"İşimden büyük tat aldığımı söylemeliyim." -John Steinbeck |
|
||||||||||
|
Müzik kalpte ferahlık oluşturur, kalbe haz verir ve insanın içini açar. Ancak dine ve kutsallara aykırı sözler içermemelidir. Şarkı ve şiir düşündürme, neşelendirme, olumlu davranışlar kazandırma ve bilgilendirme amacı taşıdığında insanı olumlu şekilde yönlendirir. Din ahlakına uygun olmayan sözlere, sevgi konulu şarkı sözü ve şiirlerde sıkça rastlanır. Sevgi duyulan insan, Allah’tan bağımsız bir varlık gibi görülür, adeta ilahlaştırılır. İnsanın asıl sevmesi, yakınlaşması, bağlanması gereken yalnızca Allah’tır. Diğer varlıklara duyulan sevgi, Allah sevgisinden kaynaklanır. Çevremizdeki varlıkları severken, onları Allah’ın tecellileri olarak görmeli, sevgiyi bu bilinçle yaşamalıyız. Sevilen insan için söylenen "her an onu düşünmek", ona "tapmak", onun "kulu olmak", "onun için yaşamak" gibi şiir ve şarkı sözleri din dışıdır ve Allah’a ortak/şirk koşmak anlamındadır. Bu sözler, şeytani bir duygusallık içerir ve insanlara yanlış bir sevgi anlayışı kazandırır. Bazı şiir ve şarkı sözlerinde ise ayrılık ve ölüm gibi durumlarda, yaşamanın anlamsızlaştığı, ölüm ya da intiharın çözüm olacağı gibi batıl düşünceler telkin edilir. Bu hatalı sevgi anlayışının getirdiği romantizm, insanı üzüntüye, ümitsizliğe, çözümsüzlüğe ve melankolik bir ruh haline yöneltir. Ayrıca, "ya benim ol ya toprağın" tarzındaki şarkı sözü ve şiirler, kıskanan insanın herşeyi yapabileceğini anlatır. Din ahlakını yaşamayan, olayları imani bir akılla değerlendirmeyen kimi insanlar, şarkı ve şiirlerde söz edilen kıskançlık sonucu intikam almanın, normal bir davranış olduğunu düşünebilirler. Medyada "aşkı için ölen" ya da "çok sevdiği için öldüren" kişilerin haberlerine sıkça rastlarız. İnsanın fiziksel ve ruhsal özelliklerinin kaynağı Yüce Allah’tır. Bütün güzel özellikleri Allah, Katından birer nimet olarak verir. Ancak son derece masum bir duygu gibi gösterilen bu çarpık sevgi anlayışı, gerçekte kişiyi şirke ve sevileni ilahlaştırmaya götürür. Bazı şiir ve şarkı sözlerinde ise Kur’an’a uygun olmayan bir kader anlayışı hakimdir. Kur’an hükmüne göre, Allah’ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. Canlı ya da cansız tüm varlıklar kaderleriyle birlikte yaratılmıştır. Her olay Allah’ın takdir ettiği kader dahilinde gerçekleşir. Ve Allah’ın dışında hiç kimse iyiliği ve kötülüğü engelleyemez ya da geri çeviremez. Allah’ın yarattığı kader mükemmeldir ve yaşanan her olay, kötü gibi görünüyor dahi olsa hayır ve hikmet içerir. Ancak söz konusu şarkı ve şiirlerde, yaşananlar karşısında mutsuzluk, çaresizlik, çözümsüzlük ve hatta isyana varan sözlere rastlanır. Yaşamımıza dair her an, Allah Katında yaşanmış, olup bitmiştir ve Allah’ın hafızasında saklı olarak durur. O halde Allah’ın bizim için seçip beğendiği hayat için endişe duymak, mutsuz olmak anlamsızdır. Allah’a teslimiyete dayanan samimi imanı yaşamak, bu olumsuz bakış açısının tam aksidir; insana coşku ve mutluluk verir. Ölümün her şeyin sonu olduğu ve ölümle birlikte insanın yok olacağı gibi sözler ise insanları ahiret konusunda yanlış yönlendirir. İnsanlara, sevdiklerini yitirme korkusu aşılar. Oysa ölüm hiçbir şeyi bitirmez; ölüm bir tür başlangıçtır. Sonsuz ahiret hayatının başlangıcıdır. Çok sıradan gibi görünse de bu tür sözler, insanlara ölümü ve sonrasını unutturur. Kişi yapayalnız Rabb’inin huzuruna çıkacağı ve yapıp ettiklerine göre sonsuz cennet ya da cehennemde sonsuz yaşamını sürdüreceği gibi konuları hatırlamaz bile. Bu nedenle de ölümü kabullenemez, kendisinden uzak görür ve ahireti için hazırlık yapmaz. Ya da dünyadaki davranışlarından ahirette sorgulanacağını düşünmediği için, vicdanen bir rahatsızlık duymadan kötülük yapabilir. Kimi sözler ise karamsarlık, umutsuzluk, acı, keder telkin eder ve insanı ruhsal bunalıma sürükler. Hatta kaderi tam olarak kavrayamayan kişiler zorlu olaylarla karşılaştıklarında, bu ruh halini yaşayabilmek için özellikle bu tür şarkıları dinler, hüzünlenmek için bu tür şiirler okurlar. Böylelikle hüzne ve ümitsizliğe kapılmak gibi Allah’ın beğenmediği kötü ahlak özellikleri kazanırlar. Şarkı ve şiirlerin bazıları ise yaşanan hayata başkaldırı ve isyan dolu sözler içerir. Allah’ın gücünü takdir edemeyen kişiler, bu sözlerin etkisinde kalarak hem kendilerine hem de çevrelerine rahatsızlık verirler. Kuşkusuz insanın yaşamını etkileyen tek neden şarkı sözleri ve şiirler değildir. Söz ettiğim, insanı kişilik, düşünce ve davranış yönünden olumsuz etkileyen sebeplerden yalnızca biridir. Allah’tan ve Kur’an’dan uzak yaşayan, imani açıdan zayıf insanlar bu tür telkinlerden kolaylıkla etkilenebilirler. Bu nedenle bu tarz şarkı sözleri ve şiir yazan insanların vicdanlarını kullanmaları ve üzerlerinde bulunan sorumluluğun farkında olmaları önemlidir. Yapmamız gereken Kur’an ahlakına uygun olmayan şarkıları dinlememek, şiirleri okumamak ve diğer insanlar arasında yaygınlaştırmamaktır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |