Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
- birinci bölüm - Melis ve can laptopları kucaklarında birbirleriyle konuşmaktadırlar.. her konuşmada msn sesi duyulur.. (can ve Melis gözlüklüdür..) Can:Melis nbr? Napıyosun? Melis:iyidir can sen napıyosun? Can:hiiç, takılıyorum nette.. Melis:yaa ben çok sıkıldım hadi oyun oynayalım, ne dersin? Can:olur Melis, ne oynayalım? Iııı.. şeyy oynayalım mı, mario? Melis:olur oynayalım ama ben mario olurum sen luigi ol. Can:tamam olur.. peki sen mi bize geliceksin ben mi size geleyim? Melis:sen gel bize annem dışarı çıkmama izin vermiyor. Can:tamam o zaman sen aç oyunu ben geliyorum. Melis:tamam. Melis:hoş geldin can. Ben de oyuna başladım, birinci hakkım gitti, sıra sende. Can:iyi çekil bakalım o zaman ben oturayım. (oturur) bak şimdi nasıl geçicem seni iyi izle. Melis:hahaha, geç te görelim bakalım.. (bir süre oynarlar, eğlendikleri görülür, gülüşmeler, şakalaşmalar..) Melis:aa yandın işte sıra bende.. Can:game over.. hahahaa ben kazandım J Melis:annem yemeği hazırlamış, gel yemek yiyelim. (çıkarlar) Ali ayşe’nin kapısı önüne gelip ayşe’ye seslenir. Ali:aaaaaayyyşeeeee.. aaaayyşeeeeeee… aaaayşeeeeeeeeee.. Ayşe:efendiiimm.. Ali:nezaman çıkıyosun dışarı? Hadi gel oyun oynayalım.. Ayşe:kahvaltı yapıodum birazdan bitirir gelirim sen bekle.. Ali:(yerden taş toplar ve kendi kendine şarkı söyler..) Ayşe: aliii.. Ali: geldinmi J Ayşe:evet, ne oynuyoruz? Ali:5 taş biliyomusun? Ayşe:hayır bilmiyorum, öğretirmisin. Ali:tabi öğretirim gel otur şöyle.. bak şimdi, önce taşları böyle yere atıyosun. Sonra bitanesini alıp havaya atıyosun aynı elinle diğerlerini tek tek topluyosun. Sonra yine toplayıp atıyosun hepsini, bu kez ikişer ikişer topluyosun. Sonra bi üçlü bi tekli topluyosun. Sonra 4ünü birden almaya çalışıyosun. Sonra elini koyup üstünden atıyosun, bitanesi yasaklı oluyor ona dokunmadan kale gibi yaptığın elinden geçirmeye çalışıyosun tek tek. Hepsini geçirdikten sonra en son ebeyi geçiriyosun tek seferde. En sonunda taşları avcuna koyuyosun havaya atıp elinin üstünde durduruyosun, sonra tekrar havaya atıp avcunda yakalamaya çalışıyosun. Ne kadar taş yakalarsan o oyundaki puanın oluyor. Yeni oyuna başlıyoruz. Anladın mı? Ayşe:evet anladım ama sıra nasıl geçiyor, karşıya. Ali:taşı düşürürsen, ya da yerden alamazsan, ya da yasak taşa değersen sıra karşıya geçer. Kaldığın yerden devam edersin. Ayşe:tamam o zaman hadi başlayalım. Ali:al ilk sen başla. Ayşe:Tamam ve bakalım.. (oynarlar, eğlenirler, gülüşmeler, şakalaşmalar vs..) Ali:Melis ile can yine yok ortalarda, gördün mü hiç bugün onları? Ayşe:hayır, görmedim. En son okulda görmüştüm ikisini de. Ali:ben de en son okulda gördüm. Ne yapıyorlar acaba? Evde hiç sıkılmıyorlar mı? Ayşe:bilmem. Ali:gidip çağıralım mı onları da? Ayşe:hadi gidelim.. Ali-Ayşe:caaaaaaan.. caaaaaann.. caaaaaaann.. (ses gelmez) Ali-Ayşe:caaaaaaan.. caaaaannn.. caaaaann.. Ali:evde yok heralde, gel bi de