Şiir, seçmek ve gizlemek sanatıdır. -Chateaubriand |
|
||||||||||
|
Amansız bir zamanda ruhum göçerken bedenimle birlikte bu dünyayı terk etmeyi düşünmüştüm. Dahası ölenler için hep öyle olmuştu ve benim için de öyle olacağını sanmıştım. Oysa olmadı. Hatta iyi ki de olmadı… Ruhum göçtü, bedenimin bir kısmı göçtü ama yüz’üm göçmedi, göçemedi… O, geride kaldı. Tıpkı romanlardaki, resimlerdeki gibi ve dahası filmlerdeki gibi… Yok yok filmlerden bile daha gerçek bu… Çünkü o hala yaşıyor ve hala aranızda dolaşmakta… Ve siz hala ona bakıyorsunuz… Tıpkı hiç ölmemiş, gitmemiş gibi… Evet, o yüz benim idi… Ben, zamansız bir anda terk ederken bu dünyayı düşüncelerimin, ifadelerimin ve dahası yüzümün bu dünyadan silineceği ve hiçliğin dehlizlerine dalacağı korkusu sarmıştı beni. Ve o korkuyla gidiyorum diye her şeyin bir anda biteceğini sanmıştım. Şükür ki öyle olmadı… Benden bir parça da olsa sadece suretim geride kaldı. Zaten o yeterdi geride kalmaya… Çünkü bir düşünür dememişmiydi: “Kişiyi suretinden tanırız diye…” Evet sizlerde o suretime bakarak benim nasıl birisi olduğumu tanıyacağınıza eminim. Aslında kendimi bizzat anlatmak isterdim ama pek mümkün değil. Ama yine de siz siz o surete iyi bakın ve beni iyi anlayın… Evet, o yüz benim idi… Ben öldüm ama o ölmedi, aranızda ve yanınızda… Ve ilginçtir hiç bugüne kadar görmediği ilgiyi bugünlerde görüyor… Ve her yerde o konuşuluyor, o tartışılıyor… Hatta “Yüzsüzlere büyük müjde!” diye oldukça alaycı espriler de yapılıyor. Radyolar onu anlatıyor, televizyonlar ha bire onu gösteriyorlar, gazeteler de boy boy onu manşet yapıyorlar… Ha anlatayım geçen gazetede bu yeni resmimi gördüm ve çok da sevindim, çünkü gazeteye o kadar çok yakışmıştım ki… Ve şunu da düşünmedim değil; ömrüm boyunca hiç gazetede çıkmamıştım, üçüncü sayfada bile… Meğer nasip ölmekten sonraymış manşetten çıkmak… Ama yine de gerçekten güzeldi… Evet, o yüz benim idi… Herkes onu konuşuyor, onu tartışıyor: “iyi oldu.” diyenler de var “kötü oldu.” diyenler de… Ve inanın ben hiçbirine aldırmıyorum. Çünkü Bana sorsanız eğer bence iyi oldu… Ama tam da emin değilim hani, bir de bunu gidip sevenlerime sorabilsem diyorum… Ve biliyorum ki zaten onlar benim adıma karar almışlar, yani; dahası ben öldükten sonra da, beni yine görmek istemişler. Bu sonucu çıkardığımı ilk başta söylemeliyim. Ama yine de merak ediyorum işte… Yani sevdiklerim; Annem, karım, çocuklarım, dostlarım, arkadaşlarım, tanıdıklarım o geride kalmış yüzüme baktıklarında ne hissediyorlar acaba? Mesela üzülüyorlar mı, seviniyorlar mı, yoksa şaşkınlar mı? Bana sorsanız eğer, bence, sevinsinler istiyorum. Tıpkı bana baktıkları gibi bu yüzümü taşıyana da aynen öyle baksınlar istiyorum. Tabi kolay değil, bunu da biliyorum. Özellikle karım ve çocuklarım için bu daha zor olmalı… Ama onlarda merak etmesinler, ben, başkasına hayat vermişsem ona sevinsinler yeter. Çünkü biliyorum ki bu dünyada herkesin herkese ihtiyacı var. Ve sanki herkes, herkese ait. Bunu gerçekten bilsinler istiyorum. Çünkü hani olur da bir gün sevmediğiniz bir kişi bu duruma düşerse, devran döner o kişi siz de olabilirisiniz… ve ondan bir parça taşıyabilirsiniz. Yani kısacası kendinizi bir gün başka birinde, biriside kendini sende görebilir. Ve anlayacağınız o dediğim herkes olabilir… Bu yüzden tıpkı bana baktığınız gibi ona da bakın… Hatta beni sevmeyenlerde aynen bana baktığı gibi ona baksın. Tıpkı bana sövdükleri gibi ona da sövsün… Çünkü zaman zaman olması gereken de bu… Evet, o yüz benim idi… Ve şu an o yüzüm başkasında… Ve o yüzümü taşıyana şunu demek istiyorum. Hem onun adına hem de kendi adıma şu an için seviniyorum ve gerçekten o çok şanslı bunu bilsin istiyorum. Ve haberi olsun artık ikiye katlanmış seveni ve ikiye katlanmış sevmeyeni var. Yani daha önce ona bir sövmüşlerse bundan sonra iki sövecekler… Aynı zamanda onun için daha önce dua edenler bir iken bundan sonra iki olacaklar…Çünkü bunları hem onun adına ona yapacaklar hem de benim adıma… Yani bir kısacası şunu bilsin bir bedende iki kişiyi taşıyor… Ha bir de ben o yüzle aynanın karşısında çok durdum, sakal kestim, bıyık kestim… Duydum ki o da topsakal bırakmayı istiyormuş. Gerçekten bıraksın hem de en alasından bıraksın… Ona o kadar çok yakışacağından eminim ki… Evet o yüz benim idi.. O yüz ile aynanın karşısında durmuştum. O yüzle başkalarına gülmüştüm, o yüzle başkalarını sevmiştim, o yüzle üzülmüştüm… Ve aynı şekilde başkaları da o yüze karşı sevgilerini, sevinçlerini, nefretlerini iletmişlerdi… Hatta sevdiğim kadın o yüzüme aşık olmuştu, ona dokunmuştu… Ama artık onlar geride kaldı. Ve o yüz artık bende değil onda… Aslında o hem benimdir, hem benim değil… Neyse o, ona benden daha iyi bakacağını biliyorum ve umuyorum… Ama olur da bir gün yüzümden nefret ederse o zaman onun gerçek yüzüne tükürürüm haberi olsun… Şaka şaka böyle bir şey olacağını asla düşünmüyorum… Evet, o yüz benim yüzüm idi… Ve o benim yüzüm olduğu kadar artık onun da yüzü… Ve o artık bu yüzle bakacak dünyaya.. Ve artık herkes onu bu yeni yüzle sevecek, nefret edecek… Ve belki artık o yüze aşık olacaklar, öpecekler… Umarım o, o yüzle güzel mi güzel anılar yaşar ve mutluluktan dört köşe olur… Ha ben ne yapıyor olacağım derseniz? Ben zaten o,yum… O, ben… (1.Mart,2012) Muğla Mehmet Ali ADIYAMAN mehmetaliadiyaman@gmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mehmet ali adıyaman, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |