandığını ispatlamaktadır. Masonlar gizli bir örgüttür ve kendi çıkarları doğrultusunda her şeyi yapabilecek zihniyettedirler.
'Gizli toplantıların fısıldaşmalarından' (kulis) men' edilip sonra men' edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygamber'e isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selamladığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi kendilerine: "Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azab etse ya." derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir. (Mücadele Suresi,8)
Hz. Adem’den bugüne kadar faaliyetlerine devam eden şeytan, insanları kendisiyle birlikte cehennem ateşine sürüklemek için çabalarını kıyamete kadar devam ettirecektir. Ona uyanlar için ise Allah’ın büyük azabı mutlaka gerçekleşecektir.
‘Artık 'kötülüğü örgütleyip düzenleyenler', Allah'ın, kendilerini yerin dibine geçirmeyeceğinden veya şuuruna varamayacakları yerden azabın gelmeyeceğinden emin midirler?’ (Nahl Suresi,45)

Altuğ ÖZTÜRK








Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İman Hakikatleri İmanımızı Artırmak İçin Vesiledir
Hz. İbrahim
Samimi İman
Nefretin ve Şiddetin Kaynağı Dinden Uzak Yaşam
Medyanın Gücü
Kuran Ahlakından Uzak Yaşayan Toplumlar
Dini Alaya Alan Fıkralara Gülmek
Boşanmalarda Kadınlar Mağdur Edilmemeli
Güzel Ahlakta Kararlı Olmak
Müslümanlar İçin Birlik Zamanı

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ramazan ve Oruç
Çözüm İslam Birliği
Dürüstlükte Kararlı Olmak
Şeytanın Oyunları
Hayat Tesadüf Değildir
Denizatı
Kuran'ı Okumak
Ne İçin Yaratıldığımızı Unutmayalım
Bakteriler
İbadette Azla Yetinmek Mümine Yakışmaz

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Her İşte Hayır Olduğuna İnanmak [Eleştiri]
Özgürlüğe Tutsak Olmak [Eleştiri]
Hz. İbrahim [İnceleme]


Altuğ Öztürk kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Altuğ Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.