Melislere bakalım. Ayşe :hadi bakalım. Ali-Ayşe:meliiiiiisss.. meliiiiisss.. meeeeeellliiiisss.. (ses gelmez) Ali-Ayşe:meliiiiiisss.. meeeelliiisss.. meeliiiiisss.. Melis:kim ooo? Ali-Ayşe:biziz ali, ayşe. Melis:nolduuuu? Ali:biz oyun oynuyoruz dışarıda gelsene sen de Melis:yok ben gelmicem Ayşe:neden gelmiyosun, bak hava ne güzel dışarıda Ali:can’da yok evde onu da çağırıcaktık bulamadık sana geldik Melis:can burada biz mario oynuyoruz Can:ali-ayşe ne haber, napıyosunuz? Ali:dışarıda oyun oynuyoruz gelsenize siz de Can:biz de oyun oynuyoruz burada, çok güzel mario. Siz gelin hadi. Bak maç oyunu da var pes 2012 yeni çıktı gel pes atalım Ali:ben bilmiyorum bilgisayarda oynamayı, bende top var gel dışarıda oynarız, daha eğlenceli olur Can:gelin olm ben sana öğretirim, çok kolay. Joyistik var, üzerlerinde düğme var, onlardan soldakilerle adamları yönlendiriyosun aşağı yukarı falan, sağdakilerle de şut çekiyosun pas veriyosun orta yapıyosun, öndeki tuşlardan biri hızlı koşma, diğeri adam değiştirme.. Ayşe:ben hiçbişey anladım. Ali:valla ben de anlamadım.. Melis:gelin o zaman mario oynayalım. Ne dersiniz. Ayşe:ya siz gelin istop oynayalım, yakan top oynayalım Ali:yakalambaç, saklanbaç, seksek, birdirbir.. Ayşe:evet bisürü oyun var Can:bizde de çok oyun var, araba yarışı, maç oyunları, fifa, pes, dövüş oyunları, strateji oyunları, age of, counter.. Melis:mario var, hugo var.. Ayşe:gelmiyosanız biz ali ile ip atlamaya gidiyoruz Ali:aaa evet iyi fikir. Biz gidiyoruz o zaman gelmiyosanız Can:daha erken ya, biz akşam çıkarız, çıkarsak. Şimdi bilgisayarda oynucaz. Ali:tamam o zaman akşam görüşürz. Ayşe:hadi hoşçakalın.. Melis:gülegüle.. (ali-ile ayşe çok eğlenirler.. can ile Melis biraz oynadıktan sonra elektrik kesilir.. ne yapacaklarını bilemezler. Canları çok sıkılır.. en sonunda dışarı çıkmaya karar verirler..) Can:off ya tam da rekor kırıcaktım L(( sırasımıydı şimdi elektriklerin kesilmesinin.. Melis:evet ya ben de çok heyecanlanmıştım ne güzel hiç yanmadan gidiyodun.. Can:çok canım sıkılıyor yaa.. Melis:benim de yaa.. Can:hadi ali ile ayşeyi bulalım ozaman. Onların yanına gidelim bakalım ne yapıyorlar.. Melis:evet hadi gidelim bakalım.. nereye gitmişlerdir sence.. Can:ip atlıcaz demişlerdi en son. Melis:ağacın altına gitmişlerdir, orası gölge hep orda oynuyorlar.. Can:tamam oraya gidip bakalım o zaman.. Melis:eee burada yoklar can? Can:ama ip burada baksana.. Melis:saklanıyor olmasınlar? Can:bizim buraya geliceğimizi biliyolarmıydı ki? Melis:bilmem tahmin etmiş olabilirler, ya da görmüş olabilirler. Can:şimdi de bizimle oyun mu oynuyorlar yani? Melis:evet saklanbaç oynuyorlar J) Can:o zaman biz de oyuna katılırız.. (Melis ve can bisüre oraya buraya bakınıp ali ve ayşeyi aramaya çalışırlar.. fakat bulamazlar, sonra da aliiii, ayşeee diye bağırıp çağırırlar ama bitürlü ali ve ayşeyi bulamazlar.. ağacın altına oturup konuşmaya başlarlar..) Can:bence onlar eve gitmiştir, ipi de burada unutmuşlar Melis:bence de öyle, hadi o zaman ipi alıp götürelim ali’ye Can:ali’ye niye götürüyoruz, ip ayşenindir Melis:neden öyle diyosun ki, ya alininse? Can:ya olur mu öyle şey, hiç erkekler ip atlar mı? Melis:atlamazlar mı? Can:ben atlamam. Melis:sadece kızlar mı atlar yani? Can:evet Melis:bence sen atlayamıyosun da ondan öyle söylüyosun Can:olur mu öyle şey, ben tabiî ki de çok iyi ip atlayabiliyorum. Ama atlamam, çünkü erkekler ip atlamaz Melis: öyle mi gerçekten? Ama ben ali’yi atlarken görmüştüm. Çok eğleniyordu hemde.. Can:gerçekten mi? Melis:evet.. sen atlayabiliyor musun bana göstersene bikere.. Can:bilmem ki..ya biri görürse Melis:kimse yok ki burada sadece ikimiz varız.. Can: öyle mi? Emin misin? Melis:evet eminim sadece biz varız hadi atla da görelim bakalım.. ( can ipi kendinden emin bi şekilde alır, atlamaya çalışır fakat her seferinde ipe ayağı dolaşır, düşer.. bitürlü beceremez atlamayı.. en sonunda itiraf etmek zorunda kalır..) Can:ya aslında ben ilk defa ip atlıyorum, biliyomusun. Daha önce hiç denememiştim. Melis:evet çok belli J) Can:çok güldün, hadi bakalım sen atla da ben göreyim bu sefer Melis:ben atlayabiliyorum demedim ki ama Can:olsun bütün kızlar ip atlamayı bilirler ama sen bilmiyomusun yoksa Melis:hiç te bile, bütün kızlar ip atlamayı bilmez. Ben bilmiyorum mesela, daha önce ben de hiç ip atlamadım Can:hadi yaa.. ama çok eğlenceli demiştin Melis:ben onu ali ve ayşe için söyledim. Çok eğleniyorlardı onları ip atlarken gördüğümde Can:peki biz de öğrensek eğlenebilir miyiz? Melis:olabilir aslında ama nasıl öğrenicez ki? Can:bak böyle yapıyosun..(tekrar ipi alır atlamaya çalışır fakat yine beceremez düşer..) Melis:(kahkahalar içinde ipi alır o da dener ancak o da takılıp düşer) (Melis ve can yerde oturmuş, mahçup olmuş, somurtkan bişekilde birbirlerine bakmaktadırlar.. ali ve ayşe gelir) Ali:heeyy, ne yapıyorsunuz orda? Ayşe:bize niye haber vermediniz dışarı çıkarken Can:buradasınızdır diye geldik ama yoktunuz Ali:biz ip atladık sonra acıktık yemek yemeye gittik. İpimizi unutmuşuz burada onu almaya geldik şimdi Can:ip burada ama nasıl atlıyosunuz göstersene bi Ali:çok kolay bak böyle atlıyosun.. bir ki üç.. Ayşe:evet sıra bende bak böyle, bir ki üç.. Melis:nasıl öğrendiniz peki, bizede öğretirmisiniz? Ayşe:tabiî ki.. (ali ve ayşe ip atlamayı Melis ve cana öğretmeye çalışır.. fonda müzik çalar.. can ve Melis denerler denerler ve en sonunda öğrenirler.. ip atlarken çok güzel eğlenirler.. zaman çok çabuk geçer, akşam olur ve evlerine dağılırlar..) Ali: ne kadar eğlenceliydi değimli ne güzel eğlendik Can:eh işte fena değil.. ama counter strike daha güzel. Daha heyecanlı böyle silahlar var vuruyosun düşmanları Ali:bilmiyorum hiç oynamadım ama ben bilgisayar oyunlarını sevmiyorum, sokak oyunları daha güzel, dışarıda oynanan oyunlar daha eğlenceli Can:gel bak bi oynayalım o zaman görürsün hangisi daha eğlenceli Ali:bilmem, sanmıyorum ama senin hatrına denerim Can:tamam bize gel o zaman evden izin alıp, oynayalım Ali:tamam gelirim Ayşe:çok sevdin ip atlamayı melis, istersen yarın da atlayalım ne dersin Melis:ama ben oyun oynuyorum bilgisayarda çok eğlenceli Ayşe:bence dışarıda oyun oynamak daha eğlenceli Melis:sen bilgisayarda oyun oynamıyomusun Ayşe:hayır hiç hoşuma gitmiyor bilgisayar oyunları. Sadece film izliyorum ve müzik dinliyorum bilgisayarda. Televizyon bile izlemiyorum hiç. Derslerimi yaptıktan sonra ali ile dışarı çıkıyoruz ve bazen ip atlıyoruz, bazen voleybol oynuyoruz, bazen seksek oynuyoruz, bazen de saklambaç.. Ali:Melis istersen yarın sen de gel derslerini bitirince çıkarmısın dışarı? Melis:bilmem olabilir aslında ama mario da bi bölüm var orayı geçince gelirim. Bugün tam geçiyoduk elektrik kesildi Can:evet ya tam da rekor kırıyodum, hiç yanmamıştım Ayşe:iyi o zaman biz yine uğrarız yarın istersen gelirsin Melis: tamam görüşürüz, iyi akşamlar Ayşe:iyi akşamlar Ali: iyi akşamlar Can:iyi akşamlar Ali:(dışarıdan seslenir) caaan.. caaaan.. caaaan.. (can bilgisayara dalmış alinin sesini fark etmemektedir. Ali’de bikaç taş alır ve atar, taşlardan bitanesi can’a denk gelir ve can oyunu durdurup bakmaya gider..) Ali:caaaaan, bengeldim açsana kapıyıııı.. Can:kafamı kırsaydın ali. Tamam açıyorum kapıyı Can: ne yapıyosun olm, resmen taşlamışsın evi Ali:sen de duymuyosun hiç, o kadar bağırıyorum Can:en önemli bölümü geçiyordum sen de tam zamanını tutturmuşsun ama Ali:ne oynuyosun Can:counter, bak şu bitsin sana da gösteririm Ali tamam (bi süre oynar sonra ali’ye oynamayı gösterir fakat ali bir türlü beceremez hep yanar ve sıkılır, bırakır..) Ali:can ben sıkıldım, hiç eğlenceli değil Can:öyle deme ya, oynayamadığın için sana öyle geliyor, çok zevkli aslında Ali:ben hiç zevk almadım valla o yüzden bana bişey ifade etmiyor Can:istersen pes atalım olur mu? Futbol oyunu sever misin? Ali:futbol değil ama top oyununu severim Can:hangi takımı alıcaksın sen Ali:Beşiktaş Can:ben de real madridi alıcam ama çok güçlü olurum, sen barcelonayı alsana Ali:olsun ben beşiktaşı alıcam Can:iyi bakalım.. (can aliye nasıl oynandığını göstermeye çalışır, (fonda yine müzik) sonra biraz oynarlar, gol atan sevinir, genelde can sevinmektedir, ali yine sıkılır ve oyunu bırakır..) Ali:geç oldu artık ben eve gitsem iyi olur Can:sevmedin mi bunu da Ali:ne yalan söyleyim pek sevmedim Can:öğrensen aslında hoşuna gider ama neyse sonra bidaha oynadığımızda eğlenirsin Ali:yok bidaha oynamam ben sokak oyunlarını daha çok seviyorum, hem ne öyle oturuyosun saatlerce küçüçük ekrana bakıyosun, oturmaktan belin, bakmaktan gözlerin ağrıyor.. Can:evet aslında doğru söylüyorsun, belim neden ağrıyor diyorum bende, bi de gözlerim kızarıyor, sulanıyor hep Ali:yaa bak gördün mü bunlar hep bilgisayar oynamaktan oluyor, sokak oyunları oynasan hem hava alırsın dışarıda hem de bedenini çalıştırdığın için spor yapmış olursun ve sokaktaki insanlarla oynadığın için gerçek yaşamdan kopmamış olursun, yeni kişilerle tanışırsın, yeni arkadaşların olur, bu daha güzel değil mi? Can:hmmm.. şeyy.. aslında evet doğru söylüyorsun ali, o zaman yarın dersler bittikten sonra beni de çağır dışarıda oynayalım. Ali:tamam çağırırım, hadi iyi akşamlar can Can:iyi akşamlar ali.. -ikinci bölüm- Melis:can iyi izle son bölüme geçtim oyunu bitiricem. Can:hadi bakalım, ben bunu bitireli çok oldu, bakalım sende prensesi kurtarabilecekmisin Melis:tabi kurtarıcam hem de senin puanından daha fazla puanla Can:görücez bakalım Melis:hiç yanmadan geldim buraya kadar Can:ben bikere yanmıştım, 2 canla bitirdim oyunu Melis:ben hiç yanmadan bitiricem, hahahaa.. Can:görücez.. Melis:yaşasııınn, yuppiii.. heeeyyyy.. bitrdim, bitirdim, bitirdim.. oley oleyyyy ooooleeeyyy… Can:tebrik ederim Melis, gerçekten beni geçtin.. (bi süre sonra..) Can:ee şimdi napalım? Melis:yeniden oynayalım mı? Can:yok ya, yeter hep aynı şey sıkıldım ben başka oyun oynayalım mı? Melis:ben başka oyun bilmiyorum ki Can:counter oynayalım, pes atalım Melis:offf, onları sevmiyorum ben Can:aslında benim de artık bilgisayar oynayasım yok, oyunların hepsini bitirdim Melis:pufff ne yapsak acaba.. (Ali ve ayşe gelir, dışarı çağırırlar) Ali:caaaaannnn.. Ayşe:meeliiiiisss.. Ali:meliiiisss.. Ayşe:caaaannn.. Can:aaa dışarı çıkalım mı? Melis:iyi fikir, hadi dışarı çıkalım Can:ali, ayşe bekleyin geliyoruz Melis:bekleyin geliyoruuzz.. Can:nasılsınız, napıyosunuz Ali:derslerimizi bitirdik dışarı çıktık oyun oynamaya Ayşe:siz ne yaptınız Melis:biz de oyun oynadık bilgisayarda, mario’yu bitirdim hiç yanmadan hem de, can’ı geçtim, rekor kırdım Can:tamamen şansına işte, ballı Melis, ballı Melis Melis:hiç te bile, bal değil bilek bilek Ali-ayşe:hahahahaaa.. Can:her neyse, ne oynucaksınız bugün? Ali:bugün seksek oynucaz ama siz derslerinize çalışmamışsınız ki, mario oynamışsınız Can:ya akşam çalışırız biz, ne dersi şimdi Ali:olur mu olum, okuldan sonra eve gidip hemen tekrar etmen gerek dersleri ki pekişsin. Bi de hemen verilen ödevleri yap hemen kurtul. Hem iyi öğrenmiş oluyosun hem de ödevleri yapmayı unutmamış oluyosun, aradan çıkıveriyor bidaha özgürsün istediğini yap.. dışarı çık , oyun oyna, eğlen işte.. Can:tamam ya hallederiz Melis:evet akşam hallederiz dersleri sorun değil, ama şimdi ne oynucaz hadi oynayalım.. Ayşe:seksek oynucaz.. Melis:o nasıl oynanıyor göstersene Ayşe: bak şimdi, önce yere çizgileri çiziyoruz, 8 tane çizgi.. ilk üçü arka arkaya sonra 4-5 yan yana sonra 6 tek ve 7-8 yan yana.. bunları çizdikten sonra elimize bir taş alıyoruz. Ve 1den başlıyoruz. Taşı attığımız kareye basmadan diğer kareleri seke seke dolaşıyoruz en son geri dönerken taşımızı alıp çıkıyoruz. Bunu yanmadan 8e kadar ilk kim yaparsa oyunu kazanıyor.. anladınız mı? Can:be anladım, ver taşı hemen oynayayım. (hemen atılır ancak ilk seferde yanar..) Ali-ayşe:hahahaaaa.. Ali: öyle değil bak böyle.. (hemen hızlı bi şekilde oynar) anladın mı? Melis:ver bakalım, şimdi ben deneyeyim.. ( o da aynı şekilde yanar..) Ali-ayşe:hahahaaa.. Ayşe:acele etme, iyi bak, dikkat et, çizgilere basma! ( bu sefer ayşe oynayarak gösterir) (can ve Melis her seferinde daha iyi olmaya başlarlar, yavaş yavaş öğrenirler ve eğlenirler.. ara da bir ali ve ayşe yanar Melis ve can gülerler.. bu sırada fonda yine müzik çalmaktadır..) Can:yuppiii.. kazandım, ben kazandım ben ben :.. oleeyy oleyyy.. Ali:tebrik ederim can, gerçekten çok başarılısın hemen öğrendin ve kazandın Ayşe:tebrikler can. Gördüğün gibi çok eğlenceli değil mi? Can:evet çok eğlenceli hadi bidaha oynayalım, bidaha.. Melis:evet bidaha oynayalım, busefer ben kazanıcam.. Ali:ama akşam oldu hava kararıyor, sonra yine oynarız. Hem daha başka oyunlar da var onları da oynarız Ayşe:evet yarın da onları oynarız Melis:tamam o zaman ama şimdi napıcaz Can:Melis sen bize gel bilgisayar oynayalım olur mu? Melis:ne oynucaz peki? Can:bende yeni bi oyun var, gösteririm sana çok beğeniceksin Melis:tamam olur, hadi gidelim o zaman. Ali: ee o zaman iyi akşamlar size Ayşe:hadi iyi akşamlar, görüşmek üzere Melis-can:iyi akşamlar.. (ali ve ayşe gittikten sonra can ve Melis tekrar gelirler..) Melis:ee niye buraya geldik can, hani size gidip bilgisayar oynucaktık Can:ya ne bilgisayarı kızım, ne güzel seksek var burada baksana, hadi oynayalım ben çizgileri çiziyorum Melis:yeni oyun demiştin ya Can:al sana yeni oyun işte, ne kadar eğlenceli baksana Melis:evet aslında bilgisayardan çok daha eğlenceli Can:eveett, çizdim çizgileri, hadi sen başla Melis:tamam.. (yine fonda müzik çalarken can ve Melis eğlenirler.. oyunu Melis kazanır ve çok mutlu olur, beraber eve giderler..) -üçüncü bölüm- (Melis ve can sokakta oturup sabırsızlıkla ali ve ayşe’nin gelmesini beklerler..) Can:ya nerde kaldı bunlar, bekle bekle sıkıldım valla Melis:o zaman gel biraz bilgisayar oynayalım, onlar gelene kadar Can:ben bilgisayarı sevmiyorum artık, hiç eğlenceli değil Melis:önceden öyle demiyordun ama, tabi mario’da seni yenince bidaha benimle oynamıyosun dimi Can:yaa ne alakası var, diğer oyunların hepsinde ben yeniyorum seni Melis:o zaman niye sıkıldın bilgisayardan Can:oturduğun yerden bi makinenin başında tek başına zaman geçiriyosun, üstelik sandalyede belim ağrıyor, baksana ikimizde de gözlük var, gözlerimiz bozuldu bilgisayar oynamaktan, kamburlaştık iyice Melis:haklısın, bilgisayar çok zararlı bi makine, onu oyun oynamak için kullanmamalıyız bence Can:bence de öyle, hem dışarıdaki oyunlar daha eğlenceli. Ali ve ayşe biran önce gelseler de yeni oyun öğretseler bize Melis:evet ya nerde kaldılar bunlar.. (ali ve ayşe Melis ve can’ın yanına gelirler) Can:oleyyy be geldiler, geldiler –aşırı sevinçli- Melis:neredeydiniz ya, çok canımız sıkıldı sizi beklerken Ali:ev ödevlerimizi yapıyorduk, derslerimizi tekrar ettik, yemeğimizi yedik öyle çıktık Can: ya boş ver şimdi ödevi yemeği falan hadi yeni oyunlar oynayalım Ayşe:siz ödevlerinizi yaptınız mı bakalım? Önce dersler, sonra oyunlar Melis:ya sizi niye ilgilendiriyor bizim ödevlerimiz? Ayşe:çünkü öğretmen, arkadaşlarınızın derslerine yardım edin, bilmediklerinizi, yapamadıklarınızı önce arkadaşlarınıza sorun sonra bulamazsanız gelin bana sorun demiyor mu? Can:yani? Ayşe:yani şimdi biz sizin derslerinizi düşünmezsek, siz kötü not aldığınızda öğretmenimiz bizim size yardım etmediğimizi düşünecek Can:ya boşver annem gibi konuşuyosun aynı haa, hadi oyun oyun oyun.. Ali:bak can, anne ve babamızın sözünü bazen dinlemek istemesek te onlar bizim yiliğimizi istedikleri ve bizi düşündükleri için böyle davranıyorlar ama asıl iyi arkadaşlıklar edinirsek yani anne ve babamızın bizi düşündüğü gibi düşünen arkadaşlarımız olursa işte o zaman güzel ve uzun süreli dostluklar kurar, hayatta başarılı oluruz. Melis: ali doğru söylüyor can, bence bizim en iyi arkadaşlarımız ali ve ayşe. Çünkü onlardan başka kimse bizim derslerimizle ilgilenmiyorlar. Hep bilgisayar oyunları hakkında konuşuyorlar bizimle. Çok şanslıyız onlar ali ve ayşe gibi arkadaşlarımız olduğu için Ayşe:teşekküre ederim Melis, biz de başka arkadaşlar bulamıyoruz artık sokakta. Kimse dışarı çıkıp oyun oynamıyor artık, herkes evinde ya tv izliyor ya da bilgisayar oyunu oynuyor, internette konuşuyorlar birbirleriyle hep Ali:feybukmudur nedir, o çıktı çıkalı yüzyüze görüşmeyi unuttu herkes, hepsi bir saklambaç oyunu gibi sanal profillerin arkasına saklanıyorlar Can:saklambaç mı? o nasıl bir oyun? Ali:benim en sevdiğim oyun Ayşe:benim de Melis:hadi yaaa, çok merak ettim nasıl bi oyun, hadi oynayalım hemen Ali:tamam o zaman. Şimdi hooop güm yapılarak ya da sayışarak bir ebe seçiliyor. Sonra ebe bir duvara kapanıp 1den kaça kadar belirlendiyse o sayıya kadar sayıp, sayma sırasında saklanan arkadaşlarını aramaya ve görünce duvara gelip onu sobelemeye çalışıyor. Diğerleri de ebe görmeden duvara koşup ebe değilim deyip ebe olmaktan kurtuluyor. Sobelenen 1 kişi ise o ebe oluyor 1 den fazla ise kimin ebe olacağına ebe karar veriyor. Eğer ebe yanlış kişiyi sobelerse o zaman çanak çömlek patlıyor ve ebe kişi tekrar ebe oluyor. Anlaşıldı mı? Can:çanak çömlek kısmını anlamadım yani nasıl çanak çömlek patlıyor? Ali:şimdi sen ebesin ya ayşeyi Melis sanıp Melis sobe dersen ve oradan ayşe çıkarsa çanak çömlek patladı diyor ve herkes saklandığı yerden çıkıp geliyor sen tekrar ebe oluyorsun. Tamam mı? Can:haa, tamam tamam anladım.. hadi oynayalım. Kim ebe olucak? Ali:ben olayım hadi bu sefer. Burası da duvar olsun. 1-2-3.. (herkes saklanır ve Melis ile ayşe kostümleri değişir, ali melisi ayşe sanar ve ayşe sobe deyince çanak çömlek patladı derler hep birlikte ve ali tekrar saymaya başlar.. müzik girer ve oyun biter..) Yazan: ULAŞ TUZAK İzmir 2011
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ulaş Tuzak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